Özet

İlamın hüküm fıkrasında tahsiline karar verilen alacak kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat alacağı olduğundan, bu alacak için 3095 sayılı yasadaki yasal faiz oranları uygulanacaktır. Anayasanın değişik 46/son maddesine göre ise, kamulaştırma alacaklarına kamu alacakları için öngörülen en yüksek faiz oranının uygulanacağı belirlendiğinden tazminat niteliğinde olan kamulaştırmasız el atmadan doğan alacaklar anılan madde kapsamı dışında kalmaktadır.
İçtihat Metni

Mahalli mahkemece verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine, bu işle ilgili dosya mahallinden Daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:

İcra takibinin dayanağı (Silvan Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2003/592 esas 2005/64 karar sayılı ve 23.02.2005 karar tarihli ilamının hüküm fıkrasında aynen “Davacılar tarafından açılan kamulaştırmasız elatma nedeniyle alacak davasının kısmen kabulü ile 68.238,99 YTL’nin dava tarihi olan 16.07.2004 tarihinden itibaren yürütülecek yasal faizi ile birlikte davalı DSİ’den alınarak davacıya verilmesine” biçiminde hüküm tesis edildiği görülmektedir.

HGK’nın 08.10.1997 tarih 1997/12-517 E., 1997/776 K. sayılı kararında da açıklandığı üzere (İlamların infaz edilecek kısmı hüküm bölümüdür. Hükmün içeriğinin aynen infazı zorunludur. İcra Mahkemesince ilamın infaz edilecek kısmı yorum yolu ile belirienemez).

Bu durumda, ilamın hüküm fıkrasında tahsiline karar verilen alacak kamulaştırmasız elatma nedeniyle tazminat alacağı olduğundan, bu alacak için 3095 sayılı Yasa’daki yasal faiz oranlarının uygulanması gerekmektedir. Anayasa’nın 4709 sayılı Kanun’un 18. maddesi ile değişik 46/son maddesinde kamulaştırma bedelleri ile mahkemece kesin hükme bağlanan artırım bedellerine hasren son fıkraya göre kamu alacakları için öngörülen en yüksek faiz oranının uygulanacağı belirlendiğinden, tazminat niteliğinde olan kamulaştırmasız elatmadan dolayı alacaklar anılan madde kapsamı dışında kalmaktadır.

O halde, mahkemece şikayetin kabulü yerine ilamın gerekçe kısmı yorumlanarak davanın hukuki nitelendirilmesinin tezyidi bedel olarak belirlendiği sonucuna varılmak suretiyle yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.

Sonuç: Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK’nın 366. ve HUMK’nın 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 06.03.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.


GENÇ BARO