TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞI’NA
Askerlik Kanununa Bir Geçici Madde Eklenmesi Hakkında Kanun Teklifi ve gerekçeleri ektedir.
Gereği müsaadelerine sunulur.
M. Akif HAMZAÇEBİ Rasim ÇAKIR
Trabzon Milletvekili Edirne Milletvekili
GENEL GEREKÇE
Türkiye’de 1980 yılından sonra 1111 sayılı Askerlik Kanununa, 16.4.1987 tarih ve 3358 sayılı Kanunun 10 ncu maddesiyle eklenen geçici 20 nci, 21.5.1992 tarih ve 3802 sayılı Kanunun 7 nci maddesiyle eklenen geçici 33 ncü ve 2.11.1999 tarih ve 4459 sayılı Kanunun 1 nci maddesiyle eklenen geçici 37 nci maddeleriyle olmak üzere üç defa bedelli askerlik düzenlemesi yapılmıştır. 1987 ile 1999 arasındaki 12 yıllık süre içinde 5-7 yıllık aralıklarla üç defa bedelli askerlik düzenlemesi yapılmak zorunda kalınmasının temelinde, zorunlu askerlik süresinin uzunluğu yatmaktadır. Özellikle mesleki kariyer planlaması yaparak yüksek lisans, doktora ve TUS’ta uzmanlık öğrenimine devam eden, kendi nam ve hesabına serbest meslek faaliyeti yürüten ve küçük ve orta ölçekli işletme kuran gençlerimizin, uzun süreli askerlik hizmeti sırasında öğrenimleriyle faaliyetlerine ara vermek ve işyerlerini kapatmak zorunda kalmaları, askerlik hizmetlerini sürekli bir şekilde ertelemelerine neden olmuştur. Askerlik ödev ve görevinin ertelenmesi, askerlik çağına gelen gençlerimiz arasında yığılmalara yol açmış; bedelli askerlik düzenlemeleri ile söz konusu yığılmalar eritilmeye çalışılmıştır. Öte yandan, kısa sayılabilecek aralıklar içinde üç defa bedelli askerlik düzenlemesi yapılması, bu alanda bir gelenek yaratılmasına ve dolayısıyla gelecekte de yapılacağına yönelik beklentiler doğmasına neden olarak, askerlik hizmetinin ertelenmesini teşvik eden ve yığılmaları besleyen bir işlev görmüştür. Ayrıca, AKP iktidarı 2003 yılından 2011 yılına kadar bedelli askerlik düzenlemesini sürekli bir şekilde canlı tutarak bir yandan askerlik hizmetinin ertelenmesini teşvik etmiş, diğer yandan da umut tacirliğine soyunarak gençlerimizi “ha bu gün, ha yarın” beklentisine sokmuştur. Geldiğimiz bu noktada, oluşmuş bulunan yığılmanın eritilmesi amacıyla, bir defaya mahsus olmak üzere, 1 Ocak 1983 tarihinden önce doğanlardan temel askerlik eğitimini tamamlayanların askerlik hizmetlerini yapmış sayılmaları konusunda bir düzenleme yapılması ertelenemez bir ihtiyaç haline gelmiştir. Teklifimizin temel amacı, gençlerimizin mesleki/ailevi/kişisel vb. sorunları nedeniyle askerliklerini ertelemeleri sonucu oluşan yığılmayı, mali gücü olmayanların bedel ödemeden, olanların ise mali güçleri oranında bedel ödemeleri suretiyle “sosyal devlet” ilkesini gözeterek eritmek ve silahlı kuvvetlerimizin planlamalarını nesnel verilere dayalı olarak yapmasına olanak sağlamaktır.

MADDE GEREKÇELERİ
Madde 1- Maddenin birinci fıkrasıyla, 1 Ocak 1983 tarihinden önce doğan ve her ne sebeple olursa olsun fiilen askerlik hizmetine başlamamış olan gençlerimizin, Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren altı ay içinde askerlik şubelerine başvurmaları ve Genelkurmay Başkanlığınca belirlenecek birlik ve kurumlarda temel askerlik eğitimlerini yapmaları şartıyla askerlik hizmetini yapmış sayılacakları hüküm altına alınmaktadır.
Maddenin birinci fıkrasında “sosyal devlet” ilkesi gözetilerek yapılan düzenlemelerle, (a) bendinde, yıllık gelir toplamı 12.000 TL’nin altında olan yükümlülerin herhangi bir bedel ödemeden yasadan yararlanmaları sağlanmaktadır. TÜİK’in 6 Ocak 2011 tarihli Haber Bülteninde yer alan “2009 Yoksulluk Çalışması Sonuçları”na göre, dört kişilik bir ailenin 2009 yılı yoksulluk sınırı 825 TL tahmin edilmiş bulunmaktadır. Bu tutar TÜFE değişim katsayısı ile 2011 yılına güncellendiğinde yaklaşık 900 TL yapmaktadır. Bu tutara göre, yıllık geliri (900 x 12 =) 10.800 TL’nin altında olan aileler yoksulluk sınırının altında yaşamaktadırlar. 16 yaşından büyükler için tespit edilen asgari ücretin aylık net tutarının 2011 yılı ilk döneminde 630 TL ve yıllık tutarının ise (İş Kanunundan kaynaklanan yılda 2 ilave tediye dahil) 8.820 TL olduğu göz önüne alındığında, yoksulluk sınırının altında gelir elde eden yükümlülerden bedel alınması, toplumsal adalet ve eşitlik ilkelerini zedelemenin yanında sosyal devlet ilkesiyle de bağdaşmamaktadır.
