ANKARA - Yargıtay, "yasal telefon dinlemeleri' konusunda emsal teşkil edecek bir karara imza attı. "Uyuşturucu madde ticareti yapma" suçu nedeniyle alınan dinleme kayıtlarının ancak bu suç yönünden delil olarak kullanılabileceğine dikkat çeken Yargıtay, aynı dinlemede ortaya çıkan "örgüt suçunda" delil olarak kullanılamayacağına hükmetti.
 
Adana 8. Ağır Ceza Mahkemesi'nin "suç işlemek amacıyla kurulmuş olan örgüte üye olma" ve "suç işlemek amacıyla teşkil edilmiş örgütün faaliyeti çerçevesinde uyuşturucu madde ticareti yapma" suçundan mahkûmiyet verdiği sanıklar hakkındaki karara itiraz edilince temyiz incelemesi Yargıtay 10. Ceza Dairesi'nde yapıldı. Adana 8. Ağır Ceza Mahkemesi'nin, sanık S. A., hakkında "suç işlemek için örgüt kurma" suçundan, sanıklar V.A., H.O.Ç, O.G.Ç, M.S.Ç. ve S.Ç. hakkında ise "suç işlemek amacıyla kurulmuş olan örgüte üye olma" suçundan kurulan mahkûmiyet hükümlerini bozan Daire, yasal telefon dinlemelerine ilişkin kritik bir karara imza attı.

TCK'nın 220. maddesinde düzenlenen "suç işlemek için örgüt kurma" suçunun irdelendiği Daire kararında, örgütün varlığının kabul edilebilmesi için, üye sayısının en az 3 kişi olması gerektiğini, üyeler arasında soyut bir birleşme değil gevşek de olsa hiyerarşik bir ilişkinin bulunmasının, suç işlenmese bile suç işlemek amacı etrafında fiili bir birleşmenin olmasının, niteliği itibariyle devamlılık göstermesinin gerektiğine dikkat çekti.
 
Hukuka aykırı delil niteliğindeki telefon konuşmaları hükme esas alınamaz
Örgütün yapısında, sahip bulunduğu üye sayısı ile araç ve gereç bakımından, amaçlanan suçları işlemeye elverişli olmasının da aranması gerektiğine dikkat çeken Daire, sanıklar hakkında sadece "uyuşturucu madde ticareti yapma" suçu nedeniyle iletişimin dinlenmesi ve kayda alınması kararları alındığını anımsattı. Söz konusu karara dayanılarak dinlenen telefon görüşmelerinin, ancak "uyuşturucu madde ticareti yapma" suçu yönünden delil olarak kullanabileceğine dikkat çeken Daire, sanıklara yöneltilen suçlamalar arasında olan "suç işlemek amacıyla örgüt kurma veya suç işlemek amacıyla kurulmuş olan örgüte üye olma" suçları yönünden dinleme kararı bulunmadığına işaret etti.

Daire, söz konusu telefon konuşmalarının bu suçlarda delil olarak kullanılamayacağının altını çizdiği kararında, "CMK'nın 135. maddesinin altıncı fıkrası uyarınca, iletişimin tespiti, dinlenmesi ve kayda alınmasına ilişkin hükümler 'suç işlemek amacıyla kurulmuş olan örgüte üye olma' suçu için uygulanamaz. Somut olayda, örgüt oluşturmak için sanıkların sayısı yeterli ise de; suç işleme iradelerinde devamlılık ve aralarında hiyerarşik ilişki bulunduğuna ilişkin delil olmadığından, TCK'nın 220. maddesinde düzenlenen 'suç işlemek için örgüt kurma' ve dolayısıyla 'suç işlemek için kurulan örgüte üye olma' suçlarının unsurlarının oluşmadığı, hukuka aykırı delil niteliğindeki telefon konuşmalarının bu suçlar yönünden hükme esas alınamayacağı gözetilmeden, sanıkların bu suçlardan beraatleri yerine mahkûmiyetlerine karar verilmesi nedeniyle oyçokluğu ile bozulmasına karar verildi" denildi.