T.C.
YARGITAY
9. CEZA DAİRESİ
ESAS NO:2015/6547
KARAR NO:2015/5028
KARAR TARİHİ: 12.05.2015


(5271 s. CMK m. 309)

ÖZET: Sanığın yüzüne karşı verilen kararda, kanun yoluna başvuru süresinin “tefhimden itibaren ” yerine, yanıltıcı biçimde “tebliğden itibaren” başlayacağı belirtildiği halde, kararın sanığa tebliğ edilmediği, bu itibarla kanun yolu başvuru süresi ve başlangıcı hususunda sanığın yanıltılması nedeniyle kararın kesinleşmediği dikkate alındığında; kesinleşen karar ya da hükümler hakkında kanun yararına bozma yoluna başvurulabileceğinden, henüz kesinleşmeyen karara ilişkin kanun yararına bozma isteğinin reddine karar verilmelidir.


Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde bulundurmak suçundan sanık Bülent'in, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 191/1 ve 62/1. maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 191/6. maddesi uyarınca tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine hükmolunmasına, sanık hakkında daha önceden Gülnar Asliye Ceza Mahkemesince tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine hükmolunduğundan 191/6. madde uyarınca cezanın infazının ertelenmesine yer olmadığına dair Gülnar Sulh Ceza Mahkemesinin 06.06.2014 tarihli ve 2014/39-144 sayılı kararı ile ilgili olarak;

Dosya kapsamına göre;

1-Sanık hakkında hapis cezasına hükmedilmesi sonrasında 5237 sayılı Kanunun 191/6. maddesi uyarınca tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine hükmedilmesine karşın aynı madde uyarınca hapis cezasının infazının ertelenmesine yer olmadığına denilmek suretiyle hükümde karışıklığa yol açacak şekilde karar tesisinde, 2-5237sayılı Kanunun 191. maddesinin altıncı fıkrasının uygulanabilmesinin koşulu olarak, aynı fıkranın son cümlesinde öngörülen "Ancak, bunun için kişi hakkında bu suç nedeniyle önceden tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine karar verilmemiş olması gerekir." hükmünün, iddianamede belirtilen davaya konu aynı eylem nedeniyle, anılan maddenin ikinci fıkrası uyarınca daha önce tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine hükmedilmemiş olması gerektiğini ifade ettiği gözetilmeksizin cezanın ertelenmesine yer olmadığına dair karar tesisinde, isabet görülmediğinden bahisle, 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Adalet Bakanlığının 19.12.2014 tarih ve 2014/22753/75465 sayılı kanun yararına bozma talebine atfen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 29.12.2014 tarih ve 2014/416907 sayılı tebliğnamesi ile daireye ihbar ve dava evrakı tevdii kılınmakla;

Dosya incelenerek gereği düşünüldü:

Sanığın yüzüne karşı verilen incelemeye konu kararda, kanun yoluna başvuru süresinin "tefhimden itibaren" yerine, yanıltıcı biçimde "tebliğden itibaren" başlayacağı belirtildiği halde, kararın sanığa tebliğ edilmediğinin anlaşılması karşısında kanun yolu başvuru süresi ve başlangıcı hususunda sanığın yanıltılması nedeniyle kararın kesinleşmediği anlaşılmış olup 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesinin (1). fıkrası uyarınca, ancak temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar ya da hükümler hakkında kanun yararına bozma yoluna başvurulabileceğinden, Gülnar Sulh Ceza Mahkemesinin 06.06.2014 tarihli 2014/39-2014/144 sayılı kararının henüz kesinleşmemesi nedeniyle incelenemeyeceği kabul edilerek, bu aşamada kanun yararına bozma isteğinin (REDDİNE), dosyanın gereği için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına (TEVDİİNE), 12.05.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



kararara.com