Birlik Başkanı Av. V. Ahsen Coşar programın açılışında aşağıdaki konuşmayı yaptı.

Yargıtay’ımızın Önceki Değerli Başkanı,
Türkiye Barolar Birliği’nin Önceki Değerli Başkanları, Sayın Atila Sav, Sayın Önder Sav,
Türkiye Barolar Birliği’nin Değerli Başkan Yardımcıları, Yönetim, Disiplin, Denetleme Kurulu Üyeleri,
Ankara Barosu’nun Önceki Değerli Başkanları,
Sevgili Meslektaşlarım,
Değerli Konuklar,

Türkiye Barolar Birliği’nin kurucularından, ilk Başkanımız, değerli hocamız Faruk Erem adına ve anısına düzenlediğimiz etkinliğimize hoş geldiniz. Sizi Türkiye Barolar Birliği adına, kendi adıma sevgi ve saygı ile selamlıyorum.

Ödünç kafeste kuş
Tanrı evinde misafir
 Gölgesi kendinden uzun
 Aziz kardeşim
 Canım kardeşim
 Bir iş var bu işin içinde
 Bu ne senin,
Ne benim işim
 Aziz kardeşim
İnsan kardeşim
 Nasıl olduysa bir kere
Yanına gelmişim
 Sende yaşayan âlemden
 Senden haberim yok.
Bu ne biçim iş kardeşim?

İnsan sevgisini bir bilgenin sadeliğinde anlatan bu dizeler; Birliğimizin kurucu başkanı, değerli bilim adamı, hocaların hocası, hepimizin hocası Faruk Erem’e ait. Bize miras bıraktığı şu özdeyişler de rahmetli hocamıza ait: ‘Merhamet, adalet değildir’ ve ‘gayesi adaletin gerçekleşmesi olan hukuk insanlıktır.’

Yalnızca kişilere değil, kurumlara da ait bir kavram olan vefa duygusu içinde, Türkiye Barolar Birliği olarak; Türkiye’de hukuk üzerine yapılan tartışmaların felsefe ve sosyolojiyle harmanlanmasına öncülük eden Faruk Erem’i, doğumunun 100. yılında; toplumumuza, hukuk dünyamıza, savunma mesleğine, barolara ve Barolar Birliğine kazandırdığı değerler adına ve minnet duyarak anıyoruz. Onun düşüncelerinin, yaptıklarının daha nice yüz seneler boyunca yolumuzu aydınlatmaya devam edeceğine inanıyoruz. Bugün Türkiye Barolar Birliği’nin yalnızca Türkiye’de değil uluslararası alanda da saygın ve güvenilir kurumlar arasında yer almasında değerli başkanımız Faruk Erem’in katkılarının ne kadar büyük olduğunu çok iyi biliyoruz.

Ömrü boyunca hukukun üstünlüğü ilkesinin ülkemizde yerleşmesi için çaba harcayan ve bu kavramı hukuk dünyamıza hem kazandıran, hem de kabul ettiren Faruk Erem; insan hakları açısından savunma hakkının vazgeçilmezliğini, baroların ve Barolar Birliği’nin bağımsızlığını, yargı diyalektiği, idam cezasına karşı duruşu, yargı bağımsızlığı ve yargıç güvencesi kavramlarını Türkiye Barolar Birliği ile bütünleştirdiği gibi, 8 – 9 Ocak 1971’de Adana’da gerçekleştirilen IV. Barolar Birliği Genel Kurul’unda mesleğimiz açısından gurur verici bir kazanım olan ‘Meslek Kuralları’nın kabul edilmesine de öncülük etmiştir.

Savunmanın yargının üç kurucu unsurundan biri olduğu gerçeğini her fırsatta dile getiren Faruk Erem, düşüncelerini inançla savunmuş ve Adli Yıl Açılış törenlerinde Türkiye Barolar Birliği’nin de söz alması geleneğini başlatmıştır.

Faruk Erem’in öncülüğünde, onun aydınlattığı yolda yürüyen Türkiye Barolar Birliği, Türkiye’nin demokrasiden, hukukun üstünlüğünden ve hukuk devletinden uzaklaştığı her dönemde, toplumu aydınlatıcı ve uyarıcı rolünü yerine getirmiştir, halen de getirmektedir.

