2009 yılında Harita ve Kadastro Mühendisleri Lisans Sınavı yapılmıştır. Yapılan sınava 1137 kişi katılmış ve 314 kişi lisanslı harita ve kadastro mühendisliği bürosu kurma hakkına kavuşmuştur.

Ancak bir aday, kılavuzdaki bir hükmün iptali istemiyle dava açmış, mahkeme davacı lehine karar vermiş ve sınav iptal edilmiştir.

Sınav iptal elince de, lisanslı harita ve kadastro mühendisliği bürosu kurma hakkı verilenlerin bu hakkı geri alınmıştır. Hakkı geri alınanlardan birisi kendisinin bir kusuru olmadığı gerekçesiyle dava açmış ancak mahkeme davacı aleyhine karar vermiştir.

İŞTE MAHKEME KARARI

T.C.

ANKARA

15.İDARE MAHKEMESİ


ESAS NO : 2013/796

KARAR NO :
2013/1341

DAVACI :

DAVALI :
Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü / Ankara

DAVANIN ÖZETİ : Lisanslı Harita Kadastro Mühendislik Bürosu sahibi olan davacı tarafından, Ankara 9. İdare Mahkemesince verilen 11.02.2011 gün ve E:20!0/309, K:2011/237 sayılı iptal kararının Danıştay 10. Dairesinin 27.12.2012 gün ve E:2012/9014, K:2012/7006 sayılı kararla onanması üzerine Lisanslı Harita Kadastro Mühendislik Bürolarının faaliyetlerinin 29.03.2013 tarihi itibariyle durdurulmasına ilişkin işlemin; 11.10.2009 tarihinde yapılan ve; idarenin kusuru sonucunda iptal edilen sınavın aynı şartlarla tekrarlanması gerektiği, idarenin sınavı iptal edip büroları kapatmasının Mahkeme kararını uyguladığı anlamına gelmeyeceği, iptal edilen işlem sonucunda, işlemin iptal edildiği tarihten önceki hukuki durumun yeniden tesis edilmesi gerektiği ileri sürülerek iptali istenilmektedir.

SAVUNMANIN ÖZETİ : Usul yönünden, dava konusu işlemin ülke çapında uygulanacak düzenleyici işlem niteliğinde olduğundan bahisle davanın Danıştay'da görülmesi gerektiği; esas yönünden 5368 sayılı Lisanslı Harita Kadastro Mühendisleri ve Büroları Hakkında Kanun ve Kanun'un uygulanmasını göstermek üzere hazırlanarak 05.05.2008 tarihli 26867 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanan Lisanslı Harita Kadastro Mühendisleri ve Büroları Hakkında Yönetmelik hükümleri uyarınca yapılan sınavın Ankara 9. İdare Mahkemesince verilen 11.02.2011 gün ve E:2010/309, K:2011/237 sayılı kararla iptal edilmesi ve; bu kararın Danıştay 10. Dairesince onanması üzerine Lisanslı Harita Kadastro Mühendislik Bürolarının faaliyetlerinin durdurulması işleminin yargı kararlarını yerine getirmek amacıyla tesis edildiği, iptal kararının verildiği tarihten itibaren lisansların geçersiz hale geldiği, bu sebeple kazanılmış haktan bahsedilemeyeceği, Bürolar tarafından yapılmakta olan faaliyetlerin Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü'ne bağlı birimlerce yerine getirileceğinden kamu hizmetinin aksatılmasının söz konusu olmadığı ileri sürülerek davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Ankara 15. İdare Mahkemesi'nce duruşma için önceden belirlenen 25.10.2013 tarihinde davacının gelmediği ve davalı idareyi temsilen İ.Y. geldiği duruşmada, gelen tarafa usulüne uygun olarak söz verilip beyanları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek davalı idarenin usule ilişkin itirazları yerinde görülmeyerek işin esası hakkında gereği görüşüldü:

Dava, Lisanslı Harita Kadastro Mühendislik Bürosu sahibi olan davacı tarafından, Ankara 9. İdare Mahkemesince verilen 11.02.2011 gün ve; E:2010/309, K:2011/237 sayılı iptal kararının Danıştay 10. Dairesinin 27.12.2012 gün ve E:2012/9014, K:2012/7006 sayılı kararla onanması üzerine Lisanslı Harita Kadastro Mühendislik Bürolarının faaliyetlerinin 29.03.2013 tarihi itibariyle durdurulmasına ilişkin işlemin iptali istemiyle açılmıştır.

