Liman sahasında soğutma boru hattı için ağaçları kesen işletme, önce dağı tıraşladı, daha sonra kamyonlar dolusu taş ve toprak yığınını denize boşaltmaya başladı. Denize dolgu yapılarak limanda ek kömür stoklama sahası inşa edilecek dev projeyi, vatandaşlar 'çevre katliamı' olarak nitelendirdi. Beldenin Cumhuriyet Mahallesi'ndeki evler adeta santral şantiyesinin arasında kaldı. Birçok vatandaş, toz, kirlilik ve yüksek gürültüden dolayı evini satarak belde sınırlarını terk etmek zorunda kaldı. Mahalle sakinleri, "Biz yaşamak için buradan göç etmek zorunda kalıyoruz. Etrafımız santrallerle doldu. Yetkililer çevre katliamını görsün." dedi. Firma yetkilisi ise ilgili kurumlardan izin aldıklarını söyledi.

Zonduldak'ın Kilimli ilçesinin 8 bin nüfuslu Çatalağzı beldesinde 2010 yılında 3 ünite halinde 1390 megavat kapasiteli Eren Enerji Elektrik Üretim AŞ tarafından aynı tarihte Muslu beldesi sınırlarında ithal kömür sevkiyatı için Karadeniz'in en büyük limanı inşa edildi. Limanda kömür stok sahasının genişletilmesi amacıyla ilgili kurumlardan gerekli imar izinleri alan firma, Küpburnu mevkisindeki ağaçları kesti. Daha sonra soğutma boru hattını geçirmek amacıyla dağı tıraşlayan firma, buradan çıkan toprak yığınlarını da Karadeniz'e boşaltarak ek kömür stoklama sahası oluşturmaya başladı. Günde yüzlerce kamyon dolusu toprak molozunun denize boşaltıldığı görüldü.

FİRMA YASAL ÇALIŞMIYOR İDDİASI

Yapılanların çevre katliamı olduğunu belirten vatandaşlar, çalışma sahasına çıkarak tepki gösterdi. Mahalle sakinleri, yerel yöneticileri duyarsız kalmakla suçladı.

Karadeniz'e toprak dökülmesini çevre katliamı olarak tanımlayan Çatalağzı Çevre Koruma Derneği(ÇAÇEV) Başkanı Kadir Orhan, "5 yıldır termik santral işleten firmanın işletme ruhsatı yok, çevre mevzuatı izinleri alınmamış. Durum böyleyken çalışmasına devam ediyor. Zaten çalışma izni alınmamış santalin kömür sahasının izinli olması mümkün değil. Tamamen insanların işsizliğinden, zorda kalmasından istifade ediyorlar. Vahşice bir tavır. Gerçekten söyleyecek bir şey bulamıyorum. Ben bunları iddia etmiyorum, elimde belgeler var. BİMER aracılığıyla ilgili bakanlığa sordum. Gerekli çevre izinleri yok, geçici izinlerle sürekli devam etmiş. Bunun akabinde 'geçici izinlerin 1 yılı geçmemesi lazım, neden böyle devam ediyor' diye sorduğumuzda, 'Bölgede istihdama katkıda bulunduğu için, ülkenin enerji açığı olduğu için ve bu santralin durdurulmasıyla makineler zarar görür diye durdurmadıklarını' söylüyorlar. Bugün 5 bin çalışanı olan TTK Karadon Müessesesi eksiklikleri olduğu için üretimi durdurulurken, 5 yıldır çevre ve insan sağlığı yönünde o kadar eksiği olan termik santraline, 'burada istihdam sağlıyorlar' diye izin vermek ikiyüzlülüktür." ifadesini kullandı.

'DEVLETİN EN ÜST YETKİLİSİ BÖYLE OLUNCA ARTIK YARGIDAN DA KORKAN YOK'

Sözün bittiği yerde olduklarını kaydeden Orhan, "Bunu açıklayanlar devletin en üst yetkilisi. Vali izni vermiş. Artık kimseye güvenimiz kalmadı ki. Biz eskiden bir açıklarını bulursak korkuturuz diyorduk. Şimdi hiç korkuları yok. 'Olsun ya, ben kimden korkacağım. Bana vali izin verdi.' diyor. Peki ne yapacağız? Gidip yargıya vereceğiz. 'Ondan da korkmuyorum ya ne olacak? Valiye istediğimi yaptırdıysam, yarın savcıya da hâkime de istediğimi yaptırırım' diyor. Herhalde böyle cesaretleri var. Vatandaş da maalesef, yerel yöneticilerin ileriyi gören kişiler olmaması nedeniyle günlük hesap yapıyor. Günlerdir yüzlerce kamyonla denize toprak boşaltılıyor. Kime söyleyeceğiz? Herkesin gözü önünde oluyor." dedi.

