İSTANBUL - Geçtiğimiz yılda yine aynı gerekçe ile aynı ceza verilen Bilmez, "Bu cezalar müvekkilimin savunma hakkının özünün engellenmesine dönüktür. Müvekkil ile avukat arasındaki görüşmeyi kaydederseniz, hukuk devletini ortadan kaldırmış olursunuz. Bu cezalar Anayasa, CMK ve AİHM'in içtihatların aykırıdır" dedi.

İbrahim Bilmez hakkında İmralı Yüksek Güvenlikli F Tipi Cezaevi'nde müvekkili PKK Lideri Abdullah Öcalan'la yaptığı görüşmenin kayıtları Bursa 1. İnfaz Hâkimliği tarafından suç kabul edilerek, soruşturma başlatılmıştı. Soruşturmanın ardından ise Bilmez hakkında TCK'nin 220/7 maddesi aracılığı ile ve 314/2 maddesi gereğince ''Örgüt içindeki hiyerarşik yapıya dâhil olmamakla birlikte, örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmek'' ve "Örgüt üyesi' olmak" iddiasıyla İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açıldı. Davanın karar duruşmasına Bilmez ve avukatları, Özcan Kılıç, Doğan Erbaş, Ercan Kanar, Mahmut Taşçı, Barkın Timtik, Naciye Demir, Gülizar Tuncer, Rahşan Aytaç, İnan Akmeşe, Nermin Selçuk ve Hüseyin Çalışçı katıldı.

'Bu dava dayanaksız'

Bilmez'in avukatları mahkemeye yazılı olarak hazırladıkları savunmayı sundu. Duruşmada savunma için söz alan avukat Kanar, avukatların savunma hakkını engelleyen davanın açılmasının 'zorba devlet anlayışı' olduğunu söyledi. Avukatların halk egemenliğinin yargıdaki temsilcisi olduğunu kaydeden Kanar, "Yargıçlar ve savcıların ideolojiden bağımsız hareket etmeleri gerekir. Yargı bağımsızlığı etiğine uyulması gerekir" dedi. Yine söz alan Bilmez'in avukatı Mahmut Taşçı'da iddianamenin temelsiz gazete haberlerine dayandığını belirterek, "Savcılık makamının ciddi olarak hazırlanmadığı ortada, müvekkilimin beraatini talep ediyorum" diye konuştu. Avukat Kılıç ise, "Hukuki ve yasal dayanağı olmayan davanın ortadan kaldırılmasına ve maddi ve manevi unsurları yönünden oluşmayan suçlamalarından dolayı müvekkilimin baretine karar verilmesini talep ediyoruz" dedi.

Görüşme sohbeti kuryelik oldu

Savcılık mütalaasına karşı savunma yapan Bilmez ise, yasalar çerçevesinde müvekkili ile görüşme yaptığını belirterek, ulusal ve uluslararası yasalara aykırı bir şekilde mahkemenin yargılama yaptığını söyledi. Bilmez "Avukatlık dışında bir faaliyetim söz konusu değildir" diye konuştu. Daha sonra kararını açıklayan mahkeme heyeti, TCK'nin 220/7 ve 314/2 maddeleri gereği yani ''Örgüt içindeki hiyerarşik yapıya dâhil olmamakla birlikte, örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmek'' ve "Örgüt üyesi'' olmak suçlamalarıyla Bilmez'i 6 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırdı. Ceza gerekçesini açıklayan mahkeme ''avukat ile müvekkilin görüşmelerinin hiçbir koşulda kayıt edilemeyeceği'' yönündeki kanun maddelerini görmezden gelerek, karara dayanak olarak Bilmez'in müvekkili ile yaptığı görüşmenin kaydını gösterdi. Mahkeme Bilmez'in müvekkili ile yaptığı görüşmede yaptığı genel sohbeti 'hukuki bilgilendirme ile alakası olmayıp örgütü kuryelik'' olarak değerlendirdi.

