T.C.
YARGITAY
21. CEZA DAİRESİ
E. 2015/5074
K. 2016/21
T. 11.01.2016

* ÖNCEDEN VERİLEN RIZA ÜZERİNE BORÇLU YERİNE İMZA ATILMASI ( Resmi Belgede Sahtecilik - Zarar Verme Bilinç ve İradesi İle Hareket Edilmediğinden Suç Kastından Söz Edilemeyeceği/Beraat Kararı Verileceği )

* RESMİ BELGEDE SAHTECİLİK ( Suça Konu Senetlerin Sanık Tarafından Düzenlenip Katılan Adına İmza Atılmak Suretiyle Anılan Şirkete Verildiği - Suça Konu Senetlerin Düzenlenmesi Konusunda Katılanın Önceden Verilmiş Rızasının Bulunduğu/Sanığın Zarar Verme Bilinç ve İradesi İle Hareket Etmediğinden Suç Kastının Bulunmadığı Anlaşıldığından Beraatine Karar Verilmesi Gerektiği )

* SUÇA KONU SENETLERİN SANIK TARAFINDAN DÜZENLENİP KATILAN ADINA İMZALANMASI ( Senetlerin Düzenlenmesi Konusunda Katılanın Önceden Verilmiş Rızasının Bulunduğu - Sanığın Zarar Verme Bilinç ve İradesi İle Hareket Etmediğinden Suç Kastının Bulunmadığı Anlaşıldığından Resmi Belgede Sahtecilik Suçundan Beraat Karar Verileceği )

5237/m. 204

ÖZET : Sanık hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan mahkumiyet hükmü kurulmuştur. Belgede sahtecilik suçlarında önceden verilen rıza üzerine borçlu yerine onun imzasının atılmasında zarar verme bilinç ve iradesi ile hareket edilmediğinden suç kastından söz edilemez.

Suça konu senetlerin sanık tarafından düzenlenip katılan adına imza atılmak suretiyle anılan şirkete verilmiştir. Sanık savunması, katılanın icra aşamasında suça konu senet bedellerini ödemesi ve tanık beyanları ile tüm dosya kapsamından suça konu senetlerin düzenlenmesi konusunda katılanın önceden verilmiş rızasının bulunduğunun kabulünde zorunluluk bulunduğu ve sanığın zarar verme bilinç ve iradesi ile hareket etmediğinden suç kastının bulunmadığı anlaşıldığından yüklenen resmi belgede sahtecilik suçundan beraati gerekir.

DAVA : Sanık müdafiinin temyiz isteminin, resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik olduğu kabul edilerek yapılan incelemede;

KARAR : 1- Ayrıntısı Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 30.03.1992 gün ve 80/98 sayılı kararında da belirtildiği üzere, belgede sahtecilik suçlarında önceden verilen rıza üzerine borçlu yerine onun imzasının atılmasında zarar verme bilinç ve iradesi ile hareket edilmediğinden suç kastından söz edilemeyeceği gibi rızanın açık veya zımni olabileceği cihetle, suça konu senetlerde borçlu olarak gözüken .'in suç tarihinden önce sanık tarafından işletildiği, sonrasında ise sanık tarafından katılana devredildiği, ancak yapılan bu devir işlemine rağmen sanığın bu yeri katılan adına fiilen işletmeye devam ettiği, bu kapsamda 04.06.2007 ve 19.06.2007 tarihlerinde . için . alınan mal karşılığında suça konu senetlerin sanık tarafından düzenlenip katılan adına imza atılmak suretiyle anılan şirkete verildiği olayda, sanık savunması, katılanın icra aşamasında suça konu senet bedellerini ödemesi ve tanık beyanları ile tüm dosya kapsamından suça konu senetlerin düzenlenmesi konusunda katılanın önceden verilmiş rızasının bulunduğunun kabulünde zorunluluk bulunduğu ve sanığın zarar verme bilinç ve iradesi ile hareket etmediğinden suç kastının bulunmadığı anlaşılmakla; yüklenen resmi belgede sahtecilik suçundan beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi, yasaya aykırı,

2- Kabule göre de; T.C. Anayasa Mahkemesi'nin, TCK’nın 53. maddesine ilişkin olan, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmış olmasından kaynaklanan zorunluluk,

SONUÇ : Bozmayı gerektirmiş olup, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, 11.01.2016 gününde oybirliği ile karar verildi.



kazanci.com.tr