XX. yüzyılda birbirini takip eden iki dünya savaşı ve bu çeşitli böl gesel çatışmalar uluslararası ceza hukukunun çok önemli bir disiplinolarak ortaya çıkmasını ve gelişmesini sağlamıştır.

Bu disiplin, sadece genel anlamı ile uluslararası hukuku değil, aynı zamanda taraf olunan uluslararası sözleşmelerin doğal neticesi olarak ulusal hukuklarıda etkilemiştir.Bu bağlamda 1 Haziran 2005 tarihinde yürürlüğe girmiş bulunan5237 sayılı Türk Ceza Kanunu (TCK), uluslararası ceza hukukuna aityeni hükümleri ile hayatımıza girmiştir. TCK’nın bu yeni düzenleme lerinden bir tanesi de dünya ve Türkiye gündeminden bir türlü düşmeyen “soykırım”
kavramıdır.

Soykırım, içerisinde sosyolojik ve hukuksal pek çok disiplini çeşitli boyutları ile kapsayan bir kavramdır.

Soykırım suçu, uluslararası ceza hukukunun incelediği suçlar içerisinde genel olarak en sinsi,acımasız ve insanlık dışı eylem olarak kabul edilmektedir. Kartaca’nınMÖ 146’da yakılıp yıkılması, Kudüs’ün MS 72’de yok edilmesi, HaçlıSeferleri, Cengiz Han’ın ve Timurlenk’in seferlerinde sivil halka yaptıkları katliamlar;

30 Yıl Savaşları yani kısacası yazılı tarihin başındanberidir insanlığın şahit olduğu pek çok savaş bazı grupların ya tamamen ya da kısmen yok edildikleri birer acı örnektirler.

Makalenin devamını okumak için tıklayınız