'Müvekkilimin savunma hakkı hedef alınıyor

Cezaya ilişkin DİHA'ya konuşan İbrahim Bilmez, müvekkili ile olan görüşmelerinin kayıt altına alınmasının yasalara aykırı olduğunu söyledi. Öcalan'ın avukatlarına yönelik açılan davaların müvekkillerine yönelik bir tutum olduğunu kaydeden Bilmez, "Bu davaya dayanak yapılan yasal düzenlemeler 2005 yılında yapıldı. Ceza İnfaz Kanunu'nda yapılan düzenlemeleri Meclis'te görüşülürken, birçok milletvekili bile bunun adını 'Öcalan düzenlemesi" diyelim diye görüş belirtti. Bu düzenleme ile müvekkilimiz hedef alında ve savunma hakkı engellenmeye yönelik girişimdi. Ancak o düzenlemede bile 'bir görevli görüşmeleri izler' diye yine burada kasetle kayıt altına alınır diye bir ibaret yok. Dolayısıyla hukuksuz bir şekilde yargılanıyor ve cezalandırılıyoruz" diye kaydetti.

'Anayasa, CMK ve AİHM'e aykırı'

Anayasa'nın ikinci maddesinde yer alan 'hukuk devleti' ilkesine ayıkırı bir şekilde yapılan yargılamaların müvekkillerinin savunma hakkının özünü ortadan kaldırmaya dönük olduğunu belirten Bilmez, "Müvekkil ile avukat arasındaki görüşmeyi kaydederseniz, hukuk devletini ortadan kaldırmış olursunuz. Bu cezalar Anayasa, CMK ve AİHM'in içtihatların aykırıdır" dedi.

'Devlet yetkililerinin görüştüğü söyleniyor, biz müvekkilimizle görüşünce suç oluyor'

Geçtiğimiz yılda yine müvekkili ile yaptığı görüşme nedeniyle 6 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırıldığını ve cezanın Yargıtay'da olduğunu hatırlatan Bilmez, "Müvekkilim siyasi bir kişiliği var. Basında onunla ilgili günde birçok haber çıkıyor. İddianameye konu olanda basında yer alan haberleri müvekkilim ile paylaşmam. Türkiye'de binlerce siyasi tutuklu var ve ben dahil bir çok avukat bu tutuklularla görüşüyor ve güncel konulara ilişkin paylaşımlarda bulunuyor. Hukuka aykırı bir şekilde bu konuşmalarda kayıt altına alınır ve avukatlar cezalandırılırsa avukatlık mesleğinin bir anlamı kalmaz" diye belirtti. Bilmez, "Bu ülkede Başbakan bile Kürt sorunu konusunda devlet yetkilileriyle Sayın Öcalan'ın görüştüğünü söylüyor. Ancak bizim müvekkilimle görüşmemizin suç olması düşündürücü" diye konuştu.

'Öcalan avukatsız bırakılmak isteniyor'

Yargılamanın baştan sona hukuksuz olduğunu belirten Avukat Kılıç ise karara tepki gösterdi. Öcalan'ın avukatsız bırakılmaya çalışıldığını kaydeden Kılıç, "Yargılama esnasında da belirttik, bu dava baştan beri hukuki dayanaktan yoksun olarak yürütüldü. Öcalan'ın avukatlarına yönelik mesleki faaliyetlerini yürütemeyecek derecede bir baskı var. Burada amaç Öcalan'ı avukatsız bırakmak ve avukatlarının önünü kesmek için baskı uygulamak. Böylece ayrı bir cezalandırma öngörülüyor" diye konuştu. Kılıç davayı temyiz edeceklerini söyledi.

Asya Ülker'de ceza verilmişti

14. Ağır Ceza Mahkemesi Ekim ayında da Öcalan'ın avukatlarından Asya Ülker hakkında, müvekkiliyle yaptığı görüşmede bilgilendirme amaçlı kullandığı sözlere ilişkin, ''örgüt adına kuryelik'' yaptığı iddiasıyla 6 yıl 3 ay hapis cezası verilmişti.


DİHA