Oya ARMUTÇU

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi yerleşik içtihatlarında tedavi edilemeyen bedensel veya ruhsal iktidarsızlığı boşanma nedeni sayarken, cinsel ilişki yaşamayan kadın lehine de manevi tazminata da hükmediyor.
Yargıtay son kararını Antalya'daki bir boşanma davası sonucu verdi. H.K. adlı kadın, cinsel ilişki yaşayamamasından kocasını sorumlu tutarak tazminat talep etti. Antalya Aile Mahkemesi kadının tazminat talebini reddetti. Yargıtay Medeni Kanunu'nun 143/2 maddesine göre boşanmaya sebebiyet vermiş olan hadiselerde kabahatsiz karı veya kocanın şahsi menfaati haberdar edilmişse hakimin manevi tazminata hükmedilebileceği maddesine atıf yaptı. 

Yargıtay  karısıyla cinsel ilişki yaşayamayan kocanın tam kusurlu olduğu, kadının kocasından nefret etmesine yol açacağı, bu durumda evliliğin sonlanması ve kocasından tazminat istemesinin mümkün olduğu sonucuna vardı. 

YARGITAY'IN TEDAVİ KRİTERİ

Yargıtay içtihatlarında evlilik birliğini çekilmez hale getiren nedenlerden birinin de cinsel ilişki kurulamaması, cinsel uyum ve doyumun sağlanamaması olduğu belirtilerek, iktidarsızlık ya da kadının cinsel ilişkiye yanaşmaması boşanma nedeni sayılıyor. Ancak, kocanın veya kadının görevlerini yapamaması ile ilgili bedensel ve ruhsal rahatsızlığın tedavisi mümkün ise eşlerin tedaviden kaçındığı kanıtlanmadığı sürece boşanma nedeni sayılamıyor.

İŞTE ÖRNEK KARARLAR:

UZUN SÜRE CİNSEL İLİŞKİ KURAMAMA TAZMİNAT NEDENİ
Toplanan delillerden tarafların evli oldukları aradan bir sene beş ay geçtikten sonra dava açıldığı geçen bu süre içinde herhangi bir engel olmamasına rağmen cinsel ilişkinin gerçekleşmediği anlaşılmaktadır. Kadından kaynaklanan evlilik birliğini temelinden sarsan maddi hadisenin varlığı ispat edilememiştir. Medeni Kanunu'nun 143/2 maddesi boşanmaya sebebiyet vermiş olan hadiseler kabahatsiz karı veya kocanın şahsi menfatalerini ağır bir surette haleldar etmiş ise hakimin manevi tazminata hükmedebileceğini öngörmüştür. Toplanan delillerden evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda kadının hiçbir kusurunun olmadığı, karşı taraf ise tam kusurlu olup kişilik haklarına ağır saldırı teşkil etmektedir. O halde mahkemece tarafların sosyal ve ekonomik durumları tazminata esas olan fililin ağırlığı ile hakkaniyet kuralı dikkate alınarak kadın yararına uygun miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerekir.

KADIN HALA BAKİRE, CİNSEL İLİŞKİYİ BEKLEMEK HAKSIZLIK
Evlenmenin sosyal amacı yanında belki de daha önemli olarak nesli devam ettirme ve cinsel arzuları tatmin etme gayesi de vardır. Tarafların cinsel organları normal yapıda olmasına rağmen psikolojik sebeple de olsa uzun evlilik süresi içinde cinsel ilişki kuramadıkları kızlık muayenesine dair rapordan anlaşılmaktadır. Bu hal evlilik birliğini temelinden sarsar. Aylarca cinsel ilişkinin başarılamamış olması karşısında eşler de birbirine karşı haklı bir nefretin, en azından isteksizliğin doğacağı şüphesizdir. Böyle bir durumu davacı (kadın) açısından bir kusur olarak kabul etmek mümkün değildir. Ne zaman gerçekleşeceği belli olmayan ve ondan sonra da devam edip etmeyeceği şüpheli bulunan cinsel yakınlaşmayı beklemek için davacıyı zorlamak açık bir haksızlıktır. Bu koşullar altında davacıdan evlilik birliğini devam ettirmesi beklenemez. Aile birliğinin temelinden sarsılıdığı kabul edilerek boşanmaya karar verilmesi gerekirken, davanın yetersiz gerekçe ile reddedilmesi usul ve kanuna aykırıdır.