"Peder Bey'in Yargısı", bir yandan bu ülkenin 90 yıllık hukuk ve yargının üzerine oturduğu tarihsel geleneği, diğer yandan cari sistem tarafından toplumsal, siyasal ve kültürel farklılıkları nedeniyle dışlanan, hatta kimi zaman düşman olarak görülen ‘Ötekiler’in, yargı araçsallaştırılarak nasıl bir yargısal şiddete maruz kaldıklarını gözler önüne seriyor.

Ergenekon, Balyoz, Devrimci Karargah, Odatv, Askeri Casusluk vs. gibi popüler davalarda isimlerini çokça duyulanın aksine, adı sanı duyulmamış, adalet çığlıkları mahpushanelerin kuytuluklarında kalmış "ötekiler"in bilmediğimiz yargısal hikayelerini dile getirmesi bakımından da içeriği çarpıcı olmaktan öteye çok iç acıtıcı olarak göze çarpıyor.
 
Yargıç Kemal Şahin, bu konularda kendi siyasal çizgisine yakın bulduğu hikayeleri değil, hiçbir ayırım gözetmeksizin ve de hiçbir hiyerarşi yaratmaksızın tüm "ötekiler"in ortak vicdanlı bir sesi olarak karşımıza çıkıyor.
Kitabı okuduğunuzda şunu çok net görüyorsunuz. Son 10 yılda, yargı içi iktidar üç kez el değiştirmesine rağmen, "ötekiler"e yönelik yargısal şiddet devam edegeliyor...
 
Yani "ötekiler"in makus talihleri bir türlü değişmiyor...
"Peder Bey'in Yargısı", Türkiye'deki adalet teşkilatına sadece, çok içeriden ve cesurca eleştiriler getirmekle yetinmiyor. Aynı zaman da çok önemli tespitler ve teşhislerde bulunuyor. Bu minvalde, hukuk, yargı ve adalete dair köklü inançlarımızın da, eşitsizliğe dayalı toplumsal ve siyasal düzenimizi meşru ve doğal göstermek için uydurulmuş kamuflaj araçları olduğunu da afişe ediyor.
 
Misal, "yargı siyasallaşmamalı" ya da "siyaset yargıdan elini çekmeli"  yerleşik inancına karşılık,
siyasal ve toplumsal alanın, adli/hukuki alanda "yargı" tarafından çiğnenmesinin önüne geçebilmenin yolu yargıyı siyasallaştırmaktan geçiyor" diyor. Yani, siyasal alanda ve farklı siyasallıklar dikkate alınmaksızın inşa edilecek her yargının iktidarlaşacağını, dolaysıyla da bir yargı ve yargılamadan artık bahsedilemeyeceğinin altını çiziyor.

 Başkan ve üyeleri yakın zamanda belirlenen İstinaf Mahkemeleri'nin 20 Temmuzda faaliyete başlayacak olması, Yargıtay ve Danıştay'ın küçültülmesi, daha doğrusu Hükümet kanadınca kamuoyuna duyurulan şekliyle Yargıtay ve Danıştay üyelerinin görevlerine son verilmesi ve yerlerine yenilerinin atanması, yeni anayasa yapılması vs. gibi hususların gündeme geldiği bugünlerde, "Peder Bey'in Yargısı", halka ait bir hukuk ve yargının inşası için çok radikal ve yerinde çözüm önerileri de getiriyor.
 
Başka bir deyişle, "Peder Bey'in Yargısı"nı, halkın yargısı haline dönüştürmenin yolu gösteriyor. Bu yönüyle de, sadece hukukçular değil, başta Hükümet yetkilileri olmak üzere, Siyasal İktidar, Meclis'te grubu bulunan muhalefet partileri tarafından okunması gereken bir temel başvuru eseri niteliği taşıyor.

Yargıç Kemal Şahin, çözüm önerilerini de Murray Bookchin'e ait  şu slogan başlığı altında sunuyor:
"Çıkış Yolu: " Cumhuriyeti Demokratikleştir! Demokrasiyi Köktencileştir!"

"Peder Bey'in Yargısı", güç ve iktidarların "baltası" olarak işlev gören yargı mensuplarına da bir uyarıda bulunmayı ihmal etmiyor:
"Gün gelir balta da yargılanır!..."
Adli mekanlardaki "maskeli balo" da olup bitenleri merak edenler.
Kendilerine ait bir hukuk ve yargı talep eden yurttaşlar

Hukukçular

Hukukçu adayları

Siyasetçiler

Yargıç Kemal Şahin"in "Peder Bey'in Yargısı"nı okumalı...

hukukihaber.net