2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 2. maddesinde; Türkiye Cumhuriyeti'nin hukuk devleti olduğu, 138. maddesinde ise, yasama ve yürütme organları ile idarenin mahkeme kararlarına uymak zorunda oldukları ve mahkeme kararlarının yerine getirilmesini geciktiremeyecekleri hüküm altına alınarak idarelerin yargı kararlarına uymalarının Anayasal bir zorunluluk olduğu belirtilmiştir.

Öte yandan, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun mahkeme kararlarının sonuçlarını düzenleyen 28. maddesinde ise; Danıştay, Bölge İdare Mahkemeleri, İdare ve Vergi mahkemelerinin esasa ve; yürütmenin durdurulmasına ilişkin kararlarının icaplarına göre idarenin kararın kendisine tebliğinden başlayarak otuz gün içerisinde işlem tesis etmeye veya eylemde bulunmaya mecbur olduğu hüküm altına alınmıştır.

İdari işlemlerin yargı organlarınca iptal edilmesi sonucunda, idari işlemin yapıldığı tarihten itibaren tüm hukuksal sonuçlarıyla beraber hukuk aleminden kalkacağı, başka bir ifadeyle iptal kararlarının geçmişe etkili sonuçlar doğuracağı idare hukukunun bilinen ilkelerinden olup, idarelerin; yargı organlarınca verilen iptal kararları üzerine idari işlemin yapıldığı tarihten önceki hukuki durumu sağlamasının yukarıda yer alan mevzuattaki düzenlemelerin gereği olduğu açıktır.

Dosyanın incelenmesinden, davalı idare tarafından Türkiye genelinde açılması planlanan toplam 551 adet lisanslı harita ve kadastro mühendisliği bürosuna yerleştirilecek hak sahiplerinin belirlenmesi için sınav yapılmasına karar verildiği, yapılan duyurular neticesinde başvuruların alındığı ve mevzuatla belirlenen şartlan taşıdığı tespit edilen 1260 harita mühendisinin başvurusunun kabul edildiği ve yazılı sınavın aralarında davacının da bulunduğu 1137 kişinin katılımı ile 11/10/2009 tarihinde yapıldığı, sınavdan sonra davalı idarece yapılan değerlendirme neticesinde başarılı olan 368 kişinin yerleştirmeye hak kazandığı, yerleştirmeye hak kazanan 368 kişiden 314 kişinin tercihlerine yerleştirildiği, 54 kişinin ise Yönetmelik hükümlerine göre yedek kaldığı, 237 adet büroya ise yerleştirme yapılamadığı, yerleştirmesi yapılan hak sahiplerinin (bu arada da davacının) diğer yasal koşullan da yerine getirerek bürolarını açarak çalışmaya başladığı, ancak söz konusu sınava giren ve başarısız olan adaylardan birisinin "Lisanlı Harita ve Kadastro Mühendisleri Lisans Sınavı Kılavuzu'nun 4, 4. maddesinde bulunan, Sınav puanı hesaplanırken her doğru cevaba eşit puan verilir ve 1 yanlış cevap 0,25 doğru cevabı (4 yanlış cevap 1 doğru cevabı) iptal eder hükmüne karşılık yanlış cevapların doğru cevapları etkilemeyeceği hususunun sınav kitapçığının 8. maddesinde hüküm altına alındığı ve bu hususun önceden adaylara duyurulmadığı" ileri sürerek sınavın iptali istemiyle açtığı davada, Ankara 9. İdare Mahkemesinin 11/02/2011 tarihli ve E.2010/309, K.2011/237 sayılı kararı ile; "...Olayda her ne kadar davalı idarece 06.01.2009 tarihli sözleşme gereğince sınavı hazırlayan Anadolu Üniversitesinin, sehven sınav soru kitapçığının genel açıklamalar kısmının 8. maddesinde; "Yanlış cevaplarınız dikkate alınmayacaktır. Bu nedenle kitapçıktaki tüm sorular için size doğru gelen seçeneği işaretleyerek cevapsız soru bırakmamanız yararınıza olacaktır." şeklinde bir ibare eklediği, bu hususun sınav başlamadan önce adaylara hatırlatıldığı, hiç boş bırakmayan adayların oranının %68,51 olduğu dikkate alındığında boş bırakan adayların unutkanlık, zamanı verimli kullanamama veya sınavı kazanma ihtimalinin bulunmamasından kaynaklandığı ve yanlış cevapların doğru cevabı iptal etmemesinin adayların lehine olduğu iddia edilmekte, ise de; yapılan sözleşme gereğince sınavı hazırlayan Anadolu Üniversitesince sehven yanlış cevapların dikkate alınmayacağına ilişkin bir ibareyi sınav kitapçığına koyması neticesinde davalı idarece Lisanlı Harita ve Kadastro Mühendisleri Lisans Sınavı Kılavuzu'nun 4.4 maddesine aykırı olarak yaptığı uygulama sonucunda adaylar arasında eşitliğe aykırı olarak bazı adayların (%68,51) tüm sorulara cevap vermesine rağmen adayların büyük bölümünün (%31,49) Kılavuz ile sınav kitapçığının arasındaki çelişki nedeniyle mağdur edildiği görülmektedir.

Bu durumda, davalı idare tarafından yaptırılan Lisanslı Harita Kadastro Büroları sınavının, Lisanlı Harita ve Kadastro Mühendisleri Lisans Sınavı Kılavuzu'nun 4.4 maddesine aykırı olarak sınav kitapçığına yanlış cevapların dikkate alınmayacağına ilişkin konulan ibare nedeniyle sınava girenler arasında adaletsizliğe neden olduğu görüldüğünden dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmamaktadır. " gerekçelerine yer verilerek dava konusu işlemin (yapılan sınavın tamamının) iptaline karar verildiği, söz konusu iptal kararı üzerine davalı idarece; dava konusu lisans sınavının iptaline, dava konusu lisans sınavında geçerli başvurusu olan adaylarla sınırlı olmak üzere sınavın tekrarına, Ankara 9. İdare Mahkemesinin söz konusu kararına karşı İdarece yürütmenin durdurulması talepli temyiz yoluna başvurulmuş olması yanında lisanslı bürolara ilişkin olarak açılan diğer davalarda verilebilecek muhtemel kararlar göz önüne alınarak başkaca hukuksal ihtilaflara da sebebiyet verilmemesi amacı ile sınav yenileme işleminin bu kapsamda değerlendirilmesine, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü Teşkilat ve Görevleri Hakkında 6083 sayılı Kanunun 10.12.2010 tarihinde yürürlüğe girmesi nedeni ile ilçe düzeyinde örgütlenen Kadastro Müdürlüklerinin kapatılması, Kadastro Müdürlüklerinin iş ve personel planlamalarının lisanslı büroların varlığı düşünülerek yapılmış olması, kamu hizmetlerinin aksamadan yürütülmesi ve devam eden yargı süreci sebebi ile faaliyette olan lisanslı büroların, yapılacak sınav tekrarı sonrasındaki yerleştirme işlemine kadar çalışabileceklerine karar verildiği, daha sonra davacı tarafından Lisanslı Harita Kadastro bürosu açarak faaliyette bulunmakta iken Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü Lisanslı Büro Komisyonunun 29.03.2013 tarihli kararı ile 11.10.2009 tarihinde yapılan Lisanslı Harita Kadastro Mühendisleri ve Büroları Sınavına katılarak başarı olan ve Lisanslı ve Harita Kadastro Mühendislik Bürosu olarak faaliyette bulunan büroların faaliyetini durdurmasına karar verilmesi üzerine bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

Yukarıda yer verilen Anayasa ve kanun hükümlerinde idarenin mahkeme kararlarının uygulanmasını sağlama açısından bağlı yetki içerisinde bulunduğu, başka bir ifadeyle mahkeme kararlarının doğruluğu ya da yanlışlığını tartışmadan onun gerektirdiği şekilde işlem tesis etme yükümlülüğü altında bulunduğu, aksi davranışların ise hukuki ve; cezai anlamda sorumluluk gerektireceği ifade edildiğinden, bu aşamada anılan mahkeme kararı gereklerinin doğru bir şekilde uygulanıp uygulanmadığı hususunun değerlendirilmesi gerekmektedir. Nitekim birçok Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarında da değinildiği üzere; bir yargı kararının uygulanma zorunluluğu kararın hüküm fıkrasıyla sınırlı olmadığı ve kararın esasına da aynı şekilde saygı gösterilmek ve uygulanmak zorunda olduğu kabul edilmektedir. (Nitescu kararı, § 34; Zazanis ve diğerleri - Yunanistan davası, No. 68138/01, § 36, 18 Kasım 2004); Başka bir ifadeyle, hüküm fıkrasının temelini oluşturan gerekçelerin göz önünde tutulması da gereklidir. Dayandıkları gerekçe bakımından bu kararlar, idarenin başvuranlara adil bir alternatif çözüm sunamaması durumunun gerçek anlamıyla düzeltilmesi olarak algılanması gerekmekte ve sadece hüküm fıkrasına göre değil hüküm ve gerekçe bir arada değerlendirilerek ona göre mahkeme kararının uygulanması yoluna gidilmesi gerekmektedir.(Süzerler-Türkiye, Başvuru No:6334/05, 23.12.2012)

Yukarıda yer verildiği ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihatları ile de kabul edildiği üzere mahkeme kararlarının hüküm fıkraları ile gerekçelerinin bir bütün olduğu ve kararların uygulanırken gerekçelerine göre işlem tesis edilmesi gerektiği açıktır.

Uyuşmazlığa konu olayda, Ankara 9. İdare Mahkemesi tarafından verilen 11.02.2011 tarihli ve E.2010/309, K.2011/237 sayılı kararın gerekçesinde "...davalı idare tarafından yaptırılan lisanslı harita kadastro büroları sınavının, sınav kılavuzunun 4,4. maddesine aykırı olarak sınav kitapçığına yanlış cevapların dikkate alınmayacağına ilişkin konulan ibare nedeniyle sınava girenler arasında adaletsizliğe neden olduğu görüldüğünden dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmamaktadır." ifadesine yer verilmek suretiyle, davacının lisans almasını sağlayan sınavın tümden iptaline karar verilmiş, anılan iptal kararı Danıştay 10. Dairesinin 27.12.2012 tarih ve E:2012/904, K:2012/7006 sayılı kararıyla onanması üzerine dava konusu idari işlem geçmişe etkili olarak, tesis edildiği tarih itibari ile hukuk düzeninden çıkarılarak, işlemin (sınavın) yapılmasından önceki hukuk duruma dönülmesi amacıyla davalı idarece işlem tesis olunduğu görülmektedir.

Bu durumda, yukarıda belirtilen Anayasa ve Kanun hükümleri uyarınca belirtilen sürece ilişkin olarak verilen yargı kararlarının gereklerini uygulamakla yükümlü olan davalı idarece davacının lisans almasına olanak sağlayan sınavın tamamının iptaline karar verildiği dikkate alınmak suretiyle söz konusu sınava dayalı olarak faaliyete başlayan Lisanslı ve; Harita Kadastro Mühendislik Bürolarının faaliyetlerinin durdurulmasına yönelik olarak tesis olunan dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle, davanın reddine, aşağıda dökümü yapılan 156,30 TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına, 659 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca takdir olunan 1.320,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine, artan posta ücretinin kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine, kararın tebliğini izleyen günden itibaren 30 gün içerisinde Danıştay'da temyiz yolu açık olmak üzere, 25.10.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.