ANKARA (AA) - Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Türk Tarih Kongrelerinin Türk tarihinin en önemli hadiselerinin aydınlatılmasına büyük katkılar sağladığını, ülkeler ve insanlar arasındaki kültürel bağların kurulmasına ve geliştirilmesine de fevkalade olumlu hizmetlerde bulunduğunu bildirdi.

Bakan Ersoy, Beştepe Kültür ve Kongre Merkezi'nde düzenlenen 18. Türk Tarih Kongresi'nde bir konuşma yaptı. Türk Tarih Kurumunun değerli bir gelenek halinde sürdürdüğü bu kongrede katılımcılarla bir araya gelmekten duyduğu mutluluğu ifade eden Ersoy, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu eski başkanlarından Prof. Dr. Sadık Tural'ın "Mazi ile bağlantısını kesmiş bir cemiyet hafızasını kaybetmiş insana benzer" şeklindeki sözünü hatırlattı. Ersoy, Tural'ın bu sözüyle isabetli bir tespitte bulunarak tarih bilincinin milletin, milli benliğin, milli kültürün devamlılığı için olmazsa olmaz bir unsur olduğunun altını çizdiğini söyledi.

Ersoy, "İşte 'Milli benliğe sahip çıkmayan milletler başkalarının avı olur. Medeniyet öyle bir ateştir ki ona yabancı kalanları yakar, mahveder' diyen Atatürk’ün talimatlarıyla 1932 yılında başlatılan Türk Tarih Kongreleri tam da bu bilinçle işlev görmüştür, Türk tarihinin en önemli hadiselerinin aydınlatılmasına büyük katkılar sağlamış, ülkeler ve insanlar arasındaki kültürel bağların kurulmasına ve geliştirilmesine de fevkalade olumlu hizmetlerde bulunmuştur." ifadesini kullandı.

Bakan Ersoy, bizzat Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün direktifleriyle kurulan ve kurulduğu günden bu yana geçmiş-gelecek ilişkisinin, tarih bilincinin oluşturulmasına ve Türk tarihinin aydınlatılarak gelecek kuşaklara taşınmasına yönelik başarılı çalışmalar yürüten Türk Tarih Kurumu adına, kongreye katılım sağlayanlara teşekkürlerini iletti.

- "Devletimiz geçmişten günümüze insanı merkezine aldı"

Türk Tarih Kurumu (TTK) Başkanı Prof. Dr. Refik Turan ise kongredeki konuşmasında, milletlerde yaşama duygusu, ayakta kalma arzusu ve var olma azmini verenin vatanperverlik kabiliyeti olduğunu belirterek, milletlerin bu kabiliyeti, kurdukları devletlerle kazandıklarını ve geliştirdiklerini vurguladı.

Tarih biliminin birinci konusunun devlet ve devlet adamları olduğuna işaret eden Turan, "Devlet adamları ve devletimiz geçmişten günümüze insanı merkez yaparak hem kendi insanını hem öteki insanı yaşatmayı vazgeçilmez bir gaye edindi, bunu da tarihi icraatlarla dünyaya gösterdi, göstermeye de devam etmektedir." dedi.

TTK olarak amaçlarının, geçmişteki devlet ve devlet adamlarını öncelikle yazmak, yazdırmak ve kamuoyuyla paylaşmak olduğuna dikkati çeken Turan, bu doğrultuda TTK'nın araştırmalar yaptırıp kitaplar yayınladığını bildirdi.

Kurumun kuruluşundan itibaren yayınlanan kitap sayısının 2 bini geçtiğini belirten Turan, Belleten Dergisinin de 294. sayıya ulaştığını ifade etti.

Turan, TTK'nın çözüm bekleyen bazı tarih konularını gündeme alıp sonuca bağlamaya çalıştığını vurgulayarak, Ermeni meselesinde olduğu gibi Türk tarihine yönelik iftiraların kurum tarafından cevaplandırılmaya çalışıldığını söyledi.

Kongrede yerli ve yabancı bilim adamlarınca 700'e yakın bildiri sunulacağını dile getiren Turan, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a, kamuoyunda uyandırdığı tarihi hassasiyet ve heyecan için teşekkürlerini iletti.

- "Küresel emperyalizme karşı ortak bir duruş sergilenmeli"

Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Başkanı Prof. Dr. Derya Örs de konuşmasında, TTK'nın kurulduğu günden bu yana Türk tarihinin hemen her alanında önemli ve değerli araştırmalara imza attığını belirtti.

Türk ve İslam dünyasının zorlu ve çalkantılı bir dönemden geçtiğine işaret eden Örs, küresel emperyalizm ve kapitalizmin dünyanın her yerinde Müslüman kanı döktüğünü ve milyonlarca insanı yerinden, yurdundan ettiğini ifade etti.

Örs, Türk milletinin, sömürgeci ve işgalcilere karşı tarihin her döneminde gereken cevabı vererek milli şeref ve haysiyetini korumayı daima bildiğini vurgulayarak, şunları kaydetti.

"İşte bugün de bütün Türk ve İslam dünyası, şanlı tarihinden hız ve kuvvet alarak basit ihtilafları ve anlaşmazlıkları bir kenara koymak suretiyle yeniden bir araya gelmeli, küresel emperyalizme karşı ortak bir duruş sergilemeli, sadece Türklerin ve Müslümanların değil dünyadaki bütün mazlum milletlerin kurtuluş umudu olmak için çalışmalıdır."