İSTANBUL- 3 Temmuz’dan beri Türkiye’yi sarsan futbolda şike soruşturmasına dair iddianameye dair tartışmalar yeniden alevlendi. Futbol Federasyonu, daha önce “İddianame açıklansa da biz kararımızı sezon sonu vereceğiz” dese de son günlerde aynı Federasyon’un savcılıktan, hazır olduğu söylenen iddianameyi milli maçlardan sonra mahkemeye teslim etmesini rica ettiği öne sürülüyor. Buna göre Federasyon kanadı, savcıdan, Türkiye’nin Euro 2012 yolunda Hırvatistan ile 11 ve 15 Kasım’da oynayacağı play-off maçları öncesinde milli oyuncuların olumsuz etkilenmemesi için iddianameyi 16 Kasım’dan önce açıklamaması ricasında bulundu. Federasyon İkinci Başkanı Göksel Gümüşdağ’ın özel yetkili savcı Mehmet Berk ile yaptığı görüşmede de bu talebi ilettiği önü sürüldü. Gümüşdağ’ı telefonla arayıp bu iddiaları kendisine ilettik, ancak bize geri dönüş yapmadı.
Dün ise avukat Ali Rıza Dizdar Radyspor’a yaptığı açıklamada, “Savcı bana iddianameyi 17 Kasım’da teslim ediyoru dedi” diye konuştu. Diğer yandan Savcı Berk’in iddianameyi ‘çete amaçlı örgüt’ üzerine kurduğu ve açılması muhtemel davayı özel yetkili mahkemede tutmak istediği kaydediliyor.
 
Futbolun çıkmazı
Spor yorumcusu Erman Toroğlu, Kanaltürk’teki Telegol programında iddianamenin milli maçlardan sonra açıklanmasını desteklediğini belirtip “Tutuklu bulunanlar 15 gün daha yatsa bir şey olmaz” dedi. Program partnerlerinden Kaya Çilingiroğlu ise “Ben 10 dakika bile insanların fazladan yatmasını kabul edemem” dedi.
Peki, gerçekten iddianamenin milli maçlar sonrasına bırakılması doğru mu? Burada tutuklu bulunanlar hayatlarından 15 günü daha milli dava için feda edebilir mi?
Böyle bir talepte bulunmak insan haklarına sığar mı? Özetle soru şu: ‘Milli dava’ mı ‘insan hakkı’ mı? Soruyu yönelttiğimiz isimlerden farklı yorumlar aldık. Eski hâkimlerden ve İdea Hukuk Bürosu’nun kurucusu Serbülent Baykan, ‘milli dava’nın gerekçe olamayacağını belirtirken, spor yazarı Ahmet Çakır, ‘milli dava’yı ‘insan hakları’na yeğleyenlerin baskın olduğunu da kabul etmemiz gerektiğini söylüyor. Toroğlu ise kendisine karşı çıkılmasından ziyade yargıya baskı yapıp iddianamenin bir an önce açıklanmasının istenmesi gerektiğini vurguluyor. Milli Takımlar Sorumlusu Cüneyt Tanman ise kendilerinin iddianamenin açıklanmasına dair bir taleplerinin olmadığının altını çiziyor..
 
SERBÜLENT BAYKAN
Erteleme istemek cinayet olur
İsterse kıyamet kopsun, hukuken bir insanın tutukluluğunu bir gün bile fazladan sürdürmeye milli maç bile mani olamaz. Ben Futbol Federasyonu’nun savcılıktan iddianamenin milli maçlardan sonra açıklanması yönünde bir talebi olduğuna inanmıyorum, inanmak istemiyorum. Böyle bir şey olamaz.
Milli maç, milli dava... hiçbir şey engel olamaz iddianamenin açıklanmasına. Şayet iddianame tanzim edilmişse hukuk güvenliği açısından da hemen mahkemeye verilmesi lazımdır. Bunun üstünde bir yarar yoktur. Milli dava için erteleme olamaz, düşünülemez. Bu cinayet olur.

