O halde bahse konu sosyal medya hesaplarının kullanımında “Hesapların hangi amaçla kullanıldığı ve hangi amaca hizmet edeceği” hususlarının önem taşıdığı aşikardır. Keza, sosyal medya kullanıcılarının,  internetin varlığına ilişkin olarak memnuniyetlerini ya da şikayetlerini dile getirme sebebi de işte bu amaç ile doğrudan bağlantılıdır.  
 
Halihazırda tarafımızca kaleme alınan yazının içeriğini ise; internet aracılığı ile kullanımına olanak tanınan, milyonları aşan kullanıcı ve üyeye sahip olan sosyal medya ağları İNSTAGRAM, TWİTTER, FACEBOOK vb. oluşturuyor olup, bahse konu sosyal medya ağları üzerinden gerek devlet büyüklerimize ve siyasetçilerimize, gerekse de ünlü isimlere (sanatçı, şarkıcı, oyuncu vb) karşı işlenen suçların önlenebilmesi ve sonlandırılabilmesi için yapılabilecekler üzerinde duracağız.

1.) SOSYAL MEDYA HESAPLARININ İÇ DENETİM YOLU OLARAK GÖRDÜĞÜ “ŞİKAYET ET”, “ENGELLE” GİBİ YÖNTEMLER

Sahte olarak açılan sosyal medya hesapları, yukarıda da ifade edildiği gibi, adına hesap açılan kişi açısından ciddi mağduriyetler yarattığından ve sosyal medya hesapları geniş bir kullanıcı kitlesine sahip olduğundan, bu hesapların vakit kaybedilmeden kapatılması son derece önemlidir. Kendi gerçek kimliğini gizleyerek insanlara ya da topluluklara küfür eden, hakaret eden ya da bunu kendisine amaç edinen kişilerin önüne geçilebilmesi ve kişilerin onur, şeref ve haysiyetini korumak için,  en doğru ve yerinde yöntem budur.

Bununla birlikte, maalesef sahte hesaplar üzerinden yapılması mümkün olan ve kişileri zarara uğratan olayların, sosyal medya hesaplarının kendi bünyelerindeki “şikâyet et” ya da “engelle” gibi denetim mekanizmaları ile tamamen sonlandırılması mümkün olamamaktadır. Bahse konu süreçlerin uzun olması, yapılan şikayetlerin nazara alınmaması ve şikayet üzerine yapılan işlemlerin yetersiz kalması gibi durumlar, mağdurlar için hukuki yollara başvurulmasını bir zorunluluk haline getirmektedir. 

2.) SOSYAL MEDYA HESAPLARI ÜZERİNDEN İŞLENEN HAKARET SUÇU 

İnternet kullanımının yaygınlaşması ile birlikte, sosyal medya araçlarının kullanımı da yaygınlaşmış olup, internet vasıtasıyla işlenen hakaret suçlarında en sık başvurulan yöntem sosyal medya sitelerini kullanmak olmuştur. 

Nitekim, hakaret suçu dolayısıyla hükmedilen cezaların caydırıcı, önleyici ve sorunları temelinden çözmeye yeterli olmadığından, insanlar sosyal medyayı denetimsiz,  engelsiz ve hiç bir cezai müeyyidesi olmayan bir platform olarak görmeye devam etmektedir.

Hakaret suçu, şikâyete tabi bir suç olup, Türk Ceza Kanunu’nun “Şerefe Karşı Suçlar” başlığı altında düzenlenmektedir. Bu suç; doğrudan kişinin yüzüne karşı işlenebileceği gibi, kişinin gıyabında, basın yayın araçları ve internet ortamında da işlenebilmektedir. Bu suçun cezai yaptırımı olarak kanunda; 3 aydan 2 yıla kadar hapis ya da adli para cezası olarak öngörülmüştür. Keza fail aleyhinde bir cezaya hükmedilmesi, ülkemizde mahkemelerin iş yoğunluğu dolayısıyla maalesef uzun yılları bulabilmektedir.  

Ancak bu durum da tek başına; failin suç teşkil eden yazılı ve görsel paylaşımlarını ortadan kaldırmaya yetmediği için, mağdur tarafından bu defa “suç teşkil eden paylaşımlara erişim engeli”  için sulh ceza hakimliklerine başvurmaktadır.

3.) SUÇ TEŞKİL EDEN PAYLAŞIMLARA VE SOSYLA MEDYA HESAPLARINA “ERİŞİM ENGELİ” 

Sosyal medya hesapları üzerinden hakarete uğrayan mağdurlar, söz konusu yazılı ve görsel paylaşımları ekran görüntüsü olarak kaydedebilmekte ve bunu hakarete uğradığına dair delil olarak kullanabilmektedir. İnternet ve sosyal medya kullanıcılarının önemli bir kısmı, kendilerine ulaşılamayacağı düşüncesiyle, kendi hesaplarından ya da sırf bu nedenle oluşturdukları sahte hesaplardan, kişilere karşı serbestçe hakaretler savurmaktan çekinmemektedirler.

Suç teşkil eden paylaşımlar,  failin bizzat kendi isim ve soy ismiyle açmış olduğu hesaplar üzerinden yapılmış olabileceği gibi, hakaret içerikli sahte hesaplar üzerinden de gerçekleştirilebilmektedir. Üstelik bahse konu hakaret içerikli sahte hesapların açılmasında bir sayı sınırlaması da yoktur. 

