İSTANBUL - Astım hastası Fenerbahçe taraftarı genç işadamı Ahmet Cüneyt Halepliler, Fenerbahçe-Galatasaray Süper Toto Lig Süper Final maçı sonrasında yaşanan olaylar için sorumlu tuttuğu İçişleri Bakanlığı, İstanbul Valiliği ve İstanbul Emniyet’i hakkında suç duyurusunda bulundu.

Halepliler, dilekçe hakkında “Askerden sonra astım ilaçları almaya başladım. Orada az daha ölüyordum. Savcılık dilekçemi kabul etti ve sevk numarası verdi” diye konuştu.

Milliyet gazetesinde yer alan habere göre; Halepliler, dilekçesinde şu ifadeleri kullandı:

Fenerbahçe-Galatasaray maçı sonrası yaşanan olayları kısaca anlatmak istiyorum. Maç sonunda taraftarı olduğum kulüp, şampiyonluğu kaybetti. Stattaki binlerce taraftar haksız bir şekilde linç edilmeye çalışılan takımın oyuncularını alkışladı. Rakip takım oyuncuları, sevinç gösterileri, kaçan şampiyonluk kimsenin umurunda değildi. Maç bittikten 10 dakika sonrasına kadar da hiçbir olay yoktu.

Ben alt Fenerium C blokta maçı izledim. Türk Telekom tribününün, olduğum tribüne uzak alt köşesinde bir hareketlenme oldu. Hiçbir taraftar o yönden sahaya girmemişti. Ertesi gün internette bir polisin elindeki çubukla saha içinden, tribündeki seyirciye müdahalesini gördüm.

Ardından biber gazı sıkıldığını gördüm tribünlere. Biber gazı, etkisini yavaş yavaş tüm tribünlerde gösterdi. Benim olduğum tribünde herkes panik içinde içeriye yöneldi. Zar zor kendimizi içeri attık. İçerde ağlayanlar, sinirinden bağıranlar çağıranlar vardı. Herkesin gözleri kıpkırmızıydı ve insanlar nefes almakta güçlük çekiyordu.

Alerjik astım hastası olarak çok daha kötü dakikalar geçirdim. O lobide, aynı anda o kadar kişi normal şartlarda rahat nefes alamaz, bir de biber gazı içeriye kadar nüfuz etmişti. Yüzümü yıkamak için lavabolara yöneldim ve zar zor içeri girip, uzun bir sıradan sonra yüzümü yıkayabildim. Lavabolarda sıra bekleyemeyenler tuvaletlerdeki muslukta yüzlerini yıkıyordu.

Hem korkudan hem de gözleri yandığı için hüngür hüngür ağlayan çocuklar vardı içerde. Yüzümü yıkadıktan sonra stat dışına çıkmak istedim. Lobinin çıkış kapısına yöneldim ve bu arada kapıya vuranları gördüm. Kapılar açıldı ve sanılanın aksine, dışardan içeriye insanlar doluştu ‘dışarı çıkmayın’ diye bağırarak. Polis dışarda da biber gazı sıkmıştı. Lobide sıkışıp kaldık. İnsanlar nefes almakta oldukça zorlanıyordu. Bu muameleyi hiç kimse hak etmemiştir.

Sokakta da nefes alabilmek için şiddetle öksürüyordum ve ciddi solunum sorunu yaşadım orada. Biraz ilerledikten sonra o koştuğumuz yönden de biber gazının geldiğini fark ettim. Ara sokaklarda ağlayanlar, öksürenler vardı. Kadınlar, çocuklar. Herkesin durumu çok kötüydü.

Alerjik astım hastası olan biri olarak o avluda gerçekten ölebilirdim. Buna kasten adam öldürmeye teşebbüs denir.”