Bu dokunulmazlık, davanın başlamasından bitimine kadar, yargılama makamlarına davayla ilgili olarak verilen dilekçe ve yazılarla her türlü belgenin ve yargılama makamları huzurunda yapılan iddia ve savunmaların içerdiği hakaret içerir yazı ve sözlerden ötürü bunları sarfeden taraflar, vekil, müdafi, müşavir ve kanunî temsilciler hakkında cezai takibat yapılamamasını ifade eder. Bu, adaletin herhangi bir engelleme ile karşılaşmaksızın temini amacına dayanır. Savunma yapmak adına söylenmesi gerekenin, ceza korkusu ile söylenememesi, adaletin gerçekleştirilmesine engel olur. Ancak savunma dokunulmazlığının bu amaç çerçevesinde değerlendirilmesi ve ceza görmeksizin onur kırmaya araç olacak şekilde kötüye kullanımına da fırsat verilmemesi gerekir . 

Kamu hukuku alanına giren haklardan olan savunma dokunulmazlığı, Ceza Kanununun 128.maddesinde düzenlenmiştir. CK.m. 128 iddia ve savunma dokunulmazlığını eski kanuna (m. 486) oranla daha farklı düzenlemiştir. Bu dokunulmazlıktan mahiyeti itibarıyla vazgeçilemez . Bu dokunulmazlıktan ancak taraflar, vekil, müdafi, müşavir ve kanunî temsilciler, savcı, bilirkişi, tanık faydalanır (YCK.m.128). Zira bu konuda maddede bir sınırlama getirilmemiştir.

Yargılama makamlarına verilen dilekçe vb.yazılar, iddia ve savunmaya ilişkin olmalıdır. “Yargı mercileri veya idari makamlar nezdinde yapılan yazılı veya sözlü başvuru, iddia ve savunmalar kapsamında, kişilerle ilgili olarak somut isnadlarda ya da olumsuz değerlendirmelerde bulunulması hâlinde, ceza verilmez. Ancak, bunun için isnat ve değerlendirmelerin, gerçek ve somut vakıalara dayanması ve uyuşmazlıkla bağlantılı olması gerekir.

Adli, idari, askeri yargı, yüksek yargı bakımından CK.m. 128 uygulama alanı bulduğu gibi yürütme içinde yeralan tüm kamu kurumlan, örneğin bu anlamda meslek kuruluşunun yürüttüğü disiplin soruşturması bakımından barodaki yargılama bakımından da CK.m. 128 uygulama alanı bulur. Doğal olarak sarfedilen hakaret içeren sözle varılmak istenen souç arasında sebep-sonuç ilişkisinin bulunması da gerekir. Aralarında mantıksal bir bağ bulunmalıdır . İsnad içeren dilekçe, yazı vb. belgelerdeki yazı ve sözlerin iddia ve savunma ile ilgili olup olmadığına, olay mahkemesi yargıcı, somut olayın özellikleri ve günlük yaşam tecrübeleri dahilinde karar verecektir.

İsnadın, iddia ve savunma sınırını aşmaması gerekir . Gerçek ve somut vakıalara dayanan ve uyuşmazlıkla bağlantılı olan isnadlar, iddia ve savunma dokunulmazlığı koruması altındadır.

Dava ile ilgili dilekçeler yargılama makamına verilmelidir ve savunma bu makam huzurunda yapılmalıdır .

Davanın görüldüğü sırada yargı merciine verilen isnad içeren yazı ve sözler savunma dokunulmazlığından yararlanır.

CK.m. 128, sadece hakaret suçları için savunma dokunulmazlığını kabul etmiş olup; iftira (m. 267), suç uy- durma(m. 271) bakımından savunma dokunulmazlığından söz edilemez .

Bu dokunuzmazlık savunma dokunulmazlığı kapsamındaki hakaret içeren yazı ve sözler için, bunları sarfeden hakkında kovuşturma yapılamamasıdır (YCK. m. 128). Ancak TBB’nin 15.2.1997 tarihli Dis.Kur. kararında da belirttiği üzere, ceza yargılaması sırasında suçun manevi unsuru bakımından kuşku duyulması ve bunun sanık lehine yorumlanarak beraat kararı verilmesi, ceza hukuku yönünden "suç” oluşup oluşmadığına ilişkin bir değerlendirmedir. Disiplin Hukuku yönünden ise sarfedildiği saptanan sözlerin Avukatlık Yasasına ve Meslek Kurallarına aykırı olup olmadığının mahkeme kararındaki yorum ve sonuç ile bağlı olmaksızın ayrıca irdelenmesi gerekir . 

Savunma hakkına güvence mahiyetindeki savunma dokunulmazlığı kötüye kullanılacak olursa,yani yargı mercileri veya idari makamlar nezdinde yapılan yazılı ve sözlü başvurularda, iddia ve savunmalar kapsamında kişilerle ilgili olarak somut isnadlar veya olumsuz değerlendirmelerde bulunulması halinde değil de, dayanağı olmayan ve savunma bağlamında kullanılması mümkün olmayan somut nitelik taşımayan isnad ya da değerlendirmelerde bulunulması halinde savunma dokunulmazlığı kapsamı dışına çıkılmış olacaktır. Savunma dokunulmazlığı kapsamı içinde değerlendirilebilmesi için isnat ve değerlendirmelerin gerçek, somut vakıalara dayanması ve uyuşmazlıkla bağlantılı olması gerekir (YCK.m. 128).