Ombudsman, Emniyet Genel Müdürlüğü mensubu bir personelin kendisi için düzenlenen sağlık kurulu raporunun talebinin reddini haksız buldu.

Ombudsman, Bakırköy Prof. Dr. Mazhar Osman Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nin gerekçe gösterdiği Hasta Hakları Yönetmeliği'nin 19. ve 23. maddelerini de kabul etmeyerek, bu maddelerde ileri sürülen gizliliğin, üçüncü taraflara karşı olduğu vurguladı. KDK'nın 03.10.2013 tarihli kararında, şikayetçiye bilgi edinme hakkı kapsamında talep etmiş olduğu sosyal inceleme tetkiklerini verilmesi konusunda, söz konusu hastaneye ve Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu'na tavsiyede bulundu.

KDK, bireysel bir başvuruyu da karara bağladı. Buna göre, Ombudsman, adına düzenlenen sağlık kurulu raporuna ulaşmak isteyen şikayetçiyi haklı bularak, Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu'nu mahkum etti. İlgili karara konu olan olayda, Emniyet Genel Müdürlüğü mensubu olan S.Y. isimli polis memuru rahatsızlığı dolayısıyla 6 ay kadar istirahate ayrıldı. İstanbul Emniyet Müdürlüğü, istirahat süresinin sona ermesi akabinde, Bakırköy Prof. Dr. Mazhar Osman Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne sevk ederek, sağlık kurulu raporunun düzenlenerek müdürlüğe iletilmesini talep etti. Hastane tarafından psikiyatrik muayene, psikometrik inceleme ve sosyal inceleme raporlarının değerlendirilmesi sonucunda ise şikayetçiye 'Hezeyanlı Bozukluk' teşhisi konuldu. Şikayetçinin 'malulen emeklilik ve silahının alıkonulmasının' uygun olacağına dair 29 Nisan 2008 tarihli ve 2028 no'lu sağlık kurulu raporu da, Emniyet Müdürlüğü'ne iletildi.

Şikayetçi, 24 Aralık 2012 tarihinde hastaneye başvurarak, adına düzenlenen sağlık kurulu raporuna esas teşkil eden sosyal tetkik raporlarının kendisine verilmesini talep etti. Hastane ise 26 Aralık 2013 tarihli cevabında, Hasta Hakları Yönetmeliğinin 19'uncu maddesi uyarınca formlarının şikayetçiye verilemeyeceğini bildirdi. Bunun üzerine S.Y., kendisine verilen ret cevabının hukuka aykırı olduğu iddiasıyla, sosyal inceleme tetkiklerinin bir örneğinin kendisine verilmesi talebiyle KDK'ya şikayet başvurusunda bulundu.

KDK, kendilerine yapılan bu şikayet başvurusuyla ilgili olarak yaptığı incelemeler sonucunda, herkesin bilgi edinme hakkı kapsamında kendi kişisel verilerine erişim hakkı bulunduğunun altını çizdi. Ombudsman, bu hakkın, yalnızca kanunda belirtilen hallerde sınırlandırılabileceğine işaret etti. Hakkın, kişinin kendisiyle ilgili her türlü kişisel veriye (bilgiye ve belgeye) erişimini içerdiği, kişisel veri ise belirli veya kimliği belirlenebilir kişiye ilişkin tüm verileri kapsadığı ifade edildi.

GİZLİLİK ÜÇÜNCÜ TARAFLARA KARŞI İLERİ SÜRÜLEBİLİR

KDK, burada altı çizilmesi gereken hususun, gizliliğin kanunla getirilen sınırlamalar haricinde, üçüncü taraflara karşı iddia edilebilecekken, kişinin kendisine karşı ileri sürülemeyeceği olduğunu bildirdi. Hasta Hakları Yönetmeliği'nin 19'uncu maddesinde ise kişisel bir veri olarak değerlendirilebilecek teşhisin saklanmasına olanak tanındığına işaret edilerek, 23'üncü maddesiyle de bu bilgilerin, hukuki ve ahlaki yönden geçerli ve haklı bir sebebe dayanmaksızın hastaya zarar verme ihtimali bulunan bilginin ifşa edilmesinin hukuki ve cezai sorumluluk gerektireceğinin yer aldığı ifade edildi. KDK, bu maddede ileri sürülen gizliliğin, yine üçüncü taraflara karşı olduğunu yineledi.

HUKUKA VE HAKKANİYETE AYKIRI

Ombudsman tüm incelemelerin ardından ilgili idarenin, Hasta Hakları Yönetmeliği'nin 19'uncu maddesine atıfta bulunarak şikayetçinin talebini reddetmesinin, hukuka ve hakkaniyete aykırılık teşkil ettiğine karar kıldı. Bu maddenin 'teşhis'in hastadan gizlenebilmesine imkan tanıdığını vurgulayan kurum, şikayete konu olayda, şikayetçinin kendisine konan teşhisten haberdar olduğunu belirtti. Dolayısıyla, yönetmeliğin ilgili maddesinin şikayet konusu olaya uygulama kabiliyetinin bulunmadığı kaydedildi.

Söz konusu maddelerin, bilgilerin ve belgelerin üçüncü kişilere karşı açığa çıkarılmaması gerektiğini düzenlediğinin altını çizen KDK, "Şikayetçi ise, kendisi hakkındaki kişisel verileri içerir tetkikleri talep etmektedir. Sonuç olarak, şikayetçinin sağlık kurulu raporunun oluşturulmasında değerlendirilen sosyal inceleme tetkiklerine erişimi talebinin reddi hukuka aykırıdır." sonucuna vardı.

ŞİKAYETÇİ HAKLI BULUNDU

Şikayeti kabul eden KDK'nın kararında şu ifadelere yer verildi:

"Bakırköy Prof. Dr. Mazhar Osman Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesinin şikayet konusu işlemle ilgili olarak şikayetçiye bilgi edinme hakkı kapsamında talep etmiş olduğu sosyal inceleme tetkiklerini vermesi,

Ancak vereceği bu tetkiklerde, gizliliğin korunması için, görüşmede bulunulan kişilerin kimliğinin belirlenmesine imkan verecek her türlü bilgilerin (ad, soyad, unvan v.b.) saklı tutulması,

İdareye yapılan her türlü yazılı başvuruda, Avrupa Doğru İdari Davranış Yasasıyla da düzenlenen iyi yönetim ilkeleri çerçevesinde, ilgililere hakkındaki kararda hukuki dayanağa işaret edilerek bireysel gerekçeli, açık ve anlaşılır şekilde olması hususlarında, Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu ve Bakırköy Prof. Dr. Mazhar Osman Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesine tavsiyede bulunulmasına,

Bu karar üzerine tesis edilecek işlem ya da tavsiye edilen çözümün uygulanabilir nitelikte görülmediği takdirde gerekçesinin otuz gün içinde Kurumumuza bildirilmesinin zorunlu olduğuna, bu kararın şikayetçiye Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu ve Bakırköy Prof. Dr. Mazhar Osman Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesine tebliğine, Türkiye Cumhuriyeti Kamu Başdenetçisi'nce karar verildi."