AHMET ÇAKIR
‘15 gün daha yatsınlar’ diyen zihniyet baskın

Hiçbir nedenle böyle bir ikilemin içinde kalmak istemem. İnsan hakkının öncelikli olduğunu tartışmanın hiçbir gereği yok. Ancak neredeyse sürekli insan hakları ihlallerinin yaşandığı bir ülkede denklemi bu şekilde ortaya koymak da pek gerçekçi görünmüyor. Özellikle hapisteki insanların tedavileri ve öteki hakları gibi, en temel durumlarının bile dikkate alınmadığı bir ülkede 15 gün daha içerde kalmayı pek vahim saymayacak bir düşüncenin egemenliğini de kabul etmeliyiz. Dolayısıyla, evet milli davadır; bunun için bir 15 gün daha içeride kalınabilir anlayışının baskınlığını kabul etmek zorundayız. Ayrıca iddianamenin açıklandığı anda herkesin serbest kalabileceği gibi bir varsayımın nereden çıktığını da anlayamadım.

ERMAN TOROĞLU
Beni değil savcıyı sıkıştırın

Elbette iddianame hazırsa derhal açıklansın. İnsanların boş yere içeride yatmaları savunulamaz. Benim aldığım duyumlara göre iddianame hazır. Hukukçular, iddianamenin derhal açıklanması için baskı yapsın. Keşke bir an önce açıklansa. Ben açıklanmasın demiyorum ama Federasyon İkinci Başkanı milli maçtan sonraya kalması için savcıyla görüştü. Hukukçular buna da itiraz etsinler. Çıkıp bu görüşmelere tepki koysunlar ve “Federasyon’un yaptığı yanlış” desinler. İnsanların bir türlü anlamak istemedikleri şu: Bu işin iki yönü var. Biri işin çete iddiası içeren tarafı, diğeri sporda şike tarafı... Federasyon bu süreci çok iyi yönettim diyor ama ortada aldığı bir karar yok ki! Hiçbir karar almadı. Bakın, en son play-off statüleri bile UEFA tarafından reddedildi. Ee bu nasıl iyi yönetim?

CÜNEYT TANMAN
İddianame için talebimiz olmadı

Milli takım heyeti olarak iddianamenin Hırvatistan ile oynanacak maçlardan sonra açıklanması yönünde asla bir talebimiz olmadı, kimsenin haddine de değil. Bu tarz bir öneride bulunamayız. Herkes kendi işini yapıyor. Biz sadece play-off maçlarına sportif olarak odaklanmış durumdayız. İşin diğer tarafı hukuki bir süreç ve dediğim gibi kimsenin müdahale etmesi doğru da değil. Diğer yandan iddianame açıklanırsa elbette bu milli takımı olumsuz etkiler. Olumlu etkilemesi mümkün değil. Fakat biz şimdi bunu düşünmüyoruz; sadece Hırvatistan maçlarını düşünüyoruz.

Dizdar: 17 Kasım’da açıklanıyor
Şike soruşturmasından tutuklu bulunan Beşiktaş Asbaşkanı Serdar Adalı ve teknik adam Tayfur Havutçu’nun avukatı Ali Rıza Dizdar, “Mesleki kariyerine ve çalışmalarına güvendiğim çok önemli bir hukukçu arkadaşım 17 Kasım’da iddianamenin açıklanacağını söyledi. Kanun gereği mahkemenin bunu 15 gün inceleme hakkı var. Verildikten sonra iddianamede bunlar yazıyor diyemeyiz” dedi.

Sanıklar savunma yapmak için iddianameyi bekliyor
3 Temmuz’da başlatılan futbolda şike soruşturmasında tutuklanan Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım, ayrıca silahlı örgüt kurmakla itham ediliyor. Yıldırım’ın yanı sıra aralarında Beşiktaş Asbaşkanı Serdal Adalı ile teknik direktör Tayfur Havutçu’nun da bulunduğu toplam 31 kişi 3 ayı geçkin bir zamandır Metris Cezaevi’nde tutuklu bulunuyor. Sanıklar, iddianamenin bir an önce açıklanarak haklarındaki suçlamaları öğrenip ona göre savunmalarını yapmak istiyor. Sanıklar, mahkeme sürecinde serbest kalmayı da umuyor.


Radikal