ANKARA - Siirt Asliye Hukuk Mahkemesi, baktığı bir davada, 2525 sayılı Soyadı Kanunu'nun 4. maddesinin ikinci fıkrasının, anayasaya aykırı olduğu kanısına vararak, iptali istemiyle Anayasa Mahkemesi'ne başvurdu.

Yüksek Mahkeme, söz konusu düzenlemeyi iptal etti.

İptal edilen düzenleme, ''evliliğin feshi veya boşanma hallerinde çocuk, anasına tevdi edilmiş olsa bile babasının seçtiği veya seçeceği adı alır'' hükmünü içeriyor.

Anayasa Mahkemesi'nin, Soyadı Kanunu'nun, evliliğin feshi veya boşanma hallerinde çocuğun babasının soyadını alacağına ilişkin hükmünü iptali ile boşanan anne ile çocuk arasındaki soyadı farkı ortadan kalkacak, çocukların annesinin soyadını alması da mümkün olabilecek.

Anayasa Mahkemesi'ne davayı taşıyan Siirt Asliye Hukuk Mahkemesi'nin dava dilekçesinde, boşanmada çocuğun babanın soyadını alması zorunluluğunun, kişilik haklarının ihlali, özel hayatın dokunulmazlığı ve eşitlik ilkesine aykırı olduğu iddia edildi.

Anayasa Mahkemesi de düzenlemenin anayasaya aykırı olduğu sonucuna vardı. Yüksek Mahkeme, Yargıtay'ın, çocukların soyadı değişikliğine ilişkin açılan davaları, bu kanun hükmünü gerekçe göstererek reddetmesini de ele aldı. Çocukların soyadı değişikliğine ilişkin davaların önündeki engeli kaldıran Anayasa Mahkemesinin bu iptal kararıyla boşanmış ailelerde çocuğun soyadının değiştirilmesinin önünü açmış oldu.

'ANNESİYLE AYNI SOYADI ÇOCUĞUN YARARINA'
Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Görevlisi Dr. Nazan Moroğlu, Anayasa Mahkemesi kararını değerlendirdi. Herkesin kimliğinin temel kişilik hakları çerçevesinde ele alınması gerektiğini belirten Moroğlu, soyadının herkesin kişilik hakkı olduğunu vurguladı.

Soyadı hakkının, devredilemez, vazgeçilemez ve feragat edilemez bir hak olduğunu söyleyen Moroğlu, bu durumda Türk Medeni Kanunu'na göre, kadının evlenince eşinin soyadını almasının kişilik hakkının ihlali olarak nitelendirildiğini ifade etti.

Nazan Moroğlu, Anayasa Mahkemesi'nin bu yılın mart ayında açılan bir davada, ''Kadın evlenmekle kocasının soyadını alır'' hükmünü içeren Medeni Kanun'un 187. maddenin iptal istemini oy çokluğuyla reddettiğini hatırlattı.

Çocukların da insan haklarından eşit yararlanması gerektiğine işaret eden Moroğlu, şunları söyledi:

''Her ne kadar 18 yaşına kadar çocukların tek başına yapamayacağı işler olsa bile, özellikle boşanmalarda velayet anneye verilmişse annenin çocuğunun soyadını değiştirme hakkı olmalıdır. 1934 yılında kabul edilmiş Soyadı Kanunu buna izin vermiyordu. Ama günümüz koşullarına artık uymayan bu hüküm Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edildi. Bunu çok doğru bir karar olarak nitelendiriyorum. Soyadı, kişilik hakkı olarak çocuğa da kadına da eşit olarak kullanma hakkı veren bir hukuki kavramdır. Dolayısıyla mahkemenin kararı, eşitliğe ve çocuk haklarının korunmasına uygun bir karar.''

Moroğlu, boşanma sonrası velayet anneye verilmişse çocuk ve anne arasında soyadı farklılığının giderilmesinin önemli olduğuna işaret ederek, ''Bu kararda çocuğun yararı dikkate alınmış. Velayet annede ise çocuk anneyle birlikte hareket ediyor, dolayısıyla annesiyle aynı soyadını taşıması çocuğun yararınadır'' dedi.

Medeni Kanun'da 2002 yılında yapılan değişiklikle çocuk hukuku bölümünde öncelikle çocuğun yararı gözetilerek yeniden düzenleme yapıldığını, ancak soyadına değinilmediğini anlatan Moroğlu, ''Evlenince kadının soyadının değiştirilmesi zaten ayrımcılık içeriyor ve bu ayrımcılık devam ediyor. Ama şimdi en azından çocuk açısından bu telafi edilmiş durumda'' diye konuştu.

Almanya Medeni Kanunu'ndan örnekler veren Moroğlu, Almanya'da evlenen bir çiftin istemeleri halinde kendi soyadlarını kullanabildiklerini, doğan çocuğa kimin soyadının verileceğine ise eşlerin birlikte karar vermesi yönünde düzenleme bulunduğunu kaydetti. Çift karar vermediği takdirde çocuğu kimin soyadı vereceğine aile mahkemesinin karar verdiğini söyleyen Moroğlu, hatta Alman Medeni Kanunu'nda eğer doğan ilk çocuğa annenin soyadı verilmişse bundan sonra doğan çocuklara da aynı soyadı verilir hükmünün bulunduğunu ifade etti.

'KİMLİĞİNDEN EŞİNİN SOYADINI AİHM KARARIYLA SİLDİRDİ'
11 yıllık hukuk mücadelesi sonunda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin kararı doğrultusunda kimliğinden eşinin soyadını sildiren Avukat Ayten Ünal da Anayasa Mahkemesi'nin kararının çok olumlu olduğunu belirterek, 1934 tarihli yasanın artık ihtiyaçlara cevap veremediğini gösterdiğini belirtti.

Türkiye Barolar Birliği Kadın Hakları Komisyonları'nın, ortak soyadıyla ilgili tasarı metni hazırladığını bildiren Ünal, bu tasarıyı Anayasa Mahkemesi kararına göre yeniden ele alacaklarını kaydetti.

Soyadının, hem kadınlarla hem de çocuklarla ilgili kısmının yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini vurgulayan Ünal, şöyle konuştu:

''Boşanan çiftlerde velayeti anne elinde bulundursa dahi soyadı farklı olduğu için çocukların annesi olduklarını ispatlamakta zorluk çekiyordu. Bu sebeple velayeti elinde bulunduran kişinin çocuğun soyadıyla ilgili karar vermesi normal olan. Çocuklar, aile ortak bir soyadı taşıyorsa o soyadını, taşımıyorsa anne ve babanın birlikte soyadını kullanabilmeli. 18 yaşından küçüklerde boşanma ve evliliğin iptali varsa velayeti elinde bulunduran kişiye soyadı seçme konusunda seçim hakkı verilmelidir.''

Kadınlar ve erkeklerin soyadında eşit olması gerektiğine işaret eden Ünal, soyadının evlilik nedeniyle değişmemesi isteğe bağlı olması yönünde düzenleme yapılması gerektiğini de ifade etti.



AA