Cep telefonları başta olmak üzere teknolojiye, internete ve sosyal medyaya erişimin kolaylaşması işçi-işveren ilişkilerinde yeni ihtilafların yaşanmasına neden oluyor. İnternet ve sosyal medya kullanımı konusunda Yargıtay içtihatları daha çok işçi aleyhine gerçekleşiyor.

soL’un haberine göre, internet ve sosyal medya kullanımı işçi ve işveren arasında ihtilafa yol açtığında, çalışan aleyhine sonuçlanan yargılama 4857 sayılı İş Kanunu’nun 25’inci maddesine dayandırılıyor. İşverene “haklı nedenle” tazminatsız derhal fesih hakkı tanıyan 25’inci maddenin ikinci bendi, “ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan halleri” sıralıyor.

Yargıtay’ın son olarak verdiği kararlardan biri daha patronların iş yerinde internet ve sosyal medya kullanımını gerekçe göstererek 25. maddeden işçiyi işten atma hakkı olmadığını gösterdi.
Mesai saatleri içinde cep telefonundan internete giren bir eczacı kalfası, doğruluk ve bağlılığa aykırı davrandığı gerekçesiyle işveren tarafından işten çıkarıldı. Kalfa konuyu yargıya taşıdı.

Kalfa, iş akdinin haksız ve ihbarsız olarak feshedildiğini belirterek kıdem ve ihbar tazminatlarının ödenmediği iddiasıyla fazla çalışma ve ücret alacaklarının işveren tarafından ödetilmesini istedi.

İşveren eczacı ise çalışanın mesai saatleri içinde eylemin gerçekleştiğini, davanın reddine karar verilmesini istedi. Tarafları ve dosyayı inceleyen yerel mahkeme, davanın kısmen kabulüne karar verdi. Yerel mahkemenin kararı taraf avukatlarınca temyiz için Yargıtay’a gönderildi.

İşveren tazminat ödeyecek
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, mahkemece toplanan kanıtlara ve bilirkişi raporuna dayanılarak eczacı kalfası olarak çalışan davacının mesai saatleri içerisinde Facebook internet sitelerine girdiğinin sabit olduğunu, ancak bu davranışının yaptığı işi ne düzeyde etkilediği konusunda ya da işlerini aksattığının ispatlanamadığını belirtti. Yargıtay, işçinin, haksız yere işten çıkarıldığı gerekçesiyle işverenin kıdem ve ihbar tazminatı ödemesi gerektiğine karar verdi.