Dostluğu, hayatı  sokakta öğrendik

Bütün yokluğa, imkansızlığa rağmen bizim çocukluğumuz, bugünün çocuklarına göre dolu dolu, daha neşeli, unutulmaz anılarla geçti. Çünkü oyun alanımız sokaktı. Bizim oyun alanımız, uçsuz bucaksız mavi gökyüzünün altıydı. Bir futbol maçının ardından, mahalle bakkalından alıp içtiğimiz o ucuz gazozun tadını, inanın bugün hiçbir içecekte  bulamıyorum. Sokakta dayanışmayı, paylaşmayı öğreniyorduk. Kardeşliği, rekabeti de muhabbeti de sokakta öğreniyor, orada adeta geleceğin bir provasını yapıyor ve geleceğe, hayata böyle hazırlanıyorduk. Bezden yapılmış bir top, bugünün bilgisayar oyunlarıyla kıyaslanamayacak ölçüde keyif vericiydi, öğreticiydi. Çamurlu, dar bir alanda oynanan futbol, bir playstation ile kıyaslanamayacak kadar zevkliydi. Ekmek arası köfte, hamburgerden çok ama çok daha lezzetliydi. Maçlara gittiğimizde hep ‘Köfte ekmek, hazır yemek’ denirdi. Hani diyorlar ya aman şunu alma şöyle olur, bunu alma hasta gidersin falan. Biz hasta olmadık, bugüne böyle geldik. Belki de bakterileri biz ürküttük, mikropları ürküttük.

Mahallem işgal altında

Dün akşam eski mahalleme gittim. İnanın şok oldum. Mahallem eskiden çıplaktı. Şimdi baktım ki işgal altında. Tabii gücenmesinler ama bir yanıyla bu işgal güzel bir şey. Demek ki ülkenin refah düzeyi yükselmiş, herkes araba alabiliyor. Belediyelerimiz başta şahsım olmak üzere kusura bakmasınlar. Çünkü hiçbir imar ve proje uygulanırken evlerin altında, mahallelerde garajlar olmadığı için, yazık ki sokaklar işgal altında. İki araç yan yana geçemiyorsun. Sokaklar dar. Bu hal ne olacak, nereye gideceğiz, o da ayrı bir konu. Evlerin altına garaj mecburiyeti olduğu halde, bunun parası alındığı halde, biz o mahallede veya sokaklarda niye garajlar yapmıyoruz? Merkezi yönetim olarak bize burada bir yasa düzenlemesi getirmek düşüyor. Bunun adımını atmak durumundayız, buna mecburuz. Çünkü Allah göstermesin, bir hasta çıkarmak, şu olsa bu olsa, gidemezsiniz.

Çocuk bezi yoktu

Benim eşim elde çamaşır yıkadı, çocuk bezi yoktu. Amerikan bezi vardı. O bezlerden alır onlar kaynatılır, elle ovuşturulur. Hakikaten çok büyük çileler çektiler. Benim eşim 4 çocuğumuzu öyle büyüttü. Şimdiki annelerin işi kolay. Çocuk bezi, pat katla at çöpe, yenisiyle yola devam. Ama şimdikiler 1 tane, 2 tane yeter diyor. En az 3 tane diyoruz. Bak, şartlar çok kolaylaştı. 
Erdoğan, Pakistan Tahrik-i İnsaf Hareketi Lideri İmran Han ile Irak Meclis Başkanı Usame Nuceyfi’yi ayrı ayrı kabul etti. Dolmabahçe’de gerçekleşen kabