İnsan Hakları Sözleşmesi'ne atıfta bulunan Yargıtay, kanuna uygun olarak tutuklandığı halde makul sürede yargılama mercii huzuruna çıkarılmayan ve bu süre içinde hakkında hüküm verilmeyen kişilere tazminat verilmesi gerektiğine hükmetti. Daire, "Davacının 30 gün gibi uzunca bir süre cezaevinde tutulduktan sonra yargılamayı yapan yetkili mahalli ceza mahkemesine naklinin yapılmış olması bırakınız en kısa süre olarak, makul süre olarak dahi kabule imkan bulunmamaktadır" dedi.
Terör örgütüne üye olmak suçundan polis tarafından yakalanan davacı Seferihisar Cumhuriyet Savcılığınca gözaltına alındı ve Seferihisar Sulh Ceza Mahkemesinin kararı ile "Yol Tutuklaması" yapılarak İzmir 1 No'lu F tipi cezaevine konuldu. Bir ay sonra Diyarbakır D tipi Cezaevine nakledilen davacı hakkında aynı gün Diyarbakır Cumhuriyet Savcılığı'nda sorgulandı ve Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nce tutuklandı. Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından yürütülen kamu davasında 16 Aralık 2008 tarihinde tahliyesine karar verilen davacının davası 2009 yılında zamanaşımı nedeniyle düştü. 

-30 GÜNÜ MAKUL SÜRE OLARAK KABULE İMKAN BULUNMAMAKTA-

Yol tutuklaması ile tutuklandıktan sonra makul süreyi aşacak şekilde 30 gün sonra mahal mahkemesine nakledilerek uzun süre tutuklu bırakıldığını ifade eden davacı, CMK'nın 94. maddesi kapsamında zamanında hakim önüne çıkarılmaması sebebiyle gereğince 6 bin 250 TL maddi ve 10 bin TL'de manevi tazminat davası açtı. Talebi değerlendiren yerel mahkeme, davacı hakkında açılan kamu davasının CMK gereğince zamanaşımı nedeniyle düşürülmesine karar verildiğini ve tazminata hükmedilemeyeceği gerekçesiyle reddetti. Karara itiraz edilence dosya Yargıtay'ın gündemine geldi. Daire, "Düzenlemede en kısa zaman denildiğine göre bu süre yakalanan yere göre birkaç saatten birkaç güne kadar olabilir. Davacı makul sürede esas mahkemesine getirilebilirdi. Bunun yanında yargının yaygın olarak kullandığı Ulusal Yargı Bilişim Sistemi (UYAP) üzerinden de görüntülü olarak ifadesinin alınabilme olanağı karşısında davacının 30 gün gibi uzunca bir süre cezaevinde tutulduktan sonra yargılamayı yapan yetkili mahalli ceza mahkemesine naklinin yapılmış olması bırakınız en kısa süre olarak, makul süre olarak dahi kabule imkan bulunmamaktadır" dedi. 

-AİHS VURGUSU-

Anayasası'nın 19. maddesinin "hürriyeti kısıtlanan kişilerin en kısa zamanda bırakılmasını" öngördüğüne dikkat çeken Yargıtay, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 5. maddesinde yer alan "Yakalanan veya tutuk durumda bulunan herkes hemen bir hakim veya adli görev yapmaya yasayla yetkili kılınmış diğer bir görevli önüne çıkarılır" hükme atıfta bulundu. CMK 141. maddesinin "Kanuna uygun olarak tutuklandığı halde makul sürede yargılama mercii huzuruna çıkarılmayan ve bu süre içinde hakkında hüküm verilmeyen" kişilere de tazminat verilmesini öngördüğünü belirten Daire, makul bir tazminata hükmedilmesi yerine, yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmesine bozma gerekçesi saydı.