Söz konusu mağduriyetlerin önüne geçebilmek adına, kanun koyucu tarafından 5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun kabul edilmiştir. 5651 sayılı Kanun’un 9/1-2 maddesine göre; erişim engeli talep edilen söz konusu içerikler sebebiyle haklarının ihlal edilen kişiler, öncelikle içerik sağlayıcısına, buna ulaşılamaması halinde yer sağlayıcısına başvurarak “kendisini ilgilendiren bu içeriğin yayından çıkarılmasını” isteyebilmektedir. İçerik ya da yer sağlayıcısına talep ulaşması ile birlikte bu talep yerine getirilir. Herhangi bir işlem gerçekleştirilmezse bu talep reddedilmiş sayılacaktır. Bu halde anılan kanunda açıkça belirtilen suçlar da var ise, mağdurlar kanunda yer alan düzenlemeye istinaden yerleşim yeri sulh ceza hakimliklerinden içeriğin yayından çıkarılmasını talep etme hakkına sahiptir.

Sulh Ceza Hakimliği tarafından “suç teşkil eden içeriklere ilişkin erişimin engellenmesi kararı” verilmesi halinde dahi, Erişim Sağlayıcıları Birliğinin(ESB) yetersiz kaldığı görülmektedir. Eş deyişle elinizde bir mahkeme kararı olmasına rağmen şayet kararda yer alan link  “https” uzantılı ise ESB dahi bu erişimi engelleyememekte, talep konusu içeriği kaldırıp, kaldırmamak noktasındaki karar, içerik ya da yer sağlayıcısının takdirine kalmaktadır.

4.) 6284 SAYILI AİLENİN KORUNMASI VE KADINA YÖNELİK ŞİDDETİN ÖNLENMESİNE DAİR KANUN UYARINCA TEDBİR KARARI ALINMASI

Yukarıda bahsi geçen eylemlerin, kadın bir mağdura karşı işlendiği durumlarda, mağdur kadın tarafından “6284 Sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun” uyarınca, aile mahkemesine başvurularak, hakaret ve taciz boyutundaki paylaşım ve söylemlerde bulunan kişi(ler) hakkında “uzaklaştırma ve/veya koruma tedbirleri” verilmesi taleplerinde bulunulabilmektedir. 

Aile Mahkemesinin dosya üzerinden yapmış olduğu inceleme sonunda, mağdur kadın lehine önleyici tedbirlere karar vermesi halinde, hakkında tedbir kararı verilen kişinin bu tedbirlere aykırı harekette bulunmaması gerekir. Zira aykırılık durumunda, tedbir kararı verilen kişi;  3 günden 10 güne kadar, bu aykırı hareketin tekrarı halinde 15 günden 30 güne kadar tazyik(zorlama) hapsine tabi tutulur. Ancak söz konusu tazyik(zorlama) hapsinin toplam süresi 6 ayı geçemez. 

Durum her ne kadar böyle ise de, anılan tazyik hapsi ve önleyici tedbirler de maalesef, sosyal medya hesapları üzerinden gerçekleştirilen hakaret içerikli paylaşımların ve bu saikle açılan sahte hesapların önüne geçememektedir. 

Neticeten, adeta bir bakteri gibi üreyen, kişilere ve topluluklara hakaret etmek için bir araç olarak görülen bu sahte sosyal medya hesaplarına,  DUR!  diyebilmenin alternatifleri üzerinde durulması gerektiği açıktır.

5.) ÇÖZÜM ÖNERİLERİ

Artık sosyal medya kullanıcıların büyük bir bölümü tarafından farklı kullanıcı adresleri ile hesaplar açılmakta ve bu hesaplar üzerinden rahat ve aynı zamanda daha kontrolsüz davranışlar sergilenmektedir. 

• Özellikle hakaret içerikli sahte hesapların önüne geçilebilmesi adına, bahse konu hakaret içerikli hesapların açılmasına daha en başında yasaklar getirilmelidir. Eş deyişle, henüz işin başında iç denetim mekanizması işletilmek suretiyle, hakaret içerikli kullanıcı isimlerinin kullanılmasına ve bu isimlerle üyelikler açılmasına izin verilmemelidir. Örneğin; Or*s*u,  Kah*e gibi birtakım kilit kelimelerin, açılacak sosyal medya kullanıcı isimleri ile hesap içeriklerinde yer almaması, böylesi durumlarda sistemin uygunsuz isim ve içerik dolayısıyla hata vermesi gerekmektedir. 

• Sosyal medya yer sağlayıcıları tarafından yapılacak düzenleme ile söz konusu hesaplar açılırken kurucu unsur olarak, kişinin cep telefonuna SMS ya da e-mail gönderilebilir. 

Bu noktada,  kanun koyucularımıza da bahse konu eylemlerin önüne geçebilmek için büyük bir görev düşmektedir. Şöyle ki;

• Hakaret içerikli, kişileri taciz edici ve/veya taklit amaçlı sahte sosyal medya hesapları açılması eylemleri suç sayılmalı ve hesabı açan kişiler yargılanmalı, bu hesaplar üzerinden diğer kişi ve kurumlara hakaret etmek, taciz içerikli mesaj yayınlamak ve yalan beyanlarda bulunmak özel nitelikte bir suç olarak kabul edilmelidir.  

• Öte yandan yine, “https” ile başlayan internet linklerinin içeriğine ilişkin, sulh ceza hakimlikleri nezdinde alınan “erişimin engellenmesi kararlarının” uygulanabilirliği arttırılmalıdır. Öyle ki, bu yetkinin doğrudan Erişim Sağlayıcıları Birliği tarafından gerçekleştirilebilmesi adına hukuki ve fiili adımlar atılmalı, mahkeme kararlarının uygulanabilirliği internet yer sağlayıcılarının(sosyal medya hesapları açısından) takdirine bırakılmamalıdır. 

Av. Begüm Gürel & Av. Leyla Çırak / hukukihaber.net