TBMM (A.A) - 
     Kabul edilen maddelere göre, Anayasa Mahkemesi, Genel Kurul ve iki bölüm olarak çalışacak. Genel Kurul, genel olarak halen Anayasa Mahkemesinin baktığı konuları görüşecek. Bölümler ise Anayasa değişikliği ile getirilen ''bireysel başvuruları'' karara bağlayacak.
     Anayasa değişikliği ile yedek üyelerin asıl üye olması ve TBMM'nin 3 üye seçmesiyle üye sayısı 17'ye çıkarılan Genel Kurul, en az 12 üye ile toplanacak. 7 üyeden oluşan bölümler ise en az 4 üyenin katılımıyla toplanacak.
     Anayasa Mahkemesi'nin halen bir olan başkanvekili sayısı, ikiye çıkarılacak. Başkanvekilleri, bölümlere başkanlık edecek.
     Anayasa Mahkemesi üyeliğine süre sınırı getiriliyor. Üyeler 12 yıl için seçilecek. Bir kimse iki defa üye seçilemeyecek. Başkan ve üyeler azlolunamayacak, kendileri istemedikçe görev süreleri dolmadan ve 65 yaşından önce emekliye sevkedilemeyecek.
     Raportörler, Başkanın görev vermesi durumunda tanık ve uzman dinleyebilecek.
     Tasarıyla ''raportör yardımcılığı'' kadrosu oluşturuluyor. Raportör yardımcıları, yargısal ve idari çalışmalara yardımcı olacak.
     Raportör yardımcılığı için açılacak sınavın mülakatında kayıt sistemi kullanılmayacak.
     Anayasa Mahkemesi Başkanı, mahkemenin ihtiyaç duyduğu alanlarda hizmet alımı yoluyla yerli ve yabancı uzman çalıştırmaya yetkili olacak.
     Anayasa Mahkemesinin şekil bakımdan denetimi, ayrıntılı olarak tanımlanıyor. Buna göre, Anayasa değişikliklerinde teklif çoğunluğuna, oylama çoğunluğuna ve ivedilikle görüşülemeyeceği şartına uyulup uyulmadığı, kanunların ve TBMM İçtüzüğünün son oylamasının öngörülen çoğunlukla yapılıp yapılmadığı, KHK'lerin yetki kanununda öngörülen süre içinde çıkarılıp çıkarılmadığı ile Cumhurbaşkanı ve Bakanlar Kurulu üyelerinin imzalarının bulunup bulunmadığı ile sınırlı olarak şekil incelemesi yapılabilecek.
    
     -BİREYSEL BAŞVURU-
     Tasarıyla bireysel başvuruya ilişkin koşullar da düzenleniyor. Buna göre, herkes, Anayasada güvence altına alınmış temel hak ve özgürlüklerinden, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve buna ek Türkiye'nin taraf olduğu protokoller kapsamındaki herhangi birinin kamu gücü tarafından ihlal edildiği iddiasıyla Anayasa Mahkemesi'ne başvurabilecek.
     İhlale neden olduğu ileri sürülen işlem, eylem ya da ihmal için kanunda öngörülmüş idari ve yargısal başvuru yollarının tamamının bireysel başvuru yapılmadan önce tüketilmiş olması gerekecek.
     Yasama işlemleri ile düzenleyici idari işlemler aleyhine doğrudan bireysel başvuru yapılamayacağı gibi Anayasa Mahkemesi kararları ile Anayasanın yargı denetimi dışında bıraktığı işlemler de bireysel başvurunun konusu olamayacak.
     Bireysel başvuru, ancak ihlale yol açtığı ileri sürülen işlem, eylem ya da ihmal nedeniyle güncel ve kişisel bir hakkı doğrudan etkilenenler tarafından yapılabilecek.
     Kamu tüzel kişileri bireysel başvuru yapamayacak. Özel hukuk tüzel kişileri, yalnızca tüzel kişiliğe ait haklarının ihlal edildiği gerekçesiyle bireysel başvuruda bulunabilecek.
     Yabancılar da bireysel başvuru yapabilecek.
    
