ANKARA - Raporda, şu görüşlere yer verildi:

YÜKTEN İDARE SORUMLU: 2005’ten itibaren iş yükünde, önceki yıllarda örneğine rastlanılmayan oranda artış görülmüştür. Kamu idaresinin tutum ve davranışlarından dolayı, her yıl devreden iş sayısı 50 ila 60 bin arasında değişirken, 5 yılda 190 bine ulaşmıştır.

BİZİ DİNLEMEDİNİZ: Danıştay Başkanlar Kurulu, 2008’de uyuşmazlıkların dava yoluna gidilmeden, arabulucu, uzlaştırıcı, kamu denetçiliği gibi alternatif yollarla çözülmesini öngören bir yasanın yürürlüğe girmesinin gerekliliğini karar altına almıştır. Bu yolları içeren bir taslak Danıştay’ın da katkısı ile hazırlanmış, ancak yasalaştırılmamıştır. Başkanlar Kurulu daha sonra, bölge idare mahkemelerinin, kademeli olarak ‘tam istinaf’ mahkemesine dönüştürülmesi formülünü üretmiştir. Taslakta, Danıştay’ın baktığı davaların bir bölümünün idare ve vergi mahkemelerine devri, konusu 50 bin TL’yi geçmeyen iptal ve tam yargı davalarının itiraza tabi hale getirilerek bölge idare mahkemelerinde görülmesi öngörülmüştür. Taslak 8 Şubat 2010’da bizzat Birden tarafından Adalet Bakanı Sadullah Ergin’e verilmiş, ancak bugüne kadar ele alınmamıştır.

GÖRÜŞ SORMADINIZ: Adalet Bakanlığı ise sorunu temelden çözmediği gibi, yeni sorunlara yol açacak olması nedeniyle, gerçek bir reform olarak adlandırılması olanaksız tasarıyı hazırlama yoluna gitmiştir. Tasarı Yargıtay ve Danıştay’ın görüşü alınmadan hazırlanmıştır. Tasarı ancak TBMM’nin internet sitesinden edinilerek incelenebilmiştir.

İSTİKRAR BOZULACAK: İstinaf sistemine geçilmemesi halinde, iş yükünün giderilmesi için yeni iki daire kurulması ve üye atanmasında bir sakınca yoktur. Buna karşılık, dairelerin iki heyetle çalışmasına olanak sağlayan düzenlemenin içtihat birliğini sağlama görevi olan temyiz mercinin varoluş amacıyla uyuşmadığı ortadadır. Aynı dairede ikinci bir mahkeme kurulması Anayasa’nın, mahkemelerin çalışmasına ilişkin 142. maddesine aykırı olacaktır. Oluşacak içtihat ayrılıkları da idari istikrarın bozulmasına yol açaraktır.

FARKLI KARAR ÇIKAR: Tasarıyla, Başkanlık Kurulu’na, her yıl dairelerin görev alanını yeniden belirleme yetkisi tanınmıştır. Bu yasallık ve tabii hakim ilkelerine aykırılık oluşturacaktır. Bu da bir dairede yürütmenin durdurulması; bir diğer dairede, keşif ve bilirkişi incelemesi yapılması; başka bir dairede de davanın esası hakkında karar verilmesi gibi, yargılama sürecini uzatıcı, görevli yargı yerini bilinebilir olmaktan çıkarıcı bir sonuç yaratacaktır.(Vatan)

Birden: Bize danışılmadı