a)   Yetki itirazının yapılması: Borçlu, yetki itirazını beş gün içinde bir dilekçe ile icra mahkemesine yapabilir (m,168/5) . Yani, yetki itirazı icra mahkemesine yapılır ve icra mahkemesi tarafından incelenir. İcra dairesine yapılan yetki itiraz geçersizdir.

Yetki itirazı, esas hakkındaki (borca veya imzaya) itirazla birlikte yapılır (m.50,11). Fakat borçlu, esasa (yani borca veya imzaya) itiraz etmeden, yalnız yetki itirazında bulunabilir; bu halde, borçlu, icra mahkemesinde (kambiyo senedi metninden anlaşılmayan) başka itiraz sebeplerini ileri süremez.

Borçlu, yetki itirazında yetkili icra dairesinin hangisi olduğunu bildirmelidir (İİK m.50,1 ; HMK m. 19/2)

Borçlunun yetki itirazında gösterdiği icra dairesinin gerçekten yetkili olması gerekir. Yetki itirazında gösterilen icra dairesi gerçekten yetkili değilse, icra mahkemesi, gerçek yetkili icra dairesinin neresi olduğunu araştırmadan, yetki itirazının reddine karar verir.

b)    Yetki itirazının incelenmesi: aa) Genel bilgi: Yetki itirazı, icra takibinin yapıldığı icra dairesinin tabi bulunduğu icra mahkemesi tarafından incelenir. İcra mahkemesi, yetki itirazının incelenmesinde, taraflar gelmese de gereken kararı (yetki itirazının reddine veya kabulüne karar) verir.

Borçlu hem yetkiye hem de esasa (borca veya imzaya) itiraz etmişse, icra mahkemesi, ilk önce yetki itirazını inceleyip karara bağlar.

bb) Yetki itirazının kabulü kararı: İcra mahkemesi, yetki itirazını doğru bulursa (yani, icra takibinin yapıldığı icra dairesinin yetkisiz, borçlunun itirazında bildirdiği icra dairesinin yetkili olduğu kanısına varırsa), yapılmış ise, artık borçlunun esasa ilişkin itirazı hakkında inceleme yapmadan, yetki itirazının kabulüne (ve takip dosyasının yetkili icra dairesine gönderilmesine) karar verir. İcra mahkemesi, yetki itirazının kabulüne karar vermekle yetinmelidir; bundan başka takibin iptaline karar veremez .

Yetki itirazının kabulüne karar veren icra mahkemesi, bu kararında alacaklıyı inkar tazminatına mahkûm edemez ; çünkü, icra mahkemesi, bu halde esasa ilişkin (borçlunun kambiyo senedinin borçlusu olup olmadığı hakkında) bir karar vermiş değildir .

Bu halde, alacaklının, süresi içinde, takibin yapıldığı yetkisiz icra dairesine başvurarak takip dosyasının yetkili icra dairesine gönderilmesini istemesi gerekir. Bunun üzerine, takibin yapıldığı (yetkisiz) icra dairesi takip dosyasını (icra mahkemesinin yetki itirazının kabulü kararında gösterilen) yetkili icra dairesine gönderir ve dosyayı alan yetkili icra dairesi de (aynı dosyadan) borçluya yeni bir ödeme emri gönderir . Bu halde, yetkili icra dairesince bakılan bu takip, yetkisiz icra dairesinde yapılan takibin devamı sayılır .

Alacaklı, süresi içinde, takibin yapıldığı yetkisiz icra dairesine başvurarak takip dosyasının yetkili icra dairesine gönderilmesini istemezse, takip yapılmamış sayılır ve alacaklı yeniden takip yapmak isterse, yeniden harç ödemekle yükümlü olur .

cc) Yetki itirazının reddi kararı: İcra mahkemesi, yetki itirazını haksız bulursa, yani takibin yapıldığı icra dairesinin yetkili olduğu kanısına varırsa, yetki itirazının reddine karar verir .

Borçlu, yetki itirazı ile birlikte esasa (borca veya imzaya) da itiraz etmiş ise, icra mahkemesinin yetki itirazının reddi kararı bir ara kararıdır ve bu nedenle temyiz edilemez . Yetki itirazının reddine karar veren icra mahkemesinin, borçlunun esasa ilişkin itirazını incelemeye geçmesi gerekir.

Yetki itirazının reddine karar veren icra mahkemesi, daha önce icra takibinin geçici olarak durdurulmasına karar vermiş idi ise yetki itirazının reddi kararında, borçluyu (alacaklının talebi üzerine) asgarî yüzde yirmi inkar tazminatına da mahkûm eder.