     -BİREYSEL BAŞVURU USULÜ-
     Bireysel başvurular, doğrudan, mahkemeler veya yurt dışı temsilcilikler vasıtasıyla yapılabilecek.
     Bireysel başvurular harca tabi olacak.
     Başvurunun 30 gün içinde yapılması gerekecek.
     Mahkeme, Anayasanın uygulanması ve yorumlanması veya temel hakların kapsamının ve sınırlarının belirlenmesi açısından önem taşımayan ve esas hakkında karar verilmesini gerektirmeyen, başvurucunun önemli bir zarara uğramadığı ve açıkça dayanaktan yoksun başvuruları reddedebilecek.
     Kabul edilebilirlik şartlarını taşımadığına oybirliği ile karar verilen başvurular hakkında kabul edilemezlik kararı verilecek. Kabul edilemezlik kararları kesin olacak.
     Kabul edilebilirliğine karar verilen bireysel başvuruların esas incelemesi, bölümler tarafından yapılacak. Bölümlerin bir mahkeme kararına karşı yapılan bireysel başvurulara ilişkin incelemeleri, bir temel hakkın ihlal edilip edilmediği ve bu ihlalin nasıl ortadan kaldırılacağının belirlenmesi ile sınırlı olacak. Bölümlerce, kanun yolunda gözetilmesi gereken hususlarda inceleme yapılamayacak.
    
     -TARTIŞILAN MADDE-
     Anayasa Komisyonunda, Yargıtay ve Danıştay kararlarının Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilebileceği ve yüksek yargı içinde hiyerarşi oluşacağı tartışmalarına neden olan madde ise alt komisyonun tasarıda yaptığı değişiklik çerçevesinde benimsendi.
     Buna göre, Anayasa Mahkemesi, esas inceleme sonunda, başvurucunun hakkının ihlal edildiğine ya da edilmediğine karar verecek. İhlal kararı verilmesi halinde, ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yapılması gerekenlere hükmedilecek, ancak yerindelik denetimi yapılamayacak, idari eylem ve işlem niteliğinde karar verilemeyecek.
     Tespit edilen ihlal bir mahkeme kararından kaynaklanmışsa, ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldırmak için yeniden yargılama yapmak üzere dosya ilgili mahkemeye gönderilecek. Yeniden yargılama yapmakla yükümlü mahkeme, Anayasa Mahkemesinin ihlal kararında açıkladığı ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldıracak şekilde karar verecek. Yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmayan hallerde başvurucu lehine tazminata hükmedilebilecek veya genel mahkemelerde dava açılması yolu gösterilebilecek.
     Mahkemeler, Anayasa Mahkemesinin ihlal kararında açıkladığı görüşe uygun karar vermediği takdirde başvurucu yeniden anayasa Mahkemesine başvuruda bulunabilecek. Bu durumda Anayasa Mahkemesi, doğrudan ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldıracak kararı verecek.
     Bireysel başvuru hakkını açıkça kötüye kullandığı tespit edilen başvurucular aleyhine, yargılama giderlerinin dışında, ayrıca 2 bin Türk Lirasından fazla olmamak üzere para cezasına hükmedilebilecek.
    
     -YÜCE DİVAN VE PARTİ KAPATMA DAVALARINA YENİDEN İNCELEME-
     Anayasa Mahkemesi'nin Yüce Divan olarak verdiği kararlar ile parti kapatma davalarında aldığı kararlara temyiz yolu açılıyor. Mahkeme, ''yeniden inceleme'' talebini de görüşerek karara bağlayacak.
     Anayasa Mahkemesi'nin başkan ve üyeleri hakkında reddi hakim talebinde bulunulabilecek. Ancak red talebinin kötü niyetle yapıldığının anlaşılması ve esas yönünden kabul edilmemesi halinde talepte bulunanların her birine 500 ile 5000 TL arasında değişen para cezası verilecek.
    