Öte yandan üniversite mezunu olan ve Genel İdare Hizmetleri Sınıfında 9 ncu derecenin 1 nci kademesinde göreve başlayan bir memurun aylık maaşı, eşinin çalışmaması ve çocuk sayısına göre 1.450 TL’ye yaklaşmaktadır. Söz konusu memurun yıllık geliri ise (1.450 x 12 =) 17.400 TL yapmaktadır. Dolayısıyla söz konusu yükümlülerden yaşamaları için gerekli olanı almamak gerekir. Bu düşünceyle birinci fıkranın (b) bendinde, yıllık gelirleri toplamı 25.000 TL’den az ve 12.000 TL’den fazla olanların 7.500 TL ödemeleri; (c) bendinde ise, yıllık gelirleri toplamı 25.000 TL’den fazla olan yükümlülerin 15.000 TL ödemeleri hüküm altına alınmaktadır.
Ayrıca, maddenin ikinci fıkrasında bedelli askerlikten yararlanacak kişilere, ödeyecekleri bedeli askerlik hizmetini yerine getirdikleri tarihten sonra iki yıla kadar eşit taksitler halinde ödeme kolaylığı getirilmekte ve faiz yükü yerine TÜFE artışının taksit ödemelerine yansıtılması öngörülmektedir.
Üçüncü fıkrada, bedelin tahsili ve bütçeleştirilmesinin usul ve esasları; dördüncü fıkrada ise, bedelli askerlikten yararlanan kişilerden tahsil edilecek paraların yükseköğretim öğrencileri için öğrenci yurdu yapımında kullanılacağı hiçbir tartışmaya yer vermeyecek açıklıkta belirtilmektedir. Maddenin birinci fıkrasında ödenecek bedelin tespitinde kişilerin beyanı esas alınmaktadır. Beşinci fıkrada ise, gerçek dışı beyanda bulunulduğunun tespit edilmesi halinde, zorunlu askerliğin yasal süresi olan 15 ay üzerinden yeniden yaptırılacağı hükme bağlanmaktadır. Altıncı fıkra ile bedelin ödenme usul ve esaslarını, beyanlarda istenecek bilgi ve belgelerle uygulamaya ilişkin diğer hususları düzenlemek üzere Bakanlar Kuruluna yetki verilmektedir. Madde 2- Yürürlük maddesidir.
Madde 3- Yürütme maddesidir.
ASKERLİK KANUNUNA BİR GEÇİCİ MADDE EKLENMESİ HAKKINDA
KANUN TEKLİFİ
MADDE 1- 21.6.1927 tarihli ve 1111 sayılı Askerlik Kanununa aşağıdaki geçici 46 ncı madde eklenmiştir. “Geçici Madde 46- Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte her ne sebeple olursa olsun henüz fiili askerlik hizmetine başlamamış, 1 Ocak 1983 tarihinden önce doğan ve 1076 sayılı Yedek Subaylar ve Yedek Askeri Memurlar Kanunu ile 1111 sayılı Askerlik Kanununa tabi yükümlüler, istekleri halinde, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren altı ay içinde askerlik şubelerine başvurmaları ve yıllık gelirleri toplamı; a) 12.000 Türk Lirasından (12.000 Türk Lirası dahil) az olanların veya hiç geliri olmayanların herhangi bir bedel ödememeleri, b) 25.000 Türk Lirasından (25.000 Türk Lirası dahil) az ve 12.000 Türk Lirasından fazla olanların 7.500 Türk Lirası ödemeleri, c) 25.000 Türk Lirasından fazla olanların 15.000 Türk Lirası ödemeleri, halinde Genelkurmay Başkanlığınca belirlenecek birlik ve kurumlarda temel askerlik eğitimlerini yapmaları şartıyla askerlik hizmetlerini yerine getirmiş sayılırlar. Birinci fıkranın (b) ve (c) bentlerinde belirtilen tutarlar, askerlik hizmetinin yerine getirildiği tarihten itibaren eşit taksitler halinde de ödenebilir. Bu halde ödenecek tutara TÜFE farkı eklenir. Bu uygulama kapsamında yapılacak ödemeler Maliye Bakanlığı Merkez Muhasebe Birimi adına T.C. Ziraat Bankasında açılacak özel hesaba yatırılır. Bu hesapta toplanan miktarları genel bütçeye özel gelir ve karşılığı da ilgili kurum bütçelerine aktarılmak üzere Maliye Bakanlığı bütçesinde açılacak özel bir tertibe ödenek kaydetmeye Maliye Bakanı yetkilidir. Bu ödeneklerden yılı içinde kullanılamayan miktarlar, ertesi yıl bütçesine devren gelir ve ödenek kaydedilir. Bu tertipte oluşan ödenek, 16.8.1961 tarihli ve 351 sayılı Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu Kanununun 20 nci maddesindeki hükümler çerçevesinde yapılacak öğrenci yurtlarının finansmanında kullanılır. Yapılacak inceleme ve denetlemelerde gerçeğe aykırı beyanda bulunduğu tespit edilenlere zorunlu askerlik hizmeti yasal süresi üzerinden yeniden yaptırılır. Bedelin ödenme usul ve esasları, beyanlarda istenecek bilgi ve belgeler ve uygulamaya ilişkin diğer hususlar, Bakanlar Kurulu kararı ile düzenlenir.” Bu madde hükümlerinden yararlanan yükümlüler hakkında adli takibat yapılmaz.”
MADDE 2- Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer. MADDE 3- Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.