TBMM Adalet Komisyonu 3. Yargı Paketi olarak adlandırılan ‘Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanun Tasarısı’nı görüşüyor. Tasarıya ilişkin komisyona sunum yapan Adalet Bakanı Ergin, toplumsal barışın sağlanmasının, en önemli hakemlik mekanizması olan yargının adil ve etkin şekilde işlemesine bağlı olduğunu belirterek, sosyal ve ekonomik gelişmeler paralelinde çeşitlenerek artan sorun ve ihtilafların yargı kurumlarını gün geçtikçe büyüyen bir iş yükü gerçeği ile karşı karşıya bıraktığını söyledi.

Adil yargılanma hakkının ayrılmaz bir parçası olan ‘makul sürede yargılanma hakkı’nın gerek anayasa gerekse temel haklara ilişkin uluslar arası belgelerle teminat altına alındığına işaret eden Ergin, bu durumun kendilerini önemli tedbirler almaya yönelttiğini kaydetti. Ergin, makul sürede yargılanma hakkı, adalete erişimin güçlendirilmesi ve yargı sistemlerinin etkin hale getirilmesinin toplumların adalet beklentisine cevap verilebilmesi adına hayati önem taşıdığını vurgulayarak, 1. ve 2. yargı paketleri ve 3. yargı paketlerini bu ihtiyaçlar çerçevesinde şekillendiğini söyledi.

Bakan Ergin, yargı hizmetlerinin hızlandırılması amacıyla bugüne kadar yapılan düzenlemelerin devamı niteliğindeki bu kanun tasarısının da, ‘icra, iflas, ceza ve idari yargı mevzuatı alanında birçok uygulama sorununa çözüm sağlayacak düzenlemeler içerdiğini söyledi. Bakan Ergin, tasarının ayrıca savunma hakkını güçlendiren, kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkını daha güçlü teminatlara bağlayan ve basının özgürlük alanını genişleten bir içeriğinin bulunduğunu söyledi.

İcra dairelerinde 2012 yılı itibariyle şu anda 12 milyon 700 bin dosya bulunduğunu bildiren Ergin, Türkiye’de yılda ortalama 6.5 milyon yeni icra takibi yapıldığını söyledi. Ergin, bu takiplerin yüzde 8’inin ilamlı icra yoluyla takibe başlandığını, yüzde 92’ye tekabül eden 6 milyon civarında dosyanın ise ilamsız icra yoluyla takip edildiğini kaydetti. Yılda açılan ortalama 6 milyon ilamsız takip dosyasının yüzde 42’sinin 800 TL’nin altındaki takiplerin oluşturduğunu belirten Ergin, bu takiplerin yüzde 60-65’ini aboneliğe bağlık takiplerin oluşturmasının da dikkat çekici olduğunu söyledi. Ergin, “Tasarıda daha modern anlamda bir icra teşkilatı kurulması ve daha kaliteli hizmet verilmesi amacıyla İcra dairelerinde çalışan personel sayısının artırılması, ayrıca uzmanlaşmayı sağlamak ve hizmet kalitesini artırmak bakımından ‘icra katipliği’ kadrosu ihdas edilmesi de öngörülmüştür” diye konuştu.

İCRA DAİRELERİNE PARA İLE TEMAS ÖNLENECEK
İcra iflas mevzuatı yönünden tasarıda getirilen yenilikler ve öne çıkan başlıkları sıralayan Bakan Ergin, şunları kaydetti:
“İlk olarak icra dairelerine para ise temasın kesilmesini öngören tedbirler öngörülmüştür. İcraya başvurmadan önce borçluya davet yazısı gönderilmesi uygulamasını öngördük. Bizim öngördüğümüz tasarıda brüt asgari ücret tutarın altındaki takibin altındaki miktarlar için ödemeye davet yazı çıkarılması öngörülüyordu. Alt Komisyon bunu iki katı olarak öngörmüş. Evde kullanılan lüzumlu ev eşyalarının haczedilemeyeceğine dair bir düzenlememiz var. Hacizli mal satışında ilan ve teklif ilanı getirilmesi söz konusu. Buradaki düzenleme satış gününe kadar satış masasına pey sürebilme noktasında yapılan düzenlemedir. Satış esnasında satışa müdahil olmak için alt yapının kurulması çalışmaları devam ediyor. O çalışmaların bitmesinden sonra elektronik olarak satışa da müdahale etme imkanı önümüzdeki süreçte oluşacaktır. Ama onun alt yapı çalışmaları şu anda devam ediyor. Mahkemelerde evrak büroları oluşturulması öngörülüyor. Bu şekilde hakimlerimiz gelen dilekçelerin havalesiyle önemli oranda zaman kaybediyor. Bunu ön bürolarda ve yazı işleri müdürlüklerinde çözecek bir tedbir öngörüyoruz. Mahkeme kararlarıyla hüküm altına alınan tazminatlara yüksek faiz uygulanmasına ilişkin bir düzenlememiz var.”

DANIŞTAY’IN İŞ YÜKÜ AZALACAK
Danıştay savcılarının yazılı düşünceleri taraflara tebliğ edilmesini öngören bir düzenlemenin de tasarıda yer aldığını belirten Bakan Ergin, tasarıda mahkemelerde karar alma sürecini hızlandıracak tedbirlerin de yer aldığını bildirdi. Yürütmenin durdurulması uygulamasına yeni düzenlemeler öngördüklerini de belirten Ergin, şöyle devam etti:
“Danıştay’a gelen bir takım idari yargı kararlarının Bölge İdare Mahkemelerinde kesinleşmesini öngören düzenlemeler var. Bu şekilde Danıştay’ın toplam iş yükünün azaltılması öngörülüyor. Bölge İdare Mahkemelerinin birden fazla kurumla çalışmasını öngören ve yargılama sürecini hızlandırmayı amaçlayan düzenlemelerimiz var. Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun oluşumunu geçici bir süre için, 3 yıl için, oluşturmaya dönük bir maddemiz var. Burada genel kurulda bekleyen yığılmış dosyaların kısa sürede karar bağlanması amaçlanmıştır.
Danıştay’ın ilk derece mahkemesi olarak baktığı dava türlerini ve sayısını azaltmaya dönük tedbirler söz konusu tasarıda.”

