Zonguldak Bölge İdare Mahkemesi Başkanlığı bünyesinde, mesleğe 2 yıllık önlisans mezunu olarak başlamış olan zabıt katibi, memuriyette iken 4 yıllık lisans eğitimini tamamlar intibakının yapılması için idareye başvurur.
Zonguldak Bölge İdare Mahkemesi Başkanlığı, bitirilen öğrenimin üst öğrenim olmadığını belirtir ve intibakı yapmaz.

Zabıt katibi açtığı davayı hem idare mahkemesi nezdinde hem de Danıştay nezdinde kazanır.

İŞTE MAHKEME KARARI

DANIŞTAY 5. Daire 
 ESAS: 2011/1149 
 KARAR: 2014/4992 

İsteğin Özeti : Zonguldak İdare Mahkemesi'nin 25/11/2010 günlü, E:2010/1220, K:2010/1537 sayılı kararının, dilekçede yazılı nedenlerle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması isteminden ibarettir.

Cevabın Özeti : Cevap verilmemiştir.

Danıştay Tetkik Hakimi : ...

Düşüncesi : İdare Mahkemesi kararının; dava konusu işleme yönelik iptal hükmünün onanması, maddi hakların ödenmesine ilişkin hüküm fıkrasının ise bozulması gerektiği düşünülmüştür. 

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Beşinci Dairesince işin gereği düşünüldü:

Dava; Zonguldak Bölge İdare Mahkemesi Başkanlığı bünyesinde zabıt katibi olarak görev yapan ve mesleğe 2 yıllık önlisans mezunu olarak başlamış olan davacının, memuriyette iken 31.05.2010 tarihinde 4 yıllık lisans eğitimini tamamlaması nedeniyle, son bitirmiş olduğu eğitim durumuna göre üst öğrenim intibakının yapılması isteğine yönelik 20.07.2010 tarihli başvurusunun reddine ilişkin, Zonguldak İdari Yargı Adalet Komisyonu Başkanlığının 23.07.2010 tarih ve 2010/42 sayılı kararının iptali ile işlem nedeniyle yoksun kaldığını ileri sürdüğü zararlarının tazminine hükmedilmesi istemiyle açılmıştır.

Zonguldak İdare Mahkemesi'nin 25/11/2010 günlü, E:2010/1220, K:2010/1537 sayılı kararıyla; 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 36. maddesinin "Ortak Hükümler" bölümünün (A) fıkrasının 12. bendinin (d) alt bendi ile 07.03.1996 tarih ve 22573 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak Yürürlüğe giren 142 Seri Nolu Devlet Memurları Kanunu Genel Tebliğinin 4. Maddesinin (B) fıkrasında yer alan düzenlemelerden bahisle; 2 yıllık önlisans mezunu olarak memuriyete girenlerin daha sonra 4 yıllık lisans öğrenimini tamamlamaları ve intibaklarının yapılmasını talep etmeleri halinde, ilgililerin 2 yıllık önlisans öğrenimini bitirdikleri tarihlerdeki intibaka konu lisans öğreniminin 2 inci sınıfını bitirerek 3 üncü sınıfına geçen ve normal süresinde lisans öğrenimini tamamlayarak memuriyete giren kişi emsal alınarak, emsalini geçmemek şartıyla intibakının yapılması gerektiği, buna göre 2 yıllık önlisans mezunu olarak 09.07.2007 tarihinde davalı idare emrinde memuriyete başlamış olan davacının, 31.05.2010 tarihinde Anadolu Üniversitesi İşletme Fakültesi 4 yıl süreli İşletme Bölümünden mezun olduğu, 20.07.2010 tarihli dilekçesi ile lisans mezuniyetine göre intibakının yapılmasını davalı idareden talep ettiği, davalı idarenin 23.07.2010 tarih ve 2010/42 sayılı kararı ile bu talebin reddedilmesi üzerine bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmış ise de, 2 yıllık önlisans mezunu olarak memuriyete başlayan ve daha sonra 4 yıllık lisans öğrenimini tamamlayan davacının, 2 yıllık önlisans öğrenimini bitirdiği tarihte, intibaka konu lisans öğreniminin 2'nci sınıfını bitirerek 3'üncü sınıfına geçen ve normal süresinde lisans öğrenimini tamamlayarak memuriyete giren kişi emsal alınarak, emsalini geçmemek şartıyla intibakının yapılması gerekmekte iken, aksi yönde tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle iptaline, işlem nedeniyle davacının yoksun kaldığı özlük ve mali haklarının davalı idarece davacıya ödenmesine hükmedilmiştir.

