Yargıtay
19. Ceza Dairesi
Esas No:2015/8943
Karar No:2015/7786 
Tebliğname No : KYB - 2015/186623

2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 51/2-a maddesine aykırı davranmak eyleminden dolayı S.. Y.. hakkında Çavdır Bölge Trafik Denetleme İstasyon Amirliğinin 19/03/2014 tarihli ve MA-05159391 nolu trafik İdarî para cezası karar tutanağı ile uygulanan 172,00 Türk lirası İdarî para cezasına yönelik başvurunun kabulü ile idari para cezasının kaldırılmasına ilişkin Gölhisar Sulh Ceza Hakimliğinin 06/01/2015 tarihli ve 2014/7 değişik iş sayılı kararı aleyhine Adalet Bakanlığının 18/05/2015 gün ve 32475 sayılı kanun yararına bozma istemini içeren yazısı ekindeki dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 04/06/2015 gün ve KYB.2015-186623 sayılı ihbarnamesi ile daireye verilmekle okundu.

Anılan ihbarnamede;

Dosya kapsamına göre, hız sınırı ihlali yaptığı kamera görüntüsü ile tespit edilen muteriz hakkında 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 116. maddesindeki yetkiye dayanılarak tescil plakasına düzenlendiği anlaşılan idari para cezasına karşı muteriz tarafından yapılan başvuru üzerine, Gölhisar Sulh Ceza Hakimliğince, 2918 sayılı Kanun’un 116. maddesinde sayılan hallerin somut olayda mevcut olmadığı, ayrıca Radar/ictihatlari/" title="Radar içtihatları">Radar görüntülerinin net olmadığı, araç plakalarının net okunamadığı, hız sınırlarının sağlıklı tespitine elverişli olmadığı gerekçesiyle başvurunun kabulüne karar verilmiş ise de,  Yargıtay 7. Ceza Dairesinin 13/03/2013 tarihli ve 2013/1707 esas, 2013/5537 sayılı ilâmında da belirtildiği üzere, 2918 sayılı Kanun'un 116/1. maddesinde yer alan "Trafiği tehlikeye düşürecek, engel olacak şekilde veya yasaklanmış yerlerde park etmiş araçlara veya trafik kural ve yasaklarına aykırı davranışları belirlenmiş bulunan, karayolları ağırlık kontrol mahallerinde işaret, ışık, ses veya görevlilerin ikazına rağmen tartı sistemine girmeden seyrine devam eden ve sürücüsü tespit edilemeyen araçlara tescil plakalarına göre ceza veya suç tutanağı düzenlenir." şeklindeki düzenleme karşısında somut olayda tescil plakasına idari para cezası uygulanabileceği, ayrıca yine aynı dairenin 27/11/2014 tarihli ve 2014/22963 esas, 2014/19969 sayılı kararında belirtildiği üzere, idari para cezası karar tutanağının resmi evrak niteliğinde bulunduğu ve aksi ispat edilinceye kadar geçerli olduğu, ispat kuvveti bakımından başkaca bir delille ( kamera kaydı gibi ) desteklenmesinin gerekmediği, bu yönde mevzuatımızda bir hüküm bulunmadığı, ancak muterizin belirtilen gün ve saatte başka bir yerde olduğuna ilişkin veya tespit edilen aracın rengi ve modelinin kendi aracı olmadığına dair geçerli sayılabilecek bir başvurusunun bulunması halinde ancak görevli polis memurunun beşeri bir hata yaptığının kabul edilebileceği, somut olayda bu yönde bir itiraz da bulunmadığı, muterizin aracını ticari olarak kullanmasının cezanın kaldırılmasını gerektirmediği, aracı kiralayan şahıs ile yapılan sözleşme gereğince, ödenen idari para cezası için kiralayana rücu etmenin mümkün olduğu dikkate alınarak, idari para cezasına karşı yapılan başvurunun reddine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı gerekçeyle kabulüne karar verilmesinde isabet görülmediği gerekçesiyle 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309.maddesi uyarınca anılan kararın kanun yararına bozulması isteminde bulunulmakla gereği görüşülüp düşünüldü;

Dairemizin 30/04/2015 tarih ve 2015/118-970 E.K sayılı kararında belirtildiği üzere; hız kurallarına aykırılık nedeniyle tescil plakasına istinaden idari yaptırım kararı düzenlenen aracın başkası tarafından kiralanması halinde, aracın kabahat tarihinde bu şahsın fiili hakimiyetinde bulunduğu cihetle cezaların şahsiliği prensibi gereğince idari yaptırım kararının iptaline karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle kararın bozularak cezanın iptaline karar verildiği cihetle, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma isteminde yer alan “muterizin aracını ticari olarak kullanmasının cezanın kaldırılmasını gerektirmediği, aracı kiralayan şahıs ile yapılan sözleşme gereğince, ödenen idari para cezası için kiralayana rücu etmenin mümkün olduğu dikkate alınarak, idari para cezasına karşı yapılan başvurunun reddine karar verilmesi gerektiği” yönündeki düşüncenin yerinde bulunmadığı kabul edilerek yapılan incelemede;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname içeriği yukarıda anılan bölümü dışında yerinde görüldüğünden, Gölhisar Sulh Ceza Hakimliğinin 06/01/2015 tarihli ve 2014/7 değişik iş sayılı kararının CMK.nun 309/4. maddesi uyarınca aleyhe tesir etmemek üzere BOZULMASINA, 25/11/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
HUKUK MEDENİYETİ