CEZA MEVZUATI DÜZENLEMELERİ
Tasarıda ceza mevzuatı yönünden de bir takım düzenlemeler yapıldığını belirten Bakan Ergin, bir kısım suçların ‘kabahat’e dönüştürülmek suretiyle vasıflarının değiştirildiğini söyledi. Bir kısım kabahatler yönünden de ceza verme yetkisinin adli mercilerden alınarak idari makamlara devredildiğini belirten Ergin, ön ödemenin yeniden düzenlendiğini ve üst sınırın yükseltilmesi ile bu kurumun da uygulama alanını genişletmenin amaçlandığını söyledi. Ergin, 3 aylık üst sınırın bir yıla çıkartılmasının öngörüldüğünü bildirdi.
Elektrik hırsızlığının ‘karşılıksız yararlanma suçu’ olarak düzenlendiğini ve verilen zararın karşılanması halinde cezanın askıya alınmasını öngören bir düzenlemenin tasarıda yer aldığını belirten Ergin, petrol boru patlarından yapılan hırsızlın cezasının ise artırıldığını bildirdi.

“TUTUKLAMA, SOMUT OLGULARLA GEREKÇELENDİRİLECEK”
Adalet Bakanı Ergin, tasarıda temel hak ve özgürlükleri daha güçlü teminatlara bağlayan önemli düzenlemeler içerdiğini belirterek, bu tasarıyla Terörle Mücadele Yasası’nın 10. maddesinde yapılan değişiklikle, müdafiinin dosya inceleme yetkisine getirilen sınırlamaların en çok üç ay süreyle uygulanabileceğinin öngörüldüğünü söyledi. Ceza Muhakemesi sürecinin en önemli ancak en kritik koruma tedbirlerinin başında gelen tutuklamaya ilişkin öngörülen düzenlemelerle de kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkında daha fazla teminatlara bağlanmasının amaçlandığını ifade eden Ergin, şunları kaydetti:
“Tutuklama kararları ise artık somut olgularla gerekçelendirilmek durumundadır. Esas itibariyle bu husus mevcut düzenlemede de var olmasına karşın, bunun altı kalın çizgilerle çizilerek uygulayıcıların bu konuda daha özenli olmasını sağlamaya dönük bir yazım şekli getirilmiştir. Böylece kuvvetli suç şüphesi ve tutuklama nedenlerinin varlığı yasal karinelerin ötesinde tam bir vicdani tatmin sağlayan ve tutuklama tedbirinin ölçülü olduğunun somut olgularla gerekçelendirilerek açıkça yazılması gerektiği vurgulanmaktadır. Adli kontrol uygulamasının kapsamı genişletilerek bu müessese gerçek anlamda bir tutuklamaya alternatife dönüştürülmektedir.”

BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ İÇİN TMK’DA DEĞİŞİKLİK
Tasarıda, basının özgürlük alanının genişletilmesi adına da bir takım düzenlemeler bulunduğunu belirten Ergin, “Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları doğrultusunda basın ve ifade özgürlüğünün önündeki engellerin kaldırılması amacıyla Terörle Mücadele Yasası’nın 6. Maddesinde yapılacak değişiklikle, henüz yayımlanmamış, dolayısıyla suç içeriği belirsiz yayınlara sansür anlamı taşıyacak biçimde ileriye yönelik yayın durdurma tedbiri uygulamasına son verilmek amaçlanmıştır tasarıyla. Yine Basın Kanunu’na eklenecek bir geçici maddeyle farklı tarihlerde çeşitli mahkemelerce verilen, bir kısmı da sonradan ortadan kaldırılan basılı eserler hakkındaki birçok toplatma kararı hükümsüz hale getirilmektedir. Ayrıca 31 Aralık 2011 tarihine kadar basın ve yayın yoluyla ya da sair düşünce ve kanaat açıklama yöntemleriyle işlenen ve adli para cezasını ya da üst sınırı 5 yıldan fazla olmayan hapis cezasını gerektiren suçlardan dolayı açılan soruşturma ve kovuşturmaların ya da kesinleşmiş hüküm infazlarının ertelenmesi imkanı da bu tasarıyla getirilmektedir” dedi.

“HEDEF, YARGI SÜRESİNİ 12 AYA İNDİRMEK”
“Geç gelen adalet vicdanları yakan bir ateşe dönüşmektedir” diyen Bakan Ergin, bu ateşin hukukla, hukukun sınırları içinde söndürmek, hukuk ve yargılama güvenliğine halel getirmeden adli süreçleri hızlandırmanın, vatandaşın hakkına gecikmeden kavuşmasını sağlamanın temel hareket noktaları olduğunu söyledi. Ergin, “Bu amaca dönük mevzuat çalışmaları, ülkemizi bugün ortalama iki yıl gibi uluslar arası standartlara yakın bir yargılama süresine taşımıştır. Yargının hızlandırılması amacıyla devam eden çalışmaların nihayetinde, temyiz aşaması da dahil olmak üzere bu süreyi ortalama 12 aya indirmek ve bu hedefe iki yıl içinde ulaşmakta kararlıyız” dedi.



İHA