Davalı idare, dava konusu işlemde hukuka ve ilgili mevzuat hükümlerine aykırılık bulunmadığını ileri sürmekte ve kararın temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.

Davalı idarece, dava konusu işlem tesis edilirken, davacının iki yıllık (ön lisans) yüksek okul mezunu olarak göreve başladığı, memuriyette iken bitirdiği Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi lisans öğreniminin ise önlisans öğreniminin bir üst öğrenimi olarak kabul edilemeyeceği gerekçesiyle, davacının üst öğrenime dayalı intibak isteminin reddedildiği anlaşılmıştır.

657 sayılı Yasanın 36. maddesinin A-12-d bendinde, "Memuriyette iken veya memuriyetten ayrılarak (87'nci maddeye tabi kurumlarda çalışanlar dahil) üst öğrenimi bitirenler, aynı üst öğrenimi tahsile ara vermeden başlayan ve normal süresi içinde bitirdikten sonra memuriyete giren emsallerinin ulaştıkları derece ve kademeyi aşmamak kaydıyla, bitirdikleri üst öğrenimin giriş derece ve kademesine memuriyette geçirdikleri başarılı hizmet sürelerinin tamamı her yıl bir kademe, her üç yıl bir derece ilave edilmek suretiyle bulunacak derece ve kademeye yükseltilirler." hükmü yer almıştır.

Uyuşmazlık, davacının en son bitirdiği lisans öğreniminin, iki yıllık önlisans öğrenimine göre üst öğrenim sayılıp sayılamayacağı hususundan kaynaklandığından, öncelikle "üst öğrenim" kavramı üzerinde durmak gereklidir. 657 sayılı Yasanın özellikle 36. maddesi bir bütün olarak ele alındığında, yasa koyucunun kamu hizmetlerinin en iyi bir biçimde yürütülmesi amacıyla kamu personelinin öğrenim düzeyinin yüksek olmasını amaçladığı, bu amacı gerçekleştirmek ve kamu personelini, bulundukları düzeyden daha üst öğrenim yapmaya özendirmek üzere memuriyete giriş ve yükselinebilecek dereceler arasında öğrenim düzeyine de farklılıklar koyduğu görülmektedir. Yasanın 36. maddesinin "ortak hükümler" başlıklı bölümünde yer alan düzenlemeler yasa koyucunun belirtilen amacını ortaya koyan hükümler içermektedir. Bu hükümler çerçevesinde üst öğrenim, kamu personelinin işe girdiği ya da son intibakının yapıldığı tarihteki öğrenim durumuna kıyasla son öğrenim durumunu ifade etmektedir. Buna göre lise öğrenimi ortaokula, yüksekokul öğrenimi liseye, fakülte öğrenimi yüksekokula göre birer üst öğrenimdir.

Nitekim, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu'nun 3. maddesinde, gerek yüksekokul gerekse fakültenin yükseköğretim kurumu olduğu belirtilmiş, 7/e maddesinde de, yükseköğretim kurumlarında eğitim-öğretim programlarının asgari ders saatlerini ve sürelerini, öğrencilerin yatay ve dikey geçişleriyle ve yüksekokul mezunlarının bir üst düzeyde öğrenim yapmalarına ilişkin esasları Üniversitelerarası Kurulun da görüşlerini alarak tespit etmek Yükseköğretim Kurulunun görevleri arasında sayılırken, lisans öğreniminin ön lisansın üst öğrenimi olduğu açıkça belirtilmiştir.

