Türkiye Petrol Jeologları Birliği ile Jeofizik Mühendisleri Odası tarafından ortaklaşa düzenlenen 11. Türkiye Uluslararası Petrol ve Gaz Konferansı'nda konuşan Bakan Yıldız, giderek azalan konvansiyonel enerji kaynaklarının tedarik edilmesi sorununun, devletlerin dış politikalarını çok ciddi anlamda şekillendirdiğini ve 21. yüzyıla, enerji diplomasisinin ağırlığını koyduğunu söyledi. 

Bakan Yıldız, Türkiye'nin de kendi arz güvenliğiyle beraber coğrafyasından kaynaklanan avantajları birleştirmek ve yüksek düzeyde ithal ettiği primer enerji kaynaklarının yerli kaynaklar haline getirilmesi konusunda yoğun gayret sarf ettiklerini dile getirdi. Bu çerçevede son 10 yıldır petrol ve doğalgaz aramalarına ayrılan ödeneği 18 katına kadar çıkarttıklarını kaydeden Yıldız, ''İnanıyoruz ve ümit ediyoruz ki bu çalışmalardan bir sonuç alırız. Ama bu kolay bir iş değil, uzun soluklu bir iş. Sondaj sonunda bir şey çıkmadıysa bundan sonra da olmayacak anlamı çıkmamalı. Hem yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarımızı kullanacağız hem de petrol ve doğalgazla alakalı çalışmalara devam edeceğiz. Zaman zaman yeni kontratlarlar yapacağız ve ithalatla ilgili ülke çeşitlendirmesi yapacağız'' diye konuştu. 

-Sismik gemi alımında sona yaklaşıldı- 

Denizlerde arama faaliyetleriyle ilgili 2-3 boyutlu, sismik yapma kabiliyetine sahip bir geminin alınmasıyla ilgili Bakanlar Kurulu kararı bulunduğunu hatırlatan Bakan Yıldız, ''Bununla ilgili Yüksek Planlama Kararında da sona gelindi. Bunun da önemli bir artı olacağı kanaatindeyim'' dedi. 

Yeni Petrol Kanunu'yla ilgili mutfak çalışmalarının hemen hemen tamamlanmış durumda olduğunu da açıklayan Yıldız, ''Burada tavsiyeleriniz, eleştirileriniz ve katkılarınız olabilir. Çünkü biz bundan sonra yapılacak ilk Bakanlar Kurulu toplantısında Petrol Kanunu'nu sunmayı planlıyoruz'' diye konuştu. 

Petrol sektörünün son derece dinamik bir sektör olduğunu ve özellikle siyasi istikrarsızlıktan çok etkilendiğini kaydeden Yıldız, Arap Baharı ile birlikte Kuzey Afrika'da yaşananların ve Libya gibi ülkelerden kaynaklanan risklerin yükünün çok fazla hissedildiğini kaydetti. Yıldız, ''Dahlimizin olmadığı, ama çok fazla yükünü çektiğimiz bir ortama girdik. Biz bundan daha fazla bir yükü, yani dünyanın bu kadar yükünü taşıyabilecek durumda değiliz'' dedi. 

-TPAO Genel Müdürü Uysal- 

Konferansta konuşan Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO) Genel Müdürü Mehmet Uysal da yeni bir enerji kaynağının keşfedilmemesi halinde taşıtlarda akaryakıt olarak petrolün, elektrik üretimi ve ısınmada da doğalgazın üstünlüğünün 100 yıl daha devam edeceğini söyledi. 

Bu nedenle büyük üretici ülkelerin ve onların milli şirketlerinin güçlerinin siyasi ve sosyal etkilerinin giderek daha fazla hissedileceğini anlatan Uysal, ''Şu anda küresel hidrokarbon rezervlerinin yaklaşık yüzde 91'i milli petrol şirketlerinin elindedir. Üretimin ise yüzde 65'i bu şirketler tarafından yapılmakta olup, önümüzdeki çeyrek asırda bu oranın giderek artacağı muhakkaktır'' diye konuştu. 

TPAO'nun önümüzdeki dönem yürütmeyi planladığı çalışmalara değinen Uysal, Akdeniz'de yapılacak çalışmaların önemli olacağını ve Karadeniz'de olduğu gibi büyük şirketlerle ortaklık anlaşmalarının burada da devam edeceğini söyledi. 

Türkiye'nin şeyl gaz (organik malzeme yönünden zengin tortulu kayalardan elde edilen gaz) konusunda önemli bir potansiyele sahip olduğunu anlatan TPAO Genel Müdürü, Trakya'da ilk çatlatma operasyonunun başarıyla gerçekleştirildiğini, Güneydoğu'da da Shell firmasıyla yapılan anlaşma çerçevesinde çalışmaların devam ettiğini bildirdi.



AA