'ETRAFIMIZ SANTRALLE DOLDU, YAŞAMAK İÇİN EVLERİ TERK ETMEK ZORUNDAYIZ'

1950 yılından beri Muslu Cumhuriyet Mahallesi'nde ikamet eden işçi emeklisi İsmail Çakır (65) ölmemek için şantiye arasında kalan evlerini terk etmek zorunda kalacaklarını vurguladı. Çakır, şunları söyledi: "Doğa, yeşillik, deniz, hava, kısacası katlediliyor. Burada yaşıyor muyuz, yaşamıyor muyuz belli değil. Yerel yöneticilerin, halkın ızdıraplarıyla ilgilenmesi lazım. Toplanmamız lazım. Ama hiçbirinden ses yok. Bu firma gelecek bizim yerimizi yurdumuzu rahatlıkla istediği fiyata alacak. Biz mecbur kalıp satacağız ve buralardan gideceğiz. Şu sıcakta tozdan evimiz doluyor, yağmurda da çamur oluyor. Arabamın için hep çamur. Mahalle boşalacak. Boşaltmazsak yaşayamayız. Haydi direndik diyelim, kolumuz kanadımız kırık. Nereye kadar direneceğiz? Orda santral, burada santral, etrafımız hep santralle dolu. Burada yaşama imkanımız yok. Ben şahsen dava açmak isterim. Kaç yaşıma geldim, buradan gitmek ister miyim? Bu güzelliği başka yerde bulamam. Denizim var, hava güzel, Say tepesi, Yeğer, Tepeköy, Akçasu, bunlar bizim için çok güzel yerlerdi ama tamamen katlediliyor. Burada yaşamamız mümkün değil."

'DAĞLARIMIZA BAHAR DEĞİL, ZULÜM VE ŞANTİYE GELMİŞ'

Doğup büyüdükleri toprakları terk etmeyeceklerini anlatan Nevzat Ay(34) ise "Bizler buralara gömüleceğiz. Bu doğa katliamına izin veren her kim veya hangi kuruluş varsa, bir an önce dur demesini istiyoruz. Cumhuriyet mahallemiz ne halde, söylenecek bir şey yok." diye konuştu.

Muslu'da oturan Emrah Başoğul(27) isimli çevreci de şunları söyledi: "Görüldüğü gibi sonun başlangıcını yaşıyoruz. Şair, şiirinde 'dağlarıma bahar gelmiş memleketimin' der ama bizim dağlarımıza bahar gelmemiş. Dağlarımıza zulüm ve şantiyeden başka bir şey gelmemiş."

FİRMA YETKİLİSİ: GEREKLİ İMAR İZİNLERİ ALINDI

Eren Enerji Elektrik Üretim AŞ Koordinatörü Erol Orhan ise izinsiz orman kesimi ve dolgu iddialarının gerçeği yansıtmadığını söyledi. Orhan, limanın üst bölgesindeki ormanı kesip dağ traşlama ve denize dolgu işlemi için ilgili kurumlardan gerekli imar izni aldıklarını kaydetti.

Bin 200 civarında işçi çalıştırdıklarını ifade eden Orhan, şu bilgiyi verdi: "Bu konuda detaylı bilgiyi valilikten öğrenebilirsiniz. Bu firma, izinsiz iş yapar mı? Tıraşlama yapılan yeri herkes görüyor. İzin almadan olur mu? Biz hem isale hattı dediğimiz soğutma su borularını geçirmek hem de kömür stok sahası için imar izni aldık. O yüzden ormanda güvenlik alanı oluşturuyoruz, tıraşlama yapıyoruz. Buradan soğutma boru hattını geçireceğiz. Arka tarafta dolgu imar planı çerçevesinde deniz dolgusu yapıp kömür stok sahası oluşturacağız."

(Kaynak: Zaman)