657 sayılı Kanun'un 36/A-12-d maddesinde, "Yükseköğretim" tanımlamasından hareket edilmeksizin üst öğrenimi bitirenlerin intibaklarının belirli koşullar dahilinde yapılmasının öngörülmesi ve yasa koyucunun yukarıda değinilen amacı karşısında, 36. maddenin A-12-d bendi uyarınca yapılacak intibakta ilgilinin son ve bir öncekine göre "üst öğrenim" niteliğindeki öğreniminin dikkate alınması gerekmektedir.

Uyuşmazlıkta, ön lisans mezunu olarak 09.07.2007 tarihinde göreve başlayan davacının, 31.05.2010 tarihinde Anadolu Üniversitesi İşletme Fakültesinden mezun olduğu, dolayısıyla iki yıllık yükseköğretime göre üst öğrenimi bitirdiği anlaşıldığından, lise üzerine dört yıllık yükseköğrenimi bitirenler gibi intibakının yapılması gerekirken, aksi yönde tesis edilen işlemde hukuki isabet görülmemiştir.

Öte yandan, davacının sözkonusu başvurusu üzerine 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 36/A-12-d maddesinde yer alan düzenleme uyarınca, lise üzerine üst öğrenim intibakının yapılması hukuki zorunluluk olduğundan, bu intibakın nasıl yapılması gerektiğini de ayrıca açıklamak gerekli görülmüştür.

Bu hükmün uygulanmasında, öncelikle, üst öğrenimi bitirmesi nedeniyle intibakı yapılacak kişinin emsalinin belirlenmesi gerekmektedir. Maddeye göre üst öğrenimi bitiren kişinin emsali, öğrenimine ara vermeden aynı üst öğrenime başlayıp normal süresi içinde tamamlayan ve mevcut uygulamaya göre normal eğitim süresinin sona erdiği haziran ayı sonu itibariyle kamu görevine başlayan kişidir. Yapılacak intibak işleminde önce emsalinin, maddede belirtilen biçimde, ulaşabileceği derece ve kademe belirlenmeli; bilahare ilgilinin sadece başarılı değerlendirilen hizmet yılları, ifa etmiş olduğu askerlik hizmet süresi ve yararlanmış ise 2182 sayılı Yasa veya 458 sayılı K.H.K. veyahut 5289 sayılı Kanun gereğince kazandığı bir derece esas alınmak suretiyle ve emsalinin yükselebileceği derece ve kademeyi geçmemek kaydıyla ulaştığı derece ve kademe saptanmalıdır.

Yapılan bu açıklamalar dikkate alınarak, davalı idare tarafından davacının üst öğrenim intibakı yapılarak ulaşacağı derece ve kademesinin saptanması gerekirken, Mahkeme kararında yer alan gerekçe ile intibak hesabı yapılmasında hukuki isabet bulunmamakta ise de, dava konusu işlemin iptali yolunda verilen kararda sonucu itibariyle hukuka aykırılık görülmemiştir.

Öte yandan; Mahkeme kararında, dava konusu işlemin hukuka aykırı olduğu ve bu nedenden dolayı da, dava konusu işlem nedeniyle davacının yoksun kaldığı özlük ve mali hakların Anayasanın 125. maddesi uyarınca tazminen davacıya ödenmesine hükmedilmiş ise de, davacının dava konusu işlem nedeniyle her hangi bir zararının oluşup oluşmadığı, ancak yukarıda belirtilen yöntemle idarece yapılacak olan intibak işleminin sonucunda ortaya çıkacağından, davacının üst öğrenim intibakının yapılmamasından dolayı bu aşamada bir zararının varlığından söz edilmesine olanak bulunmamaktadır.

