Bu husus 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297 nci maddesinde de hüküm altına alınmıştır. Anılan anayasal ve yasal düzenlemeler ge­reğince yargıcın, tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşa­madıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartı­şılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri kararda göstermesi zorunludur.

Maddi olgularla hüküm fıkrası ara­sındaki hukuki bağlantı da ancak bu şekilde kurulabilecek, ayrıca yasal unsurları ta­şıyan bu gerekçe sayesinde, kararların doğruluğunun denetlenebilmesi mümkün ola­caktır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297 nci maddesi uyarınca, mah­keme kararlarının;

Hükmü veren mahkeme ile hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin ad ve soyadları ile sicil numaraları, mahkeme çeşitli sıfatlarla görev yapıyorsa hükmün hangi sıfatla verildiğini, Tarafların ve davaya katılanların kimlikleri ile Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, varsa kanuni temsilci ve vekillerinin ad ve soyadları ile adreslerini,

Tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hu­susları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve de­ğerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki se­bepleri,

Hüküm sonucu, yargılama giderleri ile taraflardan alınan avansın harcanma­yan kısmının iadesi, varsa kanun yolları ve süresini, Hükmün verildiği tarih ve hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin imzaları­nı,

Gerekçeli kararın yazıldığı tarihi, içermesi, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edil­meksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şe­kilde gösterilmesi zorunludur.

Bu biçim yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereği­dir. Aksi hal, hükmün infazında zorluklara ve tereddütlere, yargılamanın ve davala­rın gereksiz yere uzamasına, davanın tarafı bulunan kişi ve kurumların mağduriyet­lerine sebebiyet verecek ve Kamu düzeni ve barışını olumsuz yönde etkileyecektir

(Hukuk Genel Kurulu – 2007/14-778 E, 2007/611 K ).

Kaynak Linki : http://hukukitavsiyeler