YARGITAY 19. Hukuk Dairesi
ESAS: 2014/15931
KARAR: 2015/1218


Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince her ne kadar duruşmalı olarak temyiz edilmiş ise de pul yokluğundan bu isteğin reddi ile incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

Davacı vekili, davalı şirketin, dava dışı D... Gemicilik....A.Ş nam ve hesabına düzenlenmiş bir kısım faturalara dayanarak müvekkili aleyhine icra takibi yaptığını, usulsüz tebligat sonucu takibin kesinleştiğini, sözkonusu faturalardan müvekkilinin şahsen sorumlu tutulamıyacağını, yine icra dosyasına sunulan taahhütname kapsamındaki borcun ödendiğini, taahhüt edilen borcun kapsamına girmeyen ve taahhüt tarihinden çok sonra düzenlenen faturalara dayalı takip yapan davalının kötüniyetli olduğunu, talep edilen akdi tazminat ve cezai şartın dayanağı bulunmadığını, %2 oranında faizin de fahiş olduğunu iddia ederek borçlu olmadıklarının tespiti ile davalının tazminata mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili cevabında, davanın ticari nitelikte olması nedeniyle Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olduğunu, davanın zamanaşımına uğradığını, gemilere yakıt temin eden müvekkili şirketten, davacının yetkilisi olduğu dava dışı D... Gemicilik....A.Ş'nin donatanı olduğu gemiye yakıt satın aldığını, fatura bedeli ödemelerinde aksaklık meydana gelince davacının, vadesi gelmiş borcun ödenmesi ve bundan sonra doğacak borçların ödenmesine ilişkin iki adet taahhütname verdiğini, bu taahhütnameler ile davacının, borçtan dava dışı şirket ile birlikte şahsen sorumlu olduğunu kabul ettiğini savunarak davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, davacının, davalı alacaklı ile takip borçlusu şirket arasında imzalanan sözleşmeye bağlı olarak hem, muaccel hale gelen borçların ödenmesi hemde, taahhütnamenin düzenlendiği 21.10.2002 tarihinden sonra vadesi gelecek borçları ödeme taahhüdünde bulunduğu, davalı vekilinin, sözleşme ve taahhütnamelerle alacağını kanıtladığı, sözleşme ve buna bağlı olarak yapılan taahhütlerin geçerli olduğundan, sözleşmede öngörülen cezai şart tazminatının da geçerli olup, davanın hukuki dayanağı bulunmadığı gerekçesiyle davanın ve davalının tazminat isteminin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.

2-İİK'nun 138/3 maddesi uyarınca icra takiplerinde vekalet ücreti miktarı alacaklı ile borçlu arasında yapılmış sözleşmeye bakılmaksızın icra memuru tarafından avukatlık ücret tarifesine göre hesaplanır. Mahkemece bu husus gözardı edilerek %12 oranında vekalet ücretini de kapsayacak şekilde itirazın iptaline karar verilmesi doğru olmadığı gibi, takipten sonrası için faize faiz yürütülecek biçimde hüküm kurulmasında 818 sayılı BK'nın 104/son (6098 Sayılı TBK'nın 121.) maddesine aykırıdır.

SONUÇ :
Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 29.01.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.


kararara.com