Bu durumda; Mahkeme kararının, davacının yoksun kaldığı özlük ve mali haklarının davalı idarece davacıya ödenmesine hükmedilmesine ilişkin bölümünde hukuki isabet görülmemiştir.

Açıklanan nedenlerle; idare ve vergi mahkemeleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenerek bozulabilmeleri 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde belirtilen nedenlerden birinin varlığına bağlı olup davalı idarenin temyiz isteminin kısmen reddiyle, Zonguldak İdare Mahkemesi'nce verilen 25/11/2010 günlü, E:2010/1220; K:2010/1537 sayılı kararının, dava konusu işlemin iptali yolundaki hüküm fıkrasının yukarıda belirtilen gerekçeyle onanmasına, davalı idarenin temyiz isteminin kısmen kabulüyle, Mahkeme kararının davacının yoksun kaldığı özlük ve mali haklarının davalı idarece davacıya ödenmesine hükmedilmesine ilişkin kısmının, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinin 1/b fıkrası uyarınca bozulmasına, aynı maddenin 3622 sayılı Kanun'la değişik 3. fıkrası gereğince ve yukarıda belirtilen hususlar da gözetilerek bozulan kısım hakkında yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen Mahkeme'ye gönderilmesine, 10.06.2014 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY

2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu'nun "Tanımlar" başlığını taşıyan 3. maddesinin (a) bendinde; yükseköğretim; Milli eğitim sistemi içinde ortaöğretime dayalı en az dört yarı yılı kapsayan her kademedeki eğitim-öğretimin tümü şeklinde tanımlanmış; aynı maddenin (r) bendinde, önlisansın, ortaöğretim yeterliklerine dayalı, en az iki yıllık bir programı kapsayan, nitelikli insangücü yetiştirmeyi amaçlayan veya lisans öğretiminin ilk kademesini teşkil eden bir yükseköğretim olduğu; (s) bendinde de lisansın, ortaöğretime dayalı en az sekiz yarı yıllık bir programı kapsayan bir yükseköğretim olduğu belirtilmiştir.

Görüldüğü gibi, söz konusu hükümlerle önlisans eğitimi ve lisans eğitimi birer yükseköğretim olarak sayılmış ve gerek lise üzerine 4 yarı yıllık müstakil bir önlisans programından mezun olarak, gerekse 8 yarı yıllık lisans öğreniminin ilk 4 yarı yılını bitirerek önlisans diploması alan kişilerin de bir yükseköğretimi bitirmiş oldukları kabul edilmiş bulunmaktadır.

Bu durumda, memuriyete girmeden lise üzeri 4 yarı yıllık önlisans programını bitiren davacı, aldığı önlisans diploması ile esasen yükseköğretimi bitirmiş bir kişi durumunda bulunduğundan ve sonradan bitirdiği lisans öğrenimi de önlisansın üst öğrenimi olarak kabul edilemiyeceğinden, 657 sayılı Kanun'un sözü edilen değişik 36/A-12/d maddesine göre intibakının yapılmasına olanak bulunmamaktadır.

Dairemizin uzun yıllardır bu yönde verdiği kararlarla istikrar kazanmış içtihadı da bu yolda olduğu halde, içtihatın değiştirilmesini gerektiren herhangi bir hukuki gelişme ya da mevzuat değişikliği de yoktur.

Dava konusu işlem, içtihadımıza uygun ve bu yönde tesis edilmiş olduğundan, bu işlemin iptali isteğiyle açılan davanın İdare Mahkemesince reddine hükmedilmesi yerine dava konusu işlemin iptaline karar verilmesinde hukuki isabet görülmediğinden, kararın bozulması gerektiği görüşüyle karara katılmıyoruz.

Yukarıda yer alan içerik, kararara.com sitesinden alınmıştır
 

Memurlar.Net