1970’li yıllarda Devlet Güvenlik Mahkemelerinin kurulmasına en büyük tepkiyi veren Türkiye Barolar Birliği’nin, 1980 yılında 12 Eylül Anayasası’na ilk itiraz eden kurum olması nasıl tesadüf değilse; bugün özel yetkili mahkemelere, uzun tutukluluk uygulamalarına, insan hakları ihlallerine en güçlü sesi çıkaran kurumun da Türkiye Barolar Birliği olması tesadüf değildir. Aksine bu duruş Türkiye Barolar Birliği’nin önceki başkanlarından devir aldığı bir mirastır.

Her zaman ve her koşulda otoriteye karşı bireyi savunan, hukukun üstünlüğünden ve hukuk devletinden, insan haklarından, özgürlükten, barıştan yana olan bu duruşumuzun kaynağı Faruk Erem ile başlayan ve onun çizgisini takip eden önceki başkanlarımıza, Birliğimizin yönetiminde yer almış üstatlarımıza, barolarımızın örgütlü gücüne dayanmaktadır.
 Her zaman insan sevgisinden, barıştan, hoşgörüden yana olan Faruk Erem, avukatlık mesleğinin karakteri olan bağımsızlığı en dokunulmaz yere koymuştur. Barolar Birliği Başkanı olduğunda Cumhurbaşkanlığı Hukuk Müşavirliği görevinden ayrılan, 1970 yılının sıkıyönetim komutanına hukuk içerisinde kalmasını öğütleyen telgrafı çeken, 1972 yılında Üniversiteler Kanununu protesto etmek için Ankara Üniversitesi görevinden istifa eden Faruk Erem’dir.

Onu en iyi anlatan sözcüklerden birini, hayattayken çok sevdiği insanlardan olan ve yine mesleğimize, barolarımıza, Barolar Birliği’ne yaptığı katkılarını minnetle andığımız önceki başkanlarımızdan Eralp Özgen söylemiştir. Şöyle diyor Erap Özgen: ‘Fakültede önce kendisinin asistanı olarak, sonra doçenti olarak 15 yıla yakın bir süre birlikte çalışmak mutluluğuna erdim ve hocamdan sadece Ceza Hukuku değil; aynı zamanda insanlık dersi aldım.

 Sözlerime başkanım, hocam rahmetli Eralp Özgen’in yazdığı ve Faruk Erem hocamıza ithaf ettiği, ‘Avukatlığa Övgü’ isimli şiirle son veriyor, rahmetli Başkanlarımız Faruk Erem’in, Eralp Özgen’in, Teoman Evren’in, Özdemir Özok’un aziz hatıraları önünde saygı, minnet ve özlemle eğiliyorum.

Bir bahar sabahı
mesela Mayıs
 sabahın ilk ışıklarında
 uyandığın vakit
 gökyüzü masmavi değil mi hocam
 Baştan aşağı yemyeşil her yer
 insanın içine bir hoşluk dolar
 unutulur yeryüzündeki ikilik
 gökyüzü bir tatlı mavilik
İnanma hocam
 hasboya değildir
 ondaki mavilik
 beni zindandan kurtardın diyen
masumun
 hayır duasıdır
İnanma hocam
 hasboya değildir
 ondaki mavilik
 yuvamızı kurtardın diyen
 Ahmedin, Mehmedin, çoluk çocuğunun
 minnet hissidir.
 Bir bahar sabahı
mesela Mayıs
 sabahın ilk ışıklarında
 uyandığın vakit
 gökyüzü masmavi değil mi hocam
 
Teşekkür ediyor, sizi bir kez daha sevgi ve saygı ile selamlıyorum.

Türkiye Barolar Birliği’nin Önceki Başkanlarından Av.Önder Sav ‘ın yönetimindeki ‘Yargılamada Etik Sorunlar’ konulu birinci oturumunda Türkiye Felsefe Kurumu Başkanı Prof. Dr. İoanna Kuçuradi ile İstanbul hakimi Hilmi Şeker konuştular.



Yargıtay Önceki Başkanı Prof.Dr.Sami Selçuk’un yönetimindeki ‘Av.Prof.Dr. Faruk Erem’den Anılar’ başlıklı ikinci oturumda, Türkiye Barolar Birliği Önceki Başkanlarından Av.Atila Sav, Yargıtay Onursal Üyesi Keskin Kaylan ile Ankara Barosu Avukatları Vedat Karadeli, Memduh Tekelioğlu, Mustafa Hisar Faruık Erem ile ilgili anılarını anlattılar.



Türkiye Felsefe Kurumu Başkanı Prof. Dr. İoanna Kuçuradi ile İstanbul hakimi Hilmi Şeker yargılamadaki etik sorunlar ile ilgili sunumda bulundular.



hukukihaber.net