Silivri Cumhuriyet Başsavcılığının, İstanbul Baro Başkanı Av. Ümit Kocasakal ve Yönetim Kurulu hakkında, "yargı görevi yapanı etkilemeye teşebbüs" gerekçesiyle soruşturma başlatması ve ifade vermeye çağırması üzerine, İstanbul Barosu adına yapılan açıklamada;
“1. Ülkemiz, “olağanüstü” olarak nitelenmesi gereken bir tarihsel süreç içindedir. Tarih, olağanüstü dönem hukukunu yaratanları da, o hukuka karşı direniş sergileyenleri de not etmektedir. Aradaki tek fark “onurlu yaşam” adına bırakılan mirastır.

2. Hukuksuzluğun doruğa ulaştığı olağanüstü dönemlerde hukuk devletini, hukukun üstünlüğünü, savunmayı ve meslek onurunu korumak için bedel ödemek gerekiyorsa, İstanbul Barosu Başkanı ve Yönetim Kurulu Üyeleri bu bedeli ödemeye hazırdır.

3. Dünyanın en büyük Barosunu kanuna ve hukuka aykırı işlem yapmaya zorlayan ve her alanda keyfiliği egemen kılan Özel Görevli Mahkemelerin bu uygulamasına İstanbul Barosu teslim olmayacaktır.

4. Baro Başkanı ve Yönetim Kurulu Üyelerinin kanuna aykırı çağrı ile davet edilmeleri, ülkemizde sadece yurttaşların değil, o arada Baro Yöneticilerinin bile “hukuk güvenliğinin” olmadığının göstergesidir.

5. İstanbul Barosu , giderek somutlaşan ve yargı eliyle meşrulaştırılmaya çalışılan baskı ve hukuksuzluğa karşı mücadelesini sürdürecektir.

6. Kendilerini hiçbir ahvalde “şüpheli” hissetmeyen yöneticiler olarak, “şüphesiz” bir hukuk mücadelesini görev sayıp, savunma hakkının kutsallığını savunmaya ve bu uğurda mücadeleye devam edeceğiz.

7. Hiçbir güç yöneticiliğimize bir bayrak olarak teslim ve emanet edilen “Avukatlık Meslek Onurumuzu” çiğneyemeyecektir. 
Bu çerçevede; tümüyle adil yargılama hakkını, savunmayı ve meslek onurunu korumayı amaçlayan tavrımızın “suç” olarak nitelenmesi ve “şüpheli” sıfatıyla çağrı çıkarılması karşısında, hukuksuzluğa teslim olmayacağımızı ve “yasaya uygun işlem yapılıncaya” kadar davete icabet etmeyeceğimizi, sadece meslektaşlarımızın hukukunu korumak adına değil, yurttaşların da hukuk güvenliği adına kamuoyuna ilan ederiz.” 

Şeklindeki açıklamasına Cumhuriyetçi Avukatlar olarak aynen katılıyoruz ve bu konudaki değerlendirmemizi kamuoyuna sunuyoruz.
Konu hiçbir şekilde, özel yetkili Mahkemeler ve Savcılar ve İktidar partisi ve yandaşlarının algıladığı gibi CMK yada AVUKATLIK KANUNU düzleminde basitleştirilemeyeceği gibi sadece Avukatlık mesleğinin bir problemi olarak da algılanamaz.
Kamuoyunun ortak kanısı, AKP iktidarının, siyasi hasımlarını etkisiz ve itibarsız hale getirmede, siyasi hesaplaşmada CMK 250 md ye göre kurulmuş olan mahkemeleri kullandığı ve bu şekilde hukuku egemenlerin bir silahı haline getirdiğidir. Cumhuriyetçi Avukatlar Grubu olarak, meslektaşımız avukatların, savunma görevlerini yapmalarına imkan tanımayan, yargılama esnasında savunmanın delillerini ısrarlı taleplere rağmen dikkate almayan, CMK 250. md ye göre yetkili Ağır Ceza Mahkemelerinin daha fazla hukuksuzluğa fırsat verilmeden derhal kapatılmasını uzun zamandır savunmaktayız. 
Ülkenin temel kurumlarının işlevsiz hale getirilmesinin yanı sıra şimdi de hak arayanların son sığınağı olan avukatlara ve onların hukuksal kurumu olan Barolara saldırılmaya başlanmıştır. İstanbul Barosu Yönetim Kurulu Üyelerine karşı başlatılan bu soruşturma Yargının siyasallaştırılması amacı doğrultusunda yapılan son hamledir. Önceki hamlelerde Anayasa değişikliği ile ele geçirdiği HSYK aracılığı ile yüksek yargı organları siyasallaşıp kadrolaştırılmış, anılan özel yetkili mahkemeler iktidarın vurucu gücü haline getirilmiş, İllerdeki adli mahkemelere kadar kadrolaşma hareketi yoğun bir şekilde devam ettirilmiş ve sıra Barolara gelmiş bulunmaktadır.
Türkiye'de yargı siyasallaştırılarak bağımsızlığı ortadan kaldırılmakta, tüm kesimler yasalara aykırı işlemler karşısında susturulmaya çalışılmakta, İstanbul Barosuna karşı başlatılan bu soruşturmayla da sıranın avukatlara geldiği, başlatılan bu soruşturmanın amacının açıkça iktidarın “REJİMİ DEĞİŞTİRME KASTI” ile hareket ettiği ve bu bağlamda ÜLKENİN TÜMLÜĞÜ, ULUSUN BİRLİĞİ, DEMOKRATİK LAİK VE SOSYAL HUKUK DEVLETİ İLKELERİNİN HİÇE SAYILDIĞI VE TÜRKİYE CUMHURİYETİNİN KARŞI DEVRİM VE SİVİL DARBE SÜRECİ İLE KARŞI KARŞIYA OLDUĞU YOLUNDAKİ TESPİTLERİMİZ İLE BİRE BİR ÖRTÜŞMEKTEDİR. 

Türkiye Cumhuriyetinin adım adım rejim değişikliğine doğru sürüklendiği bu günlerde bu hukuk dışı tutama karşı İstanbul Barosu Yönetiminin yanında olmakla birlikte tüm kişi ve kurumları uyanık olmaya ve birlikte mücadele etmeye çağırıyoruz.
İzmir Barosu üyesi Cumhuriyetçi Avukatlar Grubu olarak yok edilmek üzere olan savunma hakkı ve hukukun üstünlüğü ilkesi ve de bağımsız yargının yeniden tesisi için yukarıdaki açıklamamız doğrultusunda, Cumhuriyet hukuku için sonuna kadar mücadele edeceğimizi, gelişmelerin takipçisi olacağımızı, her türlü yasal girişimde bulunacağımızı, İstanbul Barosu yönetiminin onurlu duruşunu desteklediğimizi, tüm hukuki süreçlerde yanlarında mücadele edeceğimizi kamuoyuna ve meslektaşlarımıza saygı ile bildiririz. 29.05.2012

CUMHURİYETÇİ AVUKATLAR GRUBU YÜRÜTME KURULU adına AV.SİNEM HACIEMİNOĞLU