Ülkemizde iş hayatında yabancı kaynaklı firmaların sayısının artması ile birlikte bu firmalarda çalışan işçilerin aylık ücretleri hali ile yabancı para cinsinden olmaktadır. Bu durum uygulama da şöyle bir uyuşmazlığı da beraberinde getirmektedir. Şöyle ki; dava dilekçelerimizde alacak taleplerimizi Türk lirası üzerinden mi yoksa yabancı para cinsi üzerinden mi talep etmemiz gerekecektir. Malumunuz üzere hukuk sistemimiz de taleple bağlılık ilkesi gereği dava dilekçelerimiz de ne talep ettiysek hâkim onunla bağlıdır re’sen hareket edemeyecektir. Bu konunun önem arz etmesinin temel sebebi de budur. Söz gelimi işçi yabancı para cinsinden maaş alıyor ise dava dilekçesinde talebimizi yabancı para cinsinden yapabilir miyiz ayrıca buna imkân varsa nasıl bir yol izlenmelidir.

Yabancı Para ile Tahsil Edilmesi Talebi Hali

İş Kanunun da böyle bir düzenlemeye yer verilmemiştir. Ancak Türk Borçlar Kanunun 99. maddesin de düzenleme alanı bulmuştur. Anılan düzenlemeye göre “Ülke parası dışında başka bir para birimiyle belirlenmiş ve sözleşmede aynen ödeme ya da bu anlama gelen bir ifade de bulunmadıkça, borcun ödeme gününde ödenmemesi üzerine alacaklı, bu alacağının aynen veya vade ya da fiilî ödeme günündeki rayiç üzerinden Ülke parası ile ödenmesini isteyebilir.”

Kanun hükmünden anlaşıldığı üzere davacı talebini yabancı para ile tahsil edilmesi üzerine kurarsa mahkeme açılan davada karar verirken hükmü sadece yabancı para üzerinden kurup Türk lirası karşılığı belirtilmeden ödeme günündeki rayiç üzerinden ödeneceğini hüküm altına alacaktır.

Öte yandan Yargıtay’ın yerleşik kararlarına göre işçi ile yapılan iş sözleşmesi temel alınıp ve sözleşmede belirlenmiş hangi para cinsi belirlenmiş ise bunun dışındaki bir yabancı para cinsinden hüküm kurulamayacağını ifade etmiştir. Söz gelimi işçinin ücret alacağını iş sözleşmesinde Rus Rublesi üzerinden taraflar anlaşıp yapmış ise dava aşamasında işçi EURO üzerinden talepte bulunamayacaktır.

Yabancı Para Cinsinden İşçilik Alacaklarına Uygulanacak Faiz

3095 sayılı kanun nazara alınarak faiz oranı belirlenecektir. Böylelikle yabancı para borcuna “sözleşmede daha yüksek akdi veya gecikme faizi kararlaştırılmadığı hallerde, yabancı para borcunun faizinde Devlet Bankalarının o yabancı para ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı uygulanacaktır. Bu işlem fazla mesai, genel tatil ve hafta tatili ücreti alacaklarında da hüküm bulur.

Türk Parası ile Talep Edilmesi Hali

İşçi ücrete ilişkin taleplerini Türk parası üzerinden de yapabilecektir. Ancak Türk parası ile tahsil talebinde bulunduğunda dikkat edilmesi gerekilen tek husus yabancı paranın hangi tarihteki kur üzerinden nazara alınıp hesaplamaya gidileceğidir. Yargıtay konuya açıklık getirerek “tazminat alacaklarında talepler fesih tarihindeki kur üzerinden belirlenmesi gerekir” şeklinde ifade etmiştir.

Öte yandan bir diğer dikkat edilmesi gerekilen kısım ise; feshe bağlı alacaklarda fesih tarihindeki kur iken ücret alacaklarında ise tahakkuk ettiği tarih üzerinden kur hesabı yapılması gerekmektedir.

Fakat fazla çalışma, hafta tatili UBGT ücreti dönemsel nitelikte yapılan hesaplamalardan olup her ay için o dönem yabancı para ücreti üzerinden hesaplama yapılması, dava tarihindeki döviz kuru üzerinden Türk parasına çevrilerek tahsil edilmesi gerekmektedir. Örneğin, fazla çalışma ve UBGT ücreti alacakları olan bir işçinin alacakları her ay için o dönem yabancı para ücreti üzerinden hesaplanmalı, hesaplama sonucu bulunan toplam miktar dava tarihindeki döviz kuru üzerinden Türk parasına çevrilerek hüküm altına alınmalıdır.

Son olarak şunu da ifade edelim. Dava dilekçemiz davamızın kaderidir. Ücrete ilişkin taleplerimizde dikkat etmemiz gerekir. Çünkü Türk parası üzerinden talepte bulunduktan sonra bunu “ıslah müessesi” ile de tekrardan yabancı para üzerinden alacaklarınızı talep edebilme imkânınız olmayacaktır.

Yurt Dışında Çalışanlar Açısından Net – Brüt Hesabı

Yabancı ülkede çalışan işçiler bakımından yabancı para cinsinden hesaplama yapılacağı için burada net – brüt miktarının belirlenirken işçinin tabi olduğu sosyal güvenlik primlerinin belirlenmesi gerekmektedir.

5510 sayılı kanun uyarınca ülkemiz ile sosyal güvenlik sözleşmesi olmayan ülkelerde iş üstlenen işverenlerce yurt dışındaki işyerlerinde çalıştırılmak üzere götürülen Türk işçileri sigortalı sayılır ve bunlar hakkında kısa vadeli sigorta kolları ile genel sağlık sigortası hükümleri uygulanacaktır. Bu nedenle bu işçileri uzun vadeli sigorta kollarına tabi olmayacağı göz önünde bulundurulmalı ve sigortalılık durumları netleştirilmelidir. Çünkü işçinin ücretinden kesilmesi gereken primler tespit edildikten sonra brüt ücretin belirlenmesi gerekir.

Uygulama da sıklıkla karşılaşılan bir problem olan; işçinin sosyal güvenlik sözleşmesi imzalanmayan bir ülkede çalıştırılmasına rağmen sigorta bildirimlerinin Türkiye’ de bulunan şirket üzerinden yapılmalı halidir. Bu gibi durumlarda brüt ücretin belirlenmesinde yurt içindeki çalışan işçilere uygulanan brüt ücret tarifesi dikkate alınacaktır.