     -EŞİTLİK HALİNDE BAŞKANIN OYU KARARI BELİRLEYECEK-
     Genel Kurul ve bölümler, kararlarını katılan üyelerin salt çoğunluğuyla alacak. Oyların eşitliği halinde, Başkanın bulunduğu tarafın görüşü doğrultusunda karar verilmiş sayılacak.
     Oylamaya en kıdemsiz üyeden başlanacak.
     Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin, Anayasa Mahkemesinin siyasi parti kapatma veya Yüce Divan sıfatıyla verdiği bir kararının Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve eki protokollerin ihlali suretiyle verildiğine hükmetmesi halinde, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararının kesinleştiği tarihten itibaren 1 yıl içinde Anayasa Mahkemesinden yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunabilecek.
     Mahkemenin istemi, esaslı ve kabule değer bulması durumunda yargılamanın yenilenmesine karar verilebilecek.
    
     -ÇİÇEK: ''CMK 311-2'NİN DEĞİŞMESİ LAZIM''-
     Kamuoyunda, Danıştay ve Yargıtay kararlarının Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilebileceği ve yüksek yargı içinde hiyerarşi oluşacağı tartışmalarına neden olan madde, Komisyonda da tartışmaya yol açtı.
     CHP Mersin Milletvekili İsa Gök, Anayasa'da diğer yargı organlarına tanınmayan iptal yetkisinin Anayasa Mahkemesine tanındığını belirterek, bunun Anayasaya aykırı olduğunu, ayrıca yargıda kaos yaratacağını savundu. Gök, bu düzenlemenin kabul edilemez olduğunu söyledi.
     Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, konunun tartışılması gerektiğini ifade ederek, şöyle konuştu:
     ''Yeniden yargılama nasıl yapılacak? CMK'nın 311/2 (Yargılamanın yenilenmesine ilişkin koşulları düzenliyor) hükmü var, teröristbaşından dolayı istisna getirilmiş, halen bu makas aralığında 308 dosya var. Yeniden yargılama esas itibarıyla duruşmalı yapılıyor. Halbuki Öcalan ile ilgili verilen kararda, dosyanın yeniden açılması veya yeniden yargılanması var. Başka hiçbir AİHM kararında yok. Türkiye, bu dosyanın yeniden açılması yolunu deneyerek o sorunu çözmeye çalıştı. CMK 311/2 hükmünü kaldırsak ki siyaseten çok farklı konuşuluyor, oysa Abdullah Öcalan ile ilgili yeniden yargılanma yolu kesinlikle kapanmıştır. Bunu Sayın Rıza Türmen de yazdı, ben de aynı fikirdeyim. Diyelim ki Yozgat Ağır Ceza Mahkemesi bir karar verdi, temyize gitti, onandı. Fakat sanık, 'Burada insan hakları ihlali var' dedi ya da Anayasa Mahkemesi bu kararı kabul etti. Dosya, ilk derece mahkemesi olarak Yozgat Ağır Ceza Mahkemesine gitti. Mahkeme, bu karara kesin uyacak ise o zaman buraya göndermenin anlamı yok. Olmayacaksa, diyecek ki 'hayır.' Yargıtayın kararına direnmiyor mu hakim, direniyor, Ceza Genel Kuruluna ya da Hukuk Genel Kuruluna geliyor. Şimdi hakimlere veya mahkemelere bu imkanı veriyor muyuz, vermiyor muyuz, netleştirelim. Çünkü yorumlayacak olanlar da bu tartışmalara bakacak. Direndi uyarsa problem yok, uydu taraflardan biri bunu Yargıtaya götürdü, Yargıtay dedi ki 'ben Anayasa Mahkemesiyle aynı fikirde değilim, burada ihlal yok' dedi.''
     Çiçek, Türkiye'de yeniden yargılamanın duruşmalı yapıldığını, duruşma nedeniyle davaların çok daha fazla uzadığını belirterek, ''AİHM'in kararından yola çıkarak, 311/2'deki düzenlemeyi yeni baştan gözden geçirilmesi lazım. İstiyorsa evrak üzerinden inceler, istiyorsa duruşma yapar. Duruşma girdi mi iş uzar. Ceza hukuku bakımından söylüyorum; 311/2'nin değişmesi lazım. O zaman da Öcalan'a yeniden yargılama yolu açılıyor deniyor. Kesinlikle doğru değil'' dedi.
    
     Tasarının görüşmelerine, bugün saat 10.30'da devam edilecek.