1- Kendine güven

Bir müvekkil adayı sizinle çalışmaya başlamadan önce doğru adreste olduğunu hissetmelidir. Yaptığınız her görüşmede ona güven telkin edemiyorsanız, müvekkil adayı hemen yeni bir avukat arayışına başlayacaktır. İlk temas sırasında, yüz yüze, telefonda veya e-mail yoluyla olsun, sadece bilgi sahibi olduğunuzu değil, aynı zamanda konuyu en iyi şekilde ele alacak deneyime de sahip olduğunuzu göstermelisiniz.


2- Boru hattınız her zaman dolu olsun

Herkesin düşündüğünün aksine, yeni müvekkil bulmak iş geliştirmenin en zor kısmı değildir. Zor olan, sınırlı kaynaklarınızı kullanarak zaman içinde oluşacak yeni müvekkil taleplerini mevcut müvekkil talepleriyle birlikte yönetmek ve bunu yaparken iş kalitenizden taviz vermemektir. Zaman zaman bıkkınlık yaşadığınız, gelen aramalara cevap vermek istemediğiniz, müvekkil görüşmelerini ertelediğiniz ya da harika bir networking fırsatı olacak toplantıyı bilerek es geçtiğiniz anlar olacaktır. Bu tuzaklara kesinlikle düşmeyin. Aksi takdirde, iş yükü ağır olan bu dönemi bu şekilde atlattığınızda, devam eden günlerde boş bir masayla kalakalırsınız. İşlerinizdeki ani düşüşler denge ve düzeninizi bozar.


3- İtibarınız her hangi bir iş dosyasından çok daha önemlidir

Marka sizsiniz! Ona zarar verecek eylemlerden kaçının. Yaşanmış bir örnekle bunu anlatabiliriz: Bir müvekkil haksız yere işten çıkarıldığı için eski işvereni aleyhine dava açmak istiyordu. Kendisiyle yaptığımız görüşmede sabırlı olursa, dava açmadan bu konuyu işverenle müzakere etme imkânımız olduğunu kendisine ifade ettik. Kendi isteği doğrultusunda, iki tarafı bir araya getirerek bir anlaşmaya varmalarını sağladık. El sıkıştıktan birkaç gün sonra, telefonumuz çaldı ve arayan müvekkilimiz masada konuşulmuş ama karşı tarafın kabul etmediği bir maddeyi karşı tarafa tekrar bastırmamızı bizden istedi. Biz de o an bu tutarsız müvekkille daha fazla çalışmamaya ve onu temsil etmemeye karar verdik. Lütfen unutmayın, iş dünyasında itibarınızın fiyatı yoktur. Bir Avukat olarak kapıda yazan ismin size ait olduğunu her zaman hatırlayarak faaliyetlerinize devam etmelisiniz.


4- Alamadığınız işler için asla pişmanlık duymayın.

Kendi işinizin patronu olmanın en güzel yanı, size kâbuslar yaşatacak dava dosyalarını veya müvekkilleri başkalarının size atayamamasıdır. Tüm müvekkillerinizi kendiniz seçersiniz ve kiminle çalışacağınıza siz karar verirsiniz. Yeni bir müvekkil kazanmadan önce, aşağıdaki soruları kendinize sorun: “Bu kişi bana karşı çok talepkar olacak mı, İstekleri rasyonel olmanın ötesine geçecek mi, Bu işi kabul ettiğim için her gün üzüntü mü duyacağım?” Ruh sağlığınız her şeyden daha değerlidir. Önünüzde duran iyi bir iş bile olsa, müvekkile hayır demekten asla korkmayın. Başka ve daha iyi işler her zaman olacaktır.


5- Başkalarına destek olmaya her zaman hazır olun

Networking işinde karma etkisi çok güçlüdür. Başkalarına iyilik yaptığınızda, başkaları da size iyilikler yapmaya başlar. Bu nedenle, iş çevremizdeki herkese yardımcı olmak için çalışmalıyız. İş çevrenize yeni işler göndermeye başladığınızda onlar da aynısını yapacaklardır. Bu şekilde herkes kazanacaktır.


6- Networking işini düzgün yaparsanız kimse fark etmez

İnsanlar sigorta poliçesi satan arkadaşlarına, akrabalarına saygısızlık etmek istemezler. Diğer taraftan, kimse de yakınlarına satış yapıyormuş gibi gözükmek itemez. İyi yapılan networking çalışması yalındır. Amaç, insanların sizin ne yaptığınızı en iyi şekilde anlamalarıdır. Bunu gerçekleştirirken çok fazla işin detaylarına girerek karşı tarafı bunaltmayın, kendinizi de helak etmeyin. Sizin ne yaptığınızı ve ne gibi faydalar sağladığınızı anladıklarında, ihtiyaç halinde sizi önereceklerdir. Gerisini sizin halledeceğinizi bileceklerdir.


7- İşlerin az olduğu zamanların keyfini çıkarın 

Ofiste uzun saatler geçirmekle, üretken olmayı asla karıştırmayın. Zaman zaman hiç işinizin olmadığı günler, haftalar veya aylar olacaktır. Böylesi durumlarda, gelir, giderlerinizi, nakit akışınızı doğru yönetebiliyorsanız ve mali krizlere aynı ay içerisinde girmiyorsanız, bu durumda alarma geçmek yerine evrenin size verdiği mesajı alın. Ofisinizden çıkın ve kendi kendinizin patronu olma özgürlüğünü yaşayın. Korkmayın! İşiniz sizinle birlikte var olmaya devam edecektir. Bir sonraki müvekkilinizi spor salonunda, seyahatte veya kayak yaparken bulacaksınız. (Kaynak: www.tarkankarabel.com)