1- Asla adliye içerisinde kin ve husumete fırsat vermeyin. Bir taraf, husumete yol açıyorsa diğer meslektaşların birlik halinde buna engel olmasını talep edin veya büyüklerden yardım alın. Çünkü adliye içinde bölünme varsa tüm kurumlar o çatlaktan içeri sızmaya çalışır ve sizi kullanmak isterler.

2- Hakimlik ve savcılığı birbirine rakip iki boksör gibi görmeyin. İki mesleği bir insanın beyni ve kalbi gibi görün. İkisinden biri olmazsa o insanın yaşayamayacağını düşünün.

Mesleki heyecanlarınıza dostluk ve kardeşliği kurban etmeyin. Unutmayın ki bir müddet sonra o adliyede sizden hiç kimse olmayacak ve ilerde yine bir başka adliyede çalışma fırsatı bulacaksınız. Bu nedenle birbirinizin yüzüne bakma imkanı vererek ayrılın.

3- Ne iddianamenin iadesinden rahatsız olun, ne temyiz edilen kararlardan. Herkesin bir hukuki görüşe sahip olduğunu bilin ve kimseyi iknadan öteye gitmeye çalışmayın. Farklılığınızı bir zenginlik olarak görün, bunun bir kazanım olduğunu bilin. Hukuk, yaşayan bir sistemdir. Şayet herkes aynı düşüncede olsaydı hukuk bir mevta olurdu.

4- Kendinize bu meslekte üç vazife edinin. Bir, kendi dosyalarınızı adalet ve hakkaniyete en uygun ve en mükemmel şekilde sonuçlandırmak. İkincisi, yargının bir sistem olarak arıza ve eksikliklerinin giderilmesi için kafa yorup çaba sarf etmek. Son olarak vaktiniz varsa diğer meslektaşlara bilgi ve tecrübelerinizle yardımcı olmak.

Bence hakim savcı için bunlar bir lüks değil bir zaruret olarak görülmelidir. Unutmayın ki adalet her yerde lazımdır. Unutmayın ,Sizin yardımcı olmadığınız bir meslektaşınızın hatasını yine bu vatan evlatları çekmektedir.

5- Mesleğin ilk yıllarında duygu salınımları daha yoğundur. Mesleki tecrübe ile birlikte soğukkanlı ve objektif düşünme yeteneğinin arttığını göreceksiniz. Bu nedenle hoşgörü ve mütevaziliği elden bırakmayın. İnanın nezaket, hakim ve savcıda çok daha şık durmaktadır.

6- Kendinize bir alan seçin ve bu konuda en iyi olmaya gayret edinin. Yalnızca mesleki kitaplarla iyi hakim olunmaz. Sosyoloji/ psikoloji/ tarih ve siyaset okuyun. Günlük en az iki gazete takip edin. Ben hayatında bir tane dahi köşe yazısı okumayan bir hakime rastladığımda inanamamış ve kahrolmuştum. 

7- Yapabilirseniz bir hobiniz mutlaka olsun. Resim/ müzik/ spor vs. Hobiler stres altında olan bizler için bir rehabilitasyon işlevi görmektedir. Hayvan sevgisi ve Tabiatla iç içe olma fırsatınız varsa bunu ihmal etmeyin.

8- Çözmekte zorlandığınız kritik dosyaları 3 gün ara ile tekrar okuyun, mümkünse özet çıkararak okuyun. Göreceksiniz ilk okuyuşta görmediğiniz ayrıntıları göreceksiniz.

9- İşinizi yaparken bugün şu kadar dosya bitirdim yerine, bugün kaç kişinin hakkına ulaşmasına yardımcı oldum. Kaç insanın problemini çözdüm diye bakın.

Zamanla vicdanlarınızın nasırlaşmasına fırsat vermeyin. Ara ara empati yapın. Empati yapmanın bir yolu da okumak ve düşünmektir. Sizi düşünmeye sevk eden yazılar okuyun.

10- Kendinize güvenin, kendine güvenmeyen bir insan hakim ve savcı olamaz. Mesleğin her kademesinde istişare etmekten çekinmeyin. Unutmayın ki sivri düşünceleri yontmanın en yumuşak yolu istişarelerdir. Unutmayın. İstişare ederseniz kazanan olursunuz.

11- Personelinizi iyi tanıyın onun meziyet ve zaafların bilin: Hatalarında uyarmayı ihmal etmeyin. Ancak bir sıkıntıları olduğunda yardımınızı esirgemeyin. Unutmayın herkes komutan olabilir ancak herkes lider olamaz. Lider olmanın bir yolu personelinizin sizden hem çekinmesi hem size güven duymasıdır.

12- Hiçbir meslektaşın arkasından konuşmayın, arkasından konuşulmasına fırsat vermeyin. Mesleğin içindeki en büyük fitneler dedikodu ile aramıza girer. Bir haber duyduğunuzda bunu ya o meslektaşla paylaşın, paylaşamıyorsanız onu duymamış gibi davranın ve unutun.. Bunun bir kul hakkı olduğunu unutmayın.

13- Bu mesleği sevin, şayet sevmiyorsanız sevebileceğiniz bir alana geçmeye çalışın. Bunu da yapamıyorsanız bence bu meslekten ayrılın. İnanın bu mesleği sevmiyorsanız ne kendinize ne ülkeye ne de yargıya bir katkınız olmayacaktır.

Sürç-i lisan ettiysek affola.


Necati Daştan - İstinaf üyesi


hukukmedeniyeti.org