Pek çok kamu kurumunda avukatlık hizmetinin icra takibine indirgenmiş, kadrolu avukatlar yerine İş Yasası hükümlerine tabi ve avukatlık meslek kuralları ile ilgisi/bağlantısı/uyumu söz konusu olmayan 'sözleşmeli avukatlar' ile yürütülen, özlük ve disiplin işleri yönünden 'hukukçu' olmayan kişilerin denetiminde yapılan bir işe dönüştüğünün ileri sürüldüğü açıklamada, "Avukatlığa bakış açısını olumsuzlaştıran bu çalışma ilişkisi, avukatlık mesleği temelinde bir sözleşme olması kabul edilemeyecek sözleşmelerle çalıştırılan serbest avukatlarla desteklenmektedir. Öte yandan, kamu avukatlarının pek çok sorununu, bir kaç küçük farklılıkla, ücretli çalışan yüzlerce avukatın sorunu ile özdeşleştirmek de mümkündür. Sonuç olarak, bu tür uygulamalarla, demokratik bir hukuk devletinin olmaz ise olmaz unsuru olan avukatlık mesleği yaralanmakta, yıpratılmak istenmektedir." denildi. 

"YASA VAKİT KAYBETMEDEN ÇIKARILMALI"


Açıklamada, "Mesleğin özüne, esasına yönelik ihlallere kamu avukatları söz konusu olduğu için ses çıkarmamak, yarın sıra bize geldiğinde ki o yarın hiç de uzak görünmemektedir- söyleyecek sözümüz olmaması anlamına gelecektir. Bu çerçevede, kamu avukatlarının sorunlarının çözümü; eklektik bir anlayışla, o yasada bir madde, bu yasada iki madde değiştirmek, eklemekte değil, Ankara Barosu Kamu Avukatları Kurulu'nun önerdiği 'Kamu Avukatları Kanunu Tasarısı'nı vakit geçirmeksizin yasalaştırmaktan geçmektedir. Kamu avukatlarını tek bir çatı altında toplayan, bağımsız ve özerk bir Kurul eliyle mali ve özlük haklarını düzenleyen, böylelikle bugün şikayet konusu olan statü ve diğer farklılıkları bir kalemde ortadan kaldıran, vekalet ücreti ve dağıtımı konusunu mümkün olan en hakkaniyetli şekilde çözen, ötesinde ve asıl önemli olan kamu avukatlarına mesleğin evrensel değerlerine uygun bir şekilde çalışma hakkı veren bu düzenlemenin geçerli kılınması demokrasi ve hukuk adına büyük önem kazanmıştır." ifadelerine yer verildi.


Yapılan açıklama şöyle;

ANKARA BAROSU BAŞKANLIĞI 
 

KAMU AVUKATLARI KANUNU BİR AN ÖNCE YASALAŞMALIDIR
 
 
 Kamu kurum ve kuruluşlarında çalışmakta olan kamu avukatları, bugün, Türkiye’nin değişik bölgelerinden gelerek, Ankara’da, Maliye Bakanlığı önünde basın açıklaması için buluşuyor. Yıllardan bu yana birikerek katlanan sorunlarına çözüm bulunması için biraraya gelen kamu avukatlarını bu yürekli çıkışları için selamlarken, sorunlarının avukatlık mesleğinin bütünlüğü içinde çözüme kavuşturulması için ortada, masada olan çözümümüzü bir kez daha kamuoyu ile paylaşmak istiyoruz.
 

Kurumsallaşmış özel şirketlerde olduğu gibi kamuda da çok önemli bir pozisyona sahip olması gereken “kamu avukatları” statü, mali ve özlük hakları, barodan ve dolayısıyla mesleki şemsiyenin dışında kalmaktan kaynaklı sorunlar nedeniyle, bugün, giderek itibarsızlaşan bir konuma itilmektedirler.
 

Pek çok kamu kurumunda “avukatlık hizmeti”, icra takibine indirgenmiş, kadrolu avukatlar yerine İş Yasası hükümlerine tabi ve avukatlık meslek kuralları ile ilgisi/bağlantısı/uyumu söz konusu olmayan “sözleşmeli avukatlar” ile yürütülen, özlük ve disiplin işleri yönünden “hukukçu” olmayan kişilerin denetiminde yapılan bir işe dönüşmüştür.
 

Kamu adına, gerektiğinde kendi yöneticilerine karşı bile kurumun hak ve menfaatlerini savunarak hareket eden kamu avukatlığının yerini, tarif edilmesi güç, yeni bir anlayış almaktadır.
 

Bu durum, sadece kamu avukatlarını ilgilendiren, onlarla sınırlı bir sorun değildir. Avukatlığa bakış açısını olumsuzlaştıran bu çalışma ilişkisi, avukatlık mesleği temelinde bir sözleşme olması kabul edilemeyecek sözleşmelerle çalıştırılan serbest avukatlarla desteklenmektedir. Öte yandan, kamu avukatlarının pek çok sorununu, bir kaç küçük farklılıkla, ücretli çalışan yüzlerce avukatın sorunu ile özdeşleştirmek de mümkündür.
 

Sonuç olarak, bu tür uygulamalarla, demokratik bir hukuk devletinin olmaz ise olmaz unsuru olan avukatlık mesleği yaralanmakta, yıpratılmak istenmektedir. Mesleğin özüne, esasına yönelik ihlallere kamu avukatları söz konusu olduğu için ses çıkarmamak, yarın sıra bize geldiğinde – ki o yarın hiç de uzak görünmemektedir- söyleyecek sözümüz olmaması anlamına gelecektir.
 

Sorun; mesleği ölçüsüz bir şekilde sermayenin ve yabancıların hegomanyasına terk etmek üzere taslaklar hazırlayanların, iktidara ve paranın gücüne teslimiyetini örtmek için sözlerini alıntılarla dolduranların anlayamayacağı kadar büyük ve önemlidir.
 

Ankara Barosu, mesleki gelişimin temelinde mesleki dayanışmanın yattığını, bunun sağlanabilmesi için de temel meslek kurallarının bütün meslek mensuplarını kapsaması gerektiğini düşünmektedir.
 

Bu çerçevede, kamu avukatlarının sorunlarının çözümü; eklektik bir anlayışla, o yasada bir madde, bu yasada iki madde değiştirmek, eklemekte değil, Ankara Barosu Kamu Avukatları Kurulu’nun önerdiği “Kamu Avukatları Kanunu Tasarısı”nı vakit geçirmeksizin yasalaştırmaktan geçmektedir.
 

Kamu avukatlarını tek bir çatı altında toplayan, bağımsız ve özerk bir Kurul eliyle mali ve özlük haklarını düzenleyen, böylelikle bugün şikayet konusu olan statü ve diğer farklılıkları bir kalemde ortadan kaldıran, vekalet ücreti ve dağıtımı konusunu mümkün olan en hakkaniyetli şekilde çözen, ötesinde ve asıl önemli olan kamu avukatlarına mesleğin evrensel değerlerine uygun bir şekilde çalışma hakkı veren bu düzenlemenin geçerli kılınması demokrasi ve hukuk adına büyük önem kazanmıştır.
 

Bu çerçevede, mesleğin sorunlarını demokrasi sorunu olarak gören Ankara Barosu, kamu avukatlarının sorunlarının çözümü konusunda sorumluluk üstlenmiştir. Bu sorumluluğumuzun gerekleri, mesleğimizin onur ve temel değerleri gözetilerek ve  “herkese” karşı eşit mesafede durularak yerine getirilecektir.
 

Saygılarımızla.
 
ANKARA BAROSU BAŞKANLIĞI

(hukukihaber.net)