Yargıtay 5. Ceza Dairesi, bir kadına telefonda "edep ve iffetini rencide edecek" sözler söyleyerek "laf atma" suçunu işleyen sanık hakkında mahkumiyet kararı veren yerel mahkeme kararını bozdu. Daire kararında, "bu tür suçlarda öncelikle uzlaşma girişiminde bulunulması gerektiği" vurgulandı.

Davaya konu olan olayda, N.G.'ye sarkıntılık suçundan dava açıldı. Davayı görüşen yerel mahkeme, sanığın mağdureye telefon ederek "edep ve iffetini rencide edecek sözler" söylemek suretiyle "laf atma" suçunu işlediğine kanaat getirerek sanık hakkında mahkumiyet kararı verdi. Yerel mahkeme kararında, TCK'nın 105'inci maddesinde yer alan "Bir kimseyi cinsel amaçlı olarak taciz eden kişi hakkında, mağdurun şikâyeti üzerine, üç aydan iki yıla kadar hapis cezasına veya adlî para cezasına hükmolunur" hükmü anımsatıldı.

Bunun üzerine yerel mahkeme kararı temyiz edildi. Davanın temyiz incelemesini yapan Yargıtay 5. Ceza Dairsi, söz konusu suça neden olan eylemin şikayete tabi olup uzlaşma kapsamında kaldığından mağdurenin dinlenip şikayetinin ve kanıtlarının saptanması gerektiği ifade edildi.
Ayrıca Daire kararında, suçun CMK'da yapılan değişliklikten önce gerçekleştiği ve buna göre "Lehine olan yeni düzenlemeye göre uzlaşma yoluna gidilebilmesi için sanığın suçunu kabul etmesinin gerekmediği" hükmünün kabul edilmesi gerektiği vurgulandı. Kararda, kovuşturma şartı olan uzlaşma hükümlerinin öncelikle uygulanması gerektiği de ifade edildi. Uzlaşma girişiminde bulunulması ve sonuçsuz kalması halinde yargılamaya devam edilerek hüküm kurulması gerektiğinin belirtildiği kararda, uzlaşma girişiminde bulunulmadığı gerekçe gösterilerek yerel mahkeme kararı bozuldu.(ANKA)