GİRİŞ

Kanun yolları, davanın taraflarına yanlış olan kararların tekrar incelenmesi ve değiştirilmesi imkanını sağlayan hukuki bir yoldur. Kanun yolları olağan ve olağanüstü kanun yolları olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Bunlardan ilki nihai kararların kesinleşmesine engel olmaya yönelik iken, ikincisi kesinleşmiş hükümlere karşı tanınmış bir kanun yoludur. Olağan kanun yolları temyiz (HUMK.427 vd) ve karar düzeltme (HUMK.440 vd), olağanüstü kanun yolu ise yargılanmanın yenilenmesidir (HUMK.445 vd) 

1. Temyiz

a. Temyizin Şartları

İMK'nun 8. Maddesine göre İş Mahkemesinin nihai kararları tefhim tarihinden itibaren (8) gün içinde temyiz olunabilir. Ara kararlar ise ancak esas hükümle birlikte temyiz edilebilecektir. Nihai karar "yargılamaya son veren ve hakimin davadan elini çekmesi sonucunu doğuran kararlardır. 

Taraflardan birisi mahkemede hazır bulunmamışsa, onun için temyiz süresi kararın kendisine tebliğinden itibaren başlayacaktır.

Asliye Hukuk Mahkemesi iş davasına İş Mahkemesi sıfatıyla baktığını belirtmişse, temyiz süresi burada da (8) gündür. Ancak, asliye mahkemesi iş davasına iş mahkemesi sıfatıyla baktığını açıkça belirtmemesi durumunda, temyiz süresi (8) gün değil, HUMK'nun 432. Maddesi hükmüne göre, (15) gün olup tebliğ ile işlemeye başlar. 

İş çokluğu gibi gerekçelerle, hakim sadece hükmün sonucunu tefhim etmekle yetinirse, hüküm sonucunun tutanağa geçirilmesi ve hükümde davacının istekleri ile tarafların hak ve borçlarının tek tek belirtilmesi gerekir. Aksi halde hüküm tefhim edilmiş sayılmaz ve temyiz süresi, ancak hakimin gerekçeli kararını taraflara tebliğiyle işlemeye başlar. Ayrıca, kısa karar, kanuna uygun olarak tefhim edildiği halde, gerekçeli karar kısa karara aykırı hükümler içeriyorsa, kısa kararın tefhim tarihi temyiz süresinin başlangıcı olarak kabul edilemez. Temyiz süresi burada da gerekçeli kararın taraflara tebliği tarihinde başlayacaktır. 

Nihai kararların temyiz edilebilmesi için yasada hükmün kesin olmadığının açıklıkla belirtilmesi lazımdır. İlgili yasada açıkça hükmün kesin olduğu belirtilmişse bu hükme karşı temyiz istenemez. 

İş Davalarının temyiz incelemesi Yargıtay'ın 9 ve 10. Hukuk Dairelerinde yapılmaktadır. 9. Hukuk Dairesi; İş Kanunu, Basın iş Kanunu, Deniz İş Kanunu, Sendikalar Kanunu, Toplu İş Sözleşmesi Grev ve Lokavt Kanunundan kaynaklanan uyuşmazlıkları; 10. Hukuk Dairesi ise Sosyal Sigortalar Kanunu ve Bağ-Kur Kanunundan kaynaklanan uyuşmazlıkları incelemektedir. Temyiz istemi duruşmalı veya duruşmasız olabilir(HUMK, m.438) . 

Temyiz yoluna davanın tarafları başvurabilir. Üçüncü kişiler bu yoldan yararlanamazlar. Ancak ayrık olarak, vekille takip edilen davalarda vekil, davaya müdahale edilmesi halinde asli müdahil, kendi açtığı hukuk davaları bakımından cumhuriyet savcısı, ihtiyari dava arkadaşlarından her biri, zorunlu dava arkadaşlarında ise dava arkadaşları hep birlikte kararı temyiz etme hakkına sahiptir. 

Temyiz yoluna başvurulabilmesi için, başvuran tarafın, hakkında verilen kararın değiştirilmesi veya kaldırılmasında korunmaya değer hukuki bir yararının bulunması gerekir. HUMK'nun 427/1. Maddesi hükmü gereği, davada haklı çıkmış olan taraf da hukuki yararın bulunması halinde temyize gidebilir. 

