Aydın Barosu'dan yapılan yazılı açıklama şöyle;

Danıştay'ın 147. Kuruluş yıldönümünde Savunmayı temsil eden TBB Başkanı Metin Feyzioğlu'na daha önceki dönemlerde verilen söz hakkının verilmemesi, yargının diğer unsurlarının yanında açıkça savunmayı görmezden gelerek itibarsızlaştırılmasına yol açan politikanın bir sonucudur.

Zira, daha önceki algı operasyonları düşünüldüğünde savunmanın söz hakkının engellenmesi, mevcut dikta rejiminin devamı niteliğindedir. Özgür savunmanın yanında basının da törene alınmayarak susturulmaya çalışılması sistemin artık yürütme tarafından yargıya ve medyaya  bariz şekilde müdahalesinin son günlerde yaşadığımız örneklerinden sadece biridir. Bu şekilde devam etmesi de vahim sonuçlar doğuracaktır. Son zamanlarda yaşananlarla zaten hukuk devleti olmaktan çıkmışken, katledilen hukuk devletinin tabutuna bugün bir çivi daha çakılmıştır.

Hukuk devletinde yargı bağımsız ve tarafsız olması itibarı ile en güvenilir erk iken şu anda yürütmenin yargıya olan baskısı sebebi ile geldiğimiz nokta içler acısıdır. Danıştay Başkanının  bu tavrı açıkça savunmanın yargı içerisindeki konumunu hiçe saymaktır. Bu tavır apaçık bir şekilde savunmaya “sus” demektir. Oysa, hala anlaşılamadı ise bir kez daha tekrar etmek isteriz ki:

Savunmayı salonlarda söz vermeyerek asla susturamazsınız. Avukatlar ve barolar bundan önce olduğu gibi bundan sonra da her yerde konuşmaya, hakkı ve hukuku söylemeye devam edecektir. Bunun için, baskı altına alınmış salonlara ihtiyacımız yoktur.  Yer-gök hukuk ve adaletin rengine boyanana kadar mücadelemiz sürecektir. Danıştay’ın kuruluş yıldönümünün yapıldığı salonun kapıları adalete ve halka kapatılmıştır. İçinde savunmanın yer almadığı bir yargı dünyanın hiçbir yerinde yargı olarak kabul edilmez. Böyle bir yapılanmadan adalet çıkmaz. Basını almadığınız tören, tek başına halkın haber alma özgürlüğüne yargı mensupları eliyle vurulmuş bir darbedir. Ne yazıkki bu yıl ki törenler Türk Hukuk Tarihine yine kara bir gün olarak geçmiştir.