>> KAMBİYO SENEDİ ALACAKLISININ KENDİ İKAMETİNDE TAKİP TALEBİ

T.C
YARGITAY
12. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO. 2009/3445
KARAR NO. 2009/11103
KARAR TARİHİ. 26.5.2009


> KAMBİYO SENETLERİNE MAHSUS HACİZ YOLU İLE İCRA TAKİBİ - YETKİ İTİRAZI - BORÇLUNUN BİRDEN FAZLA YETKİLİ YER BİLDİRMESİ - ALACAKLININ TERCİH HAKKI 

2004/m.50

1086 /m. 9, 23

818/m. 73


ÖZET : Borçlu hakkında bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibine başlanmıştır. Mahkemenin ( icra dairesinin ) yetkili olmadığını iddia eden taraf yetkili mahkemeyi beyan etmeye mecburdur. Yetkili olmaları koşulu ile birden çok yetkili mahkeme ( icra dairesi ) belirtilmiş olsa dahi, yetkili yeri bildirme yükümlülüğü yerine getirilmiş olur. Somut olayda birden fazla yetkili yer bildiren borçlunun bildirdiği her iki yer de yetkili olmadığından geçerli bir yetki itirazından söz edilemez. O halde mahkemece itirazın reddi gerekir. 
Borçlu terditli olarak yetkili yeri belirttiğinden bu durumda yetkili yerin belirlenmesi için alacaklıya tercih hakkının sorularak sonuca gidilmesi gerekir. 

DAVA : Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine; bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü: 

KARAR : Alacaklı vekili tarafında borçlu hakkında bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibine başlandığı, adı geçene örnek 10 nolu ödeme emri tebliği üzerine yasal sürede icra mahkemesine verdiği dilekçe ile yetkili yerin Görele veya Trabzon İcra Dairesi olduğunu belirterek Zile İcra Dairesi'nin yetkisine İtiraz ettiği anlaşılmıştır. 

Takip dayanağı bononun tanzim yeri Çanakçı olup, borçluya ödeme emri de Çanakçı'da tebliğ edilmiştir. Çanakçı ilçesi ise Giresun yargı alanı içinde yer almaktadır. 

Bonoya dayalı olarak, borçlunun ikametgahının bulunduğu yerdeki genel yetkili icra dairesinde ( HUMK, 9. md. ), bonoda öngörülen ödeme yerinde, ancak TTK'nun 689/3. maddesine göre ödeme yeri gösterilmeyen bonoda, ödeme yerinin ( keşide yeri ) olduğunun kabulü gerekeceğinden, bononun tanzim yerinde icra takibi yapılabilir. 

TTK'nun 620 ve 667. maddeleri gereğince bononun ödenmek üzere borçlunun işyerinde veya ikametgahında ibraz edilmesi zorunludur. Bu itibarla, kambiyo senetlerinden doğan alacaklar, aranacak alacaklar niteliğinde olduğundan bu nevi para alacağında BK. 73. maddesi hükümleri uygulanmaz. Yani kambiyo senedi alacaklısı, kendi yerleşim yerinde takip yapamaz. 
Bu durumda Giresun İcra Müdürlüğü yetkili olup, Zile İcra Müdürlüğü yetkisizdir. Öte yandan borçlunun bildirdiği Görele ve Trabzon İcra Müdürlükleri de yetkili değildir. 
HUMK'nun 23. maddesi son cümlesi hükmüne göre mahkemenin yetkili olmadığını iddia eden taraf yetkili mahkemeyi beyan etmeye mecburdur. HGK'nun 22.09.1976 gün ve 10/1957-2554 sayılı ve 25.12.1987 tarih ve 1987/506-1103 sayılı kararında benimsendiği gibi, anılan hükümde yetki itirazında bulunana birden fazla yetkili mahkemeyi ( icra dairesini ) gösterme olanağı yasaklanmamıştır. Yetkili olmaları koşulu ile birden çok yetkili mahkeme ( icra dairesi ) belirtilmiş olsa dahi, yetkili yeri bildirme yükümlülüğü yerine getirilmiş olur. 

Somut olayda birden fazla yetkili yer bildiren borçlunun bildirdiği her iki yer de yetkili olmadığından geçerli bir yetki itirazından söz edilemez. O halde mahkemece İtirazın reddi yerine yazılı şekilde Görele İcra Müdürlüğü'nün yetkili olduğu yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. 

Kabule göre de, borçlu terditli olarak yetkili yeri belirttiğinden bu durumda yetkili yerin belirlenmesi için alacaklıya tercih hakkının sorularak sonuca gidilmesi gerekirken bu hususun göz ardı edilerek hüküm tesisi doğru değildir.

SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 366 ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca ( BOZULMASINA ), 26.05.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.