İSTANBUL - İnternete yasaklarına tepkiler devam ederken hukukçular, yeni bir kanun ve altyapı düzenlemeleri yapılmadan mevcut kaosun ortadan kalkmayacağı görüşünde. İstanbul Barosu Bilişim Hukuku avukatlarından Mete Tevetoğlu, erişimi engellenecek sitelere yenilerinin eklenmesine karşı çıkarken, Mustafa Gökhan Ahi, “Mevcut yasanın erişim engellemeye yönelik maddeleri tamamen kaldırılmalı” dedi. Avukat Fikret İlkiz ise “Yeni bir yasa çıkarılmazsa bu sistem sürekli sorun üretir” diye konuştu. www.t24.com.tr Genel Yayın Yönetmeni Doğan Akın internet yasakları konusunda hiçbir tarafın masum olmadığını söyledi. Değerlendirmeler şöyle:

İstanbul Barosu Bilişim Hukuku avukatlarından Mete Tevetoğlu: “YouTube erişim yasağı 5651 sayılı yasanın sekizinci maddesinin son fırkası kapsamında yapılıyor. Yasa kapsamında sekiz suç tipi var. Onlara dayanarak erişim engelleniyor. Bazı önerilere göre bunun kapsamının genişletilmesi isteniyor. Örneğin, terör içerikli sitelerin de bu yasa kapsamında kapatılması isteniyor. Biz bunun genişletilmesinden yana değiliz. Bu yasa aslında ailenin korunması amacıyla çıkarılmış bir yasa. Yani iki üç hafta boyunca çocuk pornosuyla ilgili gazetelerde ve televizyonlarda yayın çıkınca buna tepki olarak çıkarılmış bir yasa ve maalesef Atatürk’ün manevi şahsına hakarette son dakikada bu yasaya ilave edildi. Erişimi engelleme çoğunlukla pornoğrafik yayınlar ve Atatürk’ün manevi şahsına hakaretten yapılıyor. Engellenen sitelerin yüzde 60-70’i müstehcenlik ve pornografik yayınlardan kaynaklanıyor. Hakkında erişim engelleme kararı verilen site sahipleri, engellemeye neden olan içeriği sitesinden çıkaracak ve bu kararı veren mahkemeye bildirecek ve erişim yasağı kaldırılacak. YouTube olayında da dört tane video var kaldırılması istenen, bunlar kaldırılmadığı sürece biz de erişim yasağını kaldırmayacağız deniliyor. Erişim yasağının kaldırılması için, ya bu içeriği kaldıracak ve bunu beyan edeceksiniz. Ya da bir üst mahkemeye başvuraracaksınız ve mahkeme sizi haklı bulursa bu kararı iptal edecek.

İstanbul Barosu Bilişim Hukuku avukatlarından Mustafa Gökhan Ahi: Aslında, Google servislerine getirilen bir erişim yasağı yok. Böyle bir mahkeme kararı da yok. Google, YouTube ve birçok servisini farklı IP’den çıkış yapan sunucular yerine aynı IP’lerden çıkış yapan bir havuzdan sunuyordu. YouTube’un diğer servislerle paylaşım yaptığı IP numaraları Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) tarafından engellenince, aynı IP’den yayın yapan diğer hizmetlere de ulaşılamaz hale geldi. BTK, eski bir mahkeme kararını usule ve yasaya aykırı olarak genişletti. Bu durum doğal olarak kabul edilebilir bir durum değildir ve gizliden bir sansür olarak adlandırılabilir. BTK’nın en kısa sürede bu tür bir IP bloklamayı kaldırması gerekir, nitekim yargı kararı olmadan yapılan bu uygulama kullanıcıların haberleşme, düşünce ve ifade hakları gibi Anayasal ve temel hakları zedelenmiş oldu. Google servislerini kullanan bir çok ticari işletme maddi zarara uğradı. Mevcut yasanın erişim engellemeye yönelik maddeleri tamamen kaldırılmalı. Çünkü burada öngörülen usul, tek taraflıdır ve önceden site sahiplerine savunma hakkı vermemekte. Erişim engellemeyle site değil, kullanıcılar cezalandırılmakta. Bunun yerine ‘uyar ve kaldır sistemi’ getirilmeli.

Avukat Fikret İlkiz: “23 Kasım 2001’de imzalananan Siber Suç Sözleşmesi’ni Türkiye imzalamalı ve onaylamalı. Bu yapılırsa yasaların yeniden gözden geçirilmesi gündeme gelecek. Çünkü Türkiye’nin mevcut kanun internet ortamında işlenen suçlarla mücadele hakkında bir kanun. Yani internet ortamı ile ilgili düzenlenmiş bir yasa değil. Bu alana özgü yeni bir kanun çıkarılması şart. Bu yapılmadığı sürece bu sistem sürekli sorun üretir. Hem teknik hem de yasal ortam devamlı sorun ürettiğinden bu sistemden kalarak sorunu çözmek mümkün değil. Bu iş için de temel bir felsefenin olması gerekir. Panik mevzuatı terk edilmeli, özgürlük esas alınmalı. Bu internet ortamındaki internet yayınlarının özgürlüğü esas kabul edilecek yeni yasal düzenlemeleri de beraberinde getirmelidir. Bunların yapılmadığı durumda getirilecek yasaklar istense de istenmese de sansür niteliğindedir.

‘Adli Bilişim’ başlı başına Türkiye’de kurulması gerekli olan bir sistemdir. Bu konuda yeni bir yasa ve bir altyapı kurulmadığı sürece çözüm mümkün değil. Türkiye’de uluslararası ilişkiler bakımından bir suç kolluğu ve savcılığın yeniden kurulması gerekiyor. Merkezileşme şarttır. İnternetteki özgürlüğün şiddetle korunması gerekir. Bu nedenle kişisel verilerin gizliliği ile ilgili olan tasarı acilen kanunlaşmalı ve gündeme getirilmelidir.”

www.t24.com.tr Genel Yayın Yönetmeni Doğan Akın: İnternet yasaklarıyla sonuçlanan süreci incelediğimizde hiçbir tarafın masum olmadığını görüyoruz. Sonuçta yasanın mutlaka değişmesi, internette savunulması imkânsız yasaklara dayanak olan yayın durdurma-kapatma kriterlerinin hassas ölçülerle yeniden tanımlanması... Yargının internetin doğasına aykırı olan ve Türkiye’yi zor durumda bırakan aşırı yorumlardan uzak durması... Bu amaçla Başbakan’ın internet medyasıyla buluşmasında da dile getirilen, ‘bilişim mahkemeleri’ gibi ihtisas mahkemelerinin oluşturulması... Ve Google - YouTube’un ciddi bir ekonomik hacim yarattıkları Türkiye’de ‘vergi ödemeden büyük kazançlar elde etme’ ısrarından vazgeçmesi gerekiyor.

Doğan Gazetecilik Proje Yöneticisi Selahattin İmamoğlu: “Google ile ilgili IP kısıtlaması, Türk web sitesi sahibi ve yayıncıları çok ciddi etkiledi. Özellikle Google’ın Web İstatistik ve Analiz aracı olan Analytics, Türkiye’de neredeyse sitelerin tamamına yakınında kullanılmaktadır. Google’nin IP kısıtlamasından sonra, tüm bu siteler erişim sorunu yaşamaya başladı. Yıllardır değişmeyen yazılım kodları da gözden geçirildi ve hemen kaldırıldı. Küçük site sahipleri maalesef bu kadar şanslı olamadı ve sitelerine erişim güçleşti. Bunun dışında , analytics’i kullanan medya planlamacıları , reklam verenler, site sahipleri veri analizlerini yapamadı. İnternet kullanıcıları açısından da bakılacak olursa sürekli girdikleri ve zamanında yazılım müdahalesi yapılmayan internet sitelerine erişemedi. Yurtdışı sitelerine de erişim güçleştiği için engellemeleri aşacak farklı metotlara başvuruldu. Tabii Google’nın Docs ve Calendar gibi servislerin de etkilediği kullanıcı sayısı az değildi.


SERKAN OCAK   /   ERTAN KILIÇ   /  NESLİHAN TANIŞ / Radikal