Avukatlar Sendikası tarafından hukukihaber.net'e özel yapılan açıklama şöyle;

TBB'NİN ÇIKARMA KARARI ALDIĞI TİP SÖZLEŞME YÖNETMELİĞİ'NE İLİŞKİN AÇIKLAMA
 
Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulu’nca; bir avukat yanında, avukatlık ortaklığında veya avukatlık bürosunda ücret karşılığı çalışan avukatlar ile işveren avukatların uymaları gereken kuralları belirlemek üzere hazırlanan Yönerge'nin 1 Ekim 2013 tarihinde  yürürlüğe girmesinden sonra işveren avukatlarca yapılan iptal başvuruları üzerine Danıştay 8. Dairesi tarafından Yönerge'nin yürütmesi 9 Temmuz 2014 tarihinde durdurulmuştu. Yürütmeyi durdurma kararının gerekçesinde, düzenlemenin yönerge ile değil yönetmelik ile yapılması gerekliliği ifade edilmişti.

>> TBB TARAFINDAN HAZIRLANAN YÖNETMELİK ADALET BAKANLIĞI’NA GÖNDERİLDİ
 
Avukatlık Kanunu Madde 182 gereğince, böyle bir düzenlemenin yönetmelik olarak yapılması gerekliliğinin malum olmasına karşın yönerge olarak yapılmasının amacını değerlendirmek meslektaşların takdirindedir... Bununla beraber, yürütmeyi durdurma kararının üzerinden altı aydan fazla zaman geçmesine karşın, yalnızca metindeki “yönerge” ifadelerinin yerine “yönetmelik” ifadelerinin getirilmesi ile oluşturulacak yönetmeliğin çıkartılmaması, eleştirilerimize muhatap olmuştu. Bu kapsamda, “change.org” internet sitesinde bir imza kampanyası başlatmış idik. Ardından, İstanbul Adliyesi'nde imza standı açarak önceki yönergenin yönetmelik olarak çıkması için meslektaşlardan imza topladık. İmza kampanyamızın ilk günü akşamı TBB Başkan Yardımcısı'nın duyurusu ile öğrendiğimiz ve sonrasında TBB sayfasında ilan edildiğine göre, Bir Avukat Yanında, Avukatlık Ortaklığında Veya Avukatlık Bürosunda Ücret Karşılığı Birlikte Çalışan Avukatların Çalışma Esaslarına İlişkin Yönetmelik çıkartılması kararı alınmıştır. Yayımlanan yönetmeliğe bakıldığında, önceki yönergeden farklılıklar içerdiği görülmektedir:
 
1-En önemli farklılığın, yönergede bulunan, işveren avukatın işgören avukata %10 prim verme esasının kaldırılması olduğu dikkat çekmektedir. Yönergede bulunan, “İşveren Avukat, İşgören Avukatın bizzat yürüttüğü davalar, icra takipleri ve proje vb işler sonucunda elde edilen ve her türlü vergisi ödendikten sonra kalan net ücretin %10 dan az olmayan belli bir yüzdesini prim olarak İşgören Avukata ödemekle yükümlüdür. Bu ödeme, İşverenin vekalet ücretini tahsil ettiği ayı takip eden ay ödenecek olan aylık ücrete eklenerek ödenir. Birden çok İşgören Avukatın çalıştığı bürolarda prim ödemesi, avukatlar arasında eşit şekilde paylaştırılarak yapılabilir.” düzenlemesi yönetmeliğe alınmamıştır. Söz konusu düzenlemenin asıl amacı, bağıtlı çalışan meslektaşların, meslek onuruyla bağdaşmayan düşük geçim standartlarının yükseltilmesi idi. Bu maddenin yönetmeliğe alınmaması, işgören (bağıtlı) çalışan meslektaşların önemli bir kazanımlarını geri almak demektir.
 
Özellikle onlarca meslektaş çalıştıran ve yüksek miktarlarda gelir elde etmesine karşın, mevcut avukat enflasyonu sebebiyle düşük ücretler veren hukuk bürolarında çalışan meslektaşların, milyonlarca liralık davalara girip yoksulluk sınırının biraz üzerinde maaş almaları gibi hazin durumları ortadan kalkacak, söz konusu düzenleme gelir adaletini bir ölçüde sağlayacaktır. Yönetmelik yapılırken prim düzenlemesinin alınmaması ile, bu imkan ortadan kaldırılmış ve yönetmeliğin asıl amacının hasıl olması engellenmiştir.
 
2-Yönergede bulunan, avukatlar arasındaki iş sözleşmesinin deneme süresinin bir ay olabileceği ve bu sürenin uzatılıp kısaltılamayacağı yönündeki düzenleme, yönetmeliğe alınmamıştır. Bu da, bağıtlı çalışan (işgören) meslektaşların aleyhine bir değişikliktir. (Zira bu düzenleme, İş Kanunu'nda en fazla iki ay olan deneme süresini bir aya indirerek daha lehe bir uygulama öngörüyordu.)
 
3-Yönergede, işgören kadın avukatın hamilelik nedeniyle istediği takdirde işveren avukat tarafından 30 gün ücretsiz izin vermesi öngörülmüşken, bu düzenleme yönetmeliğe 30 gün esnek çalışma izni olarak geçirilmiştir. Aynı şekilde, eşi doğum yapan erkek işgören avukatın 20 günlük ücretsiz izni de esnek çalışma iznine dönüştürülmüştür. Esnek çalışma izninin nasıl kullanılacağı ise belirsizdir. Bu hususta seçenekli bir düzenleme (ister 30 gün ücretsiz izin ister 30 gün esnek çalışma izni) getirilmesi daha makul olurdu kanaatindeyiz.
 
Saydığımız bu değişiklikler, işgören avukatların aleyhine olmuştur. TBB tarafından, bu düzenlemenin çıkarılma amacına uygun olarak, işgören avukatların önceki yönerge ile elde ettikleri kazanımları koruyacak bir yönetmelik hazırlanması gerekirken bunun önemli maddelerinin tırpanlanarak yapılması, yönetmeliği kısmen amacından çıkarmıştır.
 
Öte yandan, yönetmelik ekinde bulunan tip sözleşmede belirtilen hususları içeren sözleşmenin yapılma zorunluluğu getirilmesi, yapılmadığı (veya yönetmeliğe aykırı yapıldığı yahut bunu dolanmak amacıyla işgören avukata vergi levhası açıldığı) hallerde, baro tarafından işveren avukata aykırılığın giderilmesi için 15 gün süre verileceğinin ve (uyarı yazısının tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde) giderilmediği takdirde re'sen soruşturma açılacağının düzenlenmiş olması, yönetmeliğin işlevsel olması için olumlu bir gelişmedir. Bununla birlikte, özellikle prim ve deneme süresi hususlarında yapılan değişiklikler ile, yönetmeliğin çıkarılma amacını daha etkin gerçekleştirmekten uzaklaşıldığını, yönergeden daha geri bir düzenleme getirildiğini üzülerek ifade etmekteyiz.
 
AVUKATLAR SENDİKASI