Galatasaray İkinci Başkanı Adnan Öztürk TNT’ de katıldığı programda çarpıcı açıklamalar yaparken Öztürk Fenerbahçe camiasına zeytin dalı uzattı.
Öztürk; “Biz Aziz Yıldırım ya da A, B, C diye bakmıyoruz. Olayın insani boyutuna bakıyoruz. Evrensel hukuk kuralları uygulanmalı. Şike için 25 sene hapis cezası konuşuluyor. Futbol ciddi bir iştir ancak o kadar da ciddi bir iş değil. Ben Galatasaray camiasından tepki almayı göze aldım ama sportif cezalar çok farklı. Türk takımlarının Avrupa'ya gitmesini engelleyecek her türlü karara karşıyız." dedi.

İşte Öztürk'ün açıklamaları;

Ribery'nin elimizden kaçması tamamen kurumsal bir hata

"Sporun birinci şartı ahlak. Bu da dürüstlükle başlıyor. Biz önce kendi aramızda dürüst olalım. Şimdi sürekli Galatasaray’ı bu işlerin içine çekmeye çalışacaksınız o zaman da Galatasaray buna cevap verecek. Sanki Galatasaray ortamı germeye çalışıyor gibi bir ortam yaratıldı. Cemal Nalga olayından sonra bahsi geçen kulübün açılış sitesinden "takipçisiyiz" diye açıldığını gördük. Ribery'nin elimizden kaçması tamamen kurumsal bir hata. Çok enteresan bir çocuktu. Başarılı olacağı o günlerden zaten çok belliydi. "

Yiğit Gökoğlan transferinde Fatih Terim'den habersiz girişimlerde bulunduğum yalan

"Emenike transferi ile ilgili yorum yapmak istemiyorum. Zira biz 3-4 Temmuz'dan beri takım ismi vermekten de çekiniyoruz. Bahsedilen transfer yargıya yansımış bir olay. 

Bu dönemde sadece Melo değil diğer transferlerde çok önemli işler yaptı. Ancak maliyeti tabii ki tartışılacaktır. Maliyeti fazla olan bir futbolcu.

Yiğit Gökoğlan transferinde Fatih Terim'den habersiz girişimlerde bulunduğum yalan. Başka bir takımla transfer görüşmesi yapmak etik ya da değil demeden önce bunun yasak olduğunu söylemek gerekiyor. 

Fatih Hoca ile aramız gayet iyi. Dediğim gibi futbol konusunda amatör bir yöneticiyim. Fatih Terim ve Ali Dürüst ile hiç bir tartışma yaşamadık. Ancak bu konu reyting almış olacak ki bu kadar işlendi. Fakat gerçekte biz hala görüşüyoruz, Galatasaray'ın geleceğini konuşuyor ve tartışıyoruz. Aramızda her hangi bir sorun yok.

Avrupa'da kafa golü yemeyen tek takım olduğumuzu bilmiyordum. Ama amatör bir futbol seyircisi olarak bu başarıda ana sebebin Muslera ve önünde oynayan oyuncularımız olduğunu söyleyebilirim.
Spor kulübünde yönetici olmak sırf hobi olsun diye yapılacak bir iş değil.

"Yalı çocukları" derken kimseyi hedef almadım çünkü çok var bunlardan. Türk futbolu etik anlamda bitmiştir. Ekonomik anlamda da iflas etmiştir. Türk futbolu bu hale geldiyse birileri kabahatli. Yöneticiler kabahatli. Şimdi yöneticiler suçluysa ikiye ayırmak istedim. Futbolu yönetmenin ciddi bir iş olduğu aşikar. Spor kulübünde yönetici olmak sırf hobi olsun diye yapılacak bir iş değil. Galatasaray'da da "yalı çocukları" var. Onların da yöneticilik yapmalarına karşıyım."



Hürriyet