İMK'nun 8. Maddesindeki (8) günlük temyiz süresi yüze karşı okunan kararlar için geçerlidir. Gıyapta verilen kararlar için süre belirtilmediğinden İMK'nun 15. Maddesi gereğince İMK'nda açıkça belirtilen bir hüküm bulunmadığından HUMK'na bakmamız gerekecektir. HUMK'nun 490. Maddesi gereği temyiz süresi hüküm özetinin kendisine tebliğinden itibaren başlayacaktır. İş Mahkemelerinde sözlü yargılama esası uygulaması nedeniyle bütün dava ve işler ivedi olduğundan, Yargıtay'a başvurma süresi adli tatilde de devam eder. 

b. Temyize Başvurulması

Bir nihai kararın temyiz yolu ile incelenebilmesi için usulüne uygun olarak temyiz talebinde bulunulması gerekmektedir. Kararı veren mahkeme kendiliğinden hükmü Yargıtay'a göndererek incelenmesini isteyemez.

Temyiz talebinde bulunan taraf, temyiz dilekçesini, temyiz edilen hükmü veren mahkemeye veya başka bir yer mahkemesine verebilir (HUMK, 431, 432/2). HUMK'nun 435. Maddesine göre düzenlenecek olan temyiz dilekçesinde, temyiz edenin kimliği ile imzası ve temyiz olunan hükmü yeteri kadar belirtecek kayıtlar yer almalıdır. Bu kayıtların bulunması halinde, dilekçe diğer şartları taşımasa da, temyiz incelemesi yapılır (HUMK. 435/2). Temyiz dilekçesi karşı tarafa hükmü veren mahkeme tarafından tebliğ edilir (HUMK.433/1). Karşı taraf tebliğ tarihinden itibaren (10) gün içinde, hükmü veren mahkemeye veya bu mahkemeye gönderilmek üzere başka bir mahkemeye cevap dilekçesi verebilir. Cevap veren taraf hükmü daha önce temyiz etmemiş bile olsa, cevap dilekçesinde hükme ilişkin itirazlarını belirterek temyiz isteğinde bulunabilir (HUMK. 433/2). Buna katılma yolu ile temyiz denir. 

Katılma yolu ile temyizin hüküm ifade edebilmesi için, asıl temyiz talebinin hukuken geçerli olabilmesi gerekir. Ancak temyiz talebinden feragat edilmesi karşı tarafın katılma yolu ile temyizine engel oluşturmamaktadır. 

c. Yargıtayın Temyiz İncelemesi

İş Mahkemelerinde verilen kararlar, Yargıtay'ca (2) ay içinde tetkik olunarak karara bağlanır. Yargıtay'ın bu kararlarına karşı karar tashihi istenemez (İMK.8/2).

Temyiz yolunda, hüküm mahkemesince incelenen vakıalar tekrar incelenemeyeceği gibi yeni vakıalar da ileri sürülemez. Temyiz incelemesi hukuka uygunluk denetimi ile sınırlıdır. 

Yargıtay incelemesi sonucu üç tür karar verebilir (HUMK.429). Yargıtay temyiz sebeplerini tamamen veya kısmen yerinde görürse bozma, temyiz edilen kararın usul ve kanuna uygun görürse onama, kararın yeniden yargılamaya ihtiyaç olmadan düzeltilebilmesi halinde düzelterek onama kararı verir.

Yargıtayın bozma kararına karşı hüküm mahkemesi bu karara uyabileceği gibi, karara karşı direnebilir de. Bu direnme kararı ile mahkeme davadan elini çeker. Mahkemenin direnme kararı da nihai karar olduğundan bu karar da temyiz edilebilir. Ancak bazı durumlardai özellikle de TİSGLK'nun uygulanmasından doğan davalarda Yargıtay kararlarının kesin olduğu hükme bağlandığından, iş mahkemeleri bunlara karşı direnme kararı veremez. 


2. Karar Düzeltme

İMK'nda karar düzeltme yolu kapalı tutulmuştur. Karar düzeltme yolu temyiz yoluna başvurulması üzerine Yargıtay Özel Dairesi ve Genel Kurulundan verilmiş kararların belirli ve sınırlı sebeplerle gene aynı mercide yeniden incelenmesidir. Bir çeşit temyiz yolunun tamamlayıcısıdır. HUMK'nun 440. Maddesinde hangi hallerde karar düzeltme yoluna gidilebileceği sayılmıştır. 

Yargıtay kararlarının usul ve yasaya aykırı bulunması veya Yargıtay incelemesi sırasında hükmün esasını etkileyen belgelerde bir hile ve sahteliğin ortaya çıkması halinde getirilen karar düzeltme yolunun kapalı tutulmasının nedeni iş davalarının bir an önce sonuçlanmasını sağlamaktır. Ancak bu imkanın İş Mahkemelerinde olmaması önemli bir sorundur. Bazı hallerde yerel mahkemelerin açıkça hatalı olan kararları Yargıtayca da onanmıştır. Ancak, kararlardaki isabetsizliğin çok açık olması Yargıtay'ı bu hataları ortadan kaldırmak için çeşitli çözüm yolları aramaya itmiştir. Yargıtay bunun için karar düzeltme yolu olmamasına karşın, karar düzeltme amacıyla kullandığı en yaygın yol karar tavzihidir. Yargıtay, kendisine karar düzeltme amacıyla başvurulduğunda, sanki karar düzeltme işlemi yapıyormuş gibi, kararın içeriğini değiştirmektedir. Halbuki tavzih sadece hüküm sonucundaki müphem veya karışık ifadelerin açıklanması için kullanılan bir yoldur. Bu yolda kararın anlam ve kapsamı değiştirilemez. 

Yargıtay hakimlerinin de hata yapması mümkündür. Özellikle iş yoğunluğu buna yol açabilmektedir. Ayrıca hukuk kuralları yanlış yorumlanabilmektedir. Bu nedenle, karar düzeltme yolu ile hukuki yönden ikinci bir denetim yararlı olacaktır. Bundan başka Yargıtay'ca verilen çelişik kararların azaltılması mümkün olabilecektir. 

3. Yargılamanın Yenilenmesi

Yargılanmanın yenilenmesi, ancak kesinleşmiş kararlara karşı başvurulabilen, olağanüstü bir kanun yoludur. Burada, uyuşmazlığı esastan çözen kararın bazı önemli nedenler dolayısıyla kaldırılarak yerine yeni bir karar verilmesidir. İş mahkemelerinin uyuşmazlığı esastan çözen, ama özel kanunlarında kesin oldukları belirtildiği için temyiz edilemeyen kararları için de yargılanmanın yenilenmesi yoluna başvurulabilir. Yine, Yargıtayın ilk derece mahkemesi olarak verdiği kararlara karşı da yargılanmanın yenilenmesi istenebilir. İş Mahkemelerinde şartları gerçekleşmişse süre koşuluna uyularak yargılamanın iadesi yolu bulunmaktadır (İMK.15, HUMK.445).

SONUÇ

Karar düzeltme yolunun davaları uzatması, iş yükünü artırması gibi olumsuz yanları da vardır. Ancak, iş davaları nitelikleri gereği ölümle sonuçlanan veya genç yaşta büyük oranda maluliyete yol açan, kısmen de dava değerleri yüksek olan davalar olduğundan karar düzeltme yolunun olması bir zorunluluktur. 

İş Mahkemelerinde verilen kararlara ilişkin Yargıtay'ca verilen kararlara karşı karar düzeltme yolunun olmaması bir eksikliktir. Ancak karar düzeltme nedeniyle davanın geç sonuçlanmasını engelleyecek, belli bir miktarın üstündeki kararlara karşı karar düzeltmeye gidilebilmesi gibi, önlemler alınmalıdır. Gerçi karar düzeltme incelemesinin aynı kurul tarafından yapılacak olması incelemeden farklı bir sonuç çıkmasını zorlaştırabilecektir. Oluşum biçimi değişmeyen kurulun eski kararının etkisinde kalarak bu kararını yeniden benimseme eğiliminde olabilecektir. Ancak bu tür olumsuzluklar karar düzeltmenin tamamen başka bir kurul tarafından yapılması veya kurulda yer alan üyelere yeni üyeler eklenmesi ile önlenebilecektir. 

Yazar: Mürsel ÇUKUR-Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı-İş Müfettişi 

www.lutfiinciroglu.com