Yargıtay da patlayıcıyı onadı. Yasaya göre silah kararında 15 yıl, patlayıcıda ise 8 yıl hapis isteniyor.

Sabah'ın haberine göre; Van 4'üncü Ağır Ceza Mahkemesi molotof kokteyli için "Silahtır"; Van 3'üncü Ağır Ceza Mahkemesi ise "Patlayıcıdır" diye karar verdi. Yargıtay 9'uncu Ceza Dairesi de, "Patlayıcıdır" yönündeki kararı onadı. Bu durum molotof kokteylinin hukuki platformdaki tanımıyla ilgili tartışmanın da fitilini ateşledi. Hukukçular, molotof kokteylinin tehlikeli bir patlayıcı olduğu görüşünde birleşti. Molotof "patlayıcı" olarak değerlendirildiğinde, sanığa 174'üncü madde gereğince 8 yıla kadar hapis cezası veriliyor. "Silah" değerlendirmesi yapıldığında ise, "örgüte silah sağlamak" suçuyla ilgili 315'inci madde devreye giriyor. Ceza da 15 yıla kadar çıkıyor. Van'da bir gazete bürosuna 2009 yılında molotof kokteyli atıldı. Molotof tam olarak patlamadı. Bu nedenle gazete binasında kayda değer bir zarar oluşmadı. Olaydan iki gün sonra polise gelen bir ihbar üzerine, Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi öğrencileri Yücel Kardaş ve Barış Tosun gözaltına alındı. Aynı zamanda üniversitenin öğrenci derneğine de üye olan Tosun ve Kardaş hakkında, "taş atan çocuklar" için uygulanan "örgüt üyesi olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek" ve "örgüt faaliyetleri çerçevesinde patlayıcı madde bulundurmak" ve "patlayıcı atarak mala zarar vermek" suçlarından dava açıldı. Van 3'üncü Ağır Ceza Mahkemesi, her iki sanığı, "örgüt adına suç işlemek" ve "patlayıcı madde atma" ve "mala zarar verme" suçundan toplam 11 yıl 7'şer ay hapis cezasına mahkum etti. Mahkeme, molotof kokteylinin örgüt faaliyeti kapsamında kullanılan patlayıcı olduğunu değerlendirdi.

İKİ FARKLI KARAR

Molotof "silah" olarak yorumlanmış olsaydı, sanıklara sadece bu suç nedeniyle TCK'nın 315'inci maddesine göre en az 10 yıl hapis cezası verilecek, ceza Terörle Mücadele Kanunu'na göre yarı oranında artırılarak 15 yıla çıkacaktı. Buna, "örgüt üyesi olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek" ve "mala zarar vermek" suçlarından verilen diğer cezalar eklenince, sanıklar 20 yıldan fazla hapse mahkum olacaktı. Aynı koridorda bulunan Van 4'üncü Ağır Ceza Mahkemesi ise, "Molotof kokteyli silahtır" görüşüne vardı. Mahkeme, molotof kokteyli bulundurmayı örgüte silah sağlama olarak yorumladı. Ancak Yargıtay 9'uncu Ceza Dairesi, temyiz incelemesi sonucunda Van 3'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nin "patlayıcı madde bulundurma" ve "örgüt adına suç işleme" suçlarından verdiği mahkumiyet kararını onadı. Daire, "patlayıcı madde ile mala zarar verme" suçundan verilen mahkumiyet kararını ise "zarar oluşmadı" diyerek bozdu. Dairenin kararında bu durum şöyle anlatıldı: "Olay tutanağı, olay yeri inceleme raporu, katılan beyanı ve tüm dosya kapsamına göre, gazete binasına molotof kokteyli atılmasına rağmen yanma sonucu bir zarar meydana gelmediği anlaşılmıştır. Suçun teşebbüs aşamasında kaldığı gözetilmeden mahkumiyet hükmü kurulması kanuna aykırıdır. Bozulmasına karar verilmiştir."

MALA ZARAR VERME

Şimdi Van 3'üncü Ağır Ceza Mahkemesi, Yargıtay'ın verdiği karardan sonra yeniden yargılama yapacak. Ancak "patlayıcı madde bulundurma" ve "örgüt adına suç işleme" suçlarından verilen cezalar onandığı için yargılama sırasında sadece mala zarar verme suçunun oluşup oluşmadığı tartışılarak, bu konuda karar verilecek.

Hukuk uzmanları 'patlayıcı'da birleşti

Molotof kokteylinin silah mı, patlayıcı mı olduğu sorusu ise hukuk camiasında tartışma yarattı. 2. Dünya Savaşı'nda Sovyet tanklarına karşı kullanılan molotof kokteylinin, Türk Ceza Kanunu'ndaki tanımını uzmanlara sorduk. "Patlayıcı madde" olduğu konusunda hem fikir olan uzmanlar, molotoflu saldırıların sonuçlarının ağır olduğunu ve bu sonuçların göz önünde bulundurulması gerektiğinin de altını çizdi. İşte uzmanların molotof yorumları...

"BENCE PATLAYICI"

Prof. Dr. Süheyl Donay: Yargıtay yargıçları televizyonları seyrediyorlardır mutlaka. Molotof kokteylinin ne kadar tehlikeli bir patlayıcı olduğu biliniyor. Şişe içine yanıcı madde koyup fırlatılıyor. Düştüğü yerde de yanarak alev alıyor. Bu anlamda, zarar gerçekleşmediği gerekçesiyle ceza verilmemesi görüşüne katılmıyorum. Van Ağır Ceza Mahkemesi son dönemlerde çok kullanılmasını ve hiçbir işlem yapılmamasını öngörerek molotof kokteylini silah saymış. Bence silah yerine patlayıcı madde saymak daha doğru olur. Patlayıcıdır ve zarar verir. Silah konusunda daha teknik bilgiye sahip olanlar cevap vermeli. Bu sadece patlayıcı madde mi yoksa elde imal edilmiş silah mı olduğunu ancak silah konusunda çok teknik bilgiye sahip olanlar cevap verebilir.

Albay İlhan Akbulut (Emekli Askeri Hakim): Eski TCK'nın 264. maddesinde var. Biz DGM'de bu madde üzerinden 90'lı ve 2000'li yıllarda çok ceza verdik. Yeni kanuna göre maddede değişiklik yapılıp yapılmadığını bilmiyorum ama bu maddede açık olarak belirtiliyor. Bu çok tehlikeli bir patlayıcıdır ve dinamit, bomba ile eşdeğer görülür. Zaten maddede; 'dinamit, bomba ve buna benzer yakıcı ve öldürücü alet veya barut ve benzeri yakıcı ecza' deniliyordu. Ölümlere, ciddi yanıklara ve mal kayıplarına sebebiyet verebilir. 6136 sayılı kanunun (Ateşli silahlar ve bıçaklar ile diğer aletler hakkında kanun) ihlali gibi değerlendirmek lazım ama ondan daha ağırdır.

"YASA ÇOK AÇIK"

Doç. Dr. Ümit Kocasakal (İstanbul Barosu Başkanı): Tartışmanın nedenini çözebilmiş değilim. Çünkü TCK'nın 6. maddesi çok açık. Silah deyiminde, ateşli silahlar ve patlayıcı maddeler olarak ikiye ayırıyor. 5. bentte de yakıcı, aşındırıcı, boğucu, zehirleyici maddelerden bahsediyor. Açık olarak molotof kokteyli bir patlayıcı maddedir ve bu, silah olarak kanunda tanımlanır. 174. maddede de tehlikeli maddelerin izinsiz olarak bulundurulması belirtiliyor. Hatta önemsiz miktardaki maddeyi bulunduran, satın alana dahi bir yıla kadar hapis cezası öngörüyor. Bu madde, eski kanundaki 264. maddenin muadilidir.

"SONUCA GÖRE"

Prof. Dr. Abdurrahman Kılıç (İstanbul Teknik Üniversitesi Makine Fakültesi Yangın Güvenliği Öğretim üyesi): Benim yorumum kişisel olur çünkü beni, maddenin yangın çıkarıp çıkarmadığı ilgilendirir. Ancak deneyimlerime dayanarak şunu söyleyebilirim. Molotof, çok tehlikeli olabilecek bir yanıcı maddedir. Örneğin İstanbul Çetinkaya Mağazası'nda molotof kokteyli ile çıkan yangın esnasında ben itfaiye müdürüydüm. O yangının sonuçlarını maalesef gördük. Bence ceza verilirken de eylemin sonucuna bakılmalı, netice göz önünde bulundurularak ceza uygulaması yapılmalı.

TARİHE KAZINAN MOLOTOF SALDIRILARI

25 Aralık 1991'de, Bakırköy'de izinsiz gösteri yapmak isteyen PKK'lı bir grup tarafından Çetinkaya Mağazası'na molotof kokteylli saldırı düzenlendi. Dönemin Olağanüstü Hal Bölge Valisi Necati Çetinkaya'nın kardeşinin sahibi olduğu mağazada çıkan yangında 7'si kadın 1'i çocuk 11 kişi öldürüldü ve 14 kişi yaralandı. İstanbul Göztepe'deki 6 katlı Mavi Çarşı mağazasına 13 Mart 1999'da giren PKK'lılar da molotofla saldırdı. Çıkan yangın ve panik sonrasında 13 kişi can verdi, 7 kişi yaralandı. 17 yaşındaki Serap Eser, 8 Kasım 2010'da, İstanbul Küçükçekmece Kanarya Mahallesi'ndeki durakta yolcu almak için bekleyen İETT otobüsünün içindeydi. Otobüste, bir grup PKK'lının attığı molotof kokteyli nedeniyle yangın çıktı ve Serap ağır yaralandı. Komada kalan Serap yaşam savaşını 29 gün sonra kaybetti.

Fark ne anlama geliyor

Van 3'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nin kararında yer alan ve Yargıtay tarafından onanan "patlayıcı madde bulundurma" suçu TCK'nın 174/1'inci maddesinde şöyle yer alıyor: "Yetkili makamlardan gerekli izni almaksızın, patlayıcı, yakıcı, aşındırıcı, yaralayıcı, boğucu, zehirleyici, sürekli hastalığa yol açıcı nükleer, radyoaktif, kimyasal, biyolojik maddeyi imal, ithal veya ihraç eden, ülke içinde bir yerden diğer bir yere nakleden, muhafaza eden, satan, satın alan veya işleyen kişi, üç yıldan sekiz yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır." Van 4'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nin, molotof kokteylinin silah olduğu yönündeki kararı ise TCK'nın "örgüte silah sağlama" başlıklı 315'inci maddesinde yer buluyor. Bu maddede şu düzenleme yer alıyor: "Yukarıdaki maddede tanımlanan örgütlerin (silahlı örgütler) faaliyetlerinde kullanılmak maksadıyla bunların amaçlarını bilerek, bu örgütlere üretmek, satın almak veya ülkeye sokmak suretiyle silâh temin eden, nakleden veya depolayan kişi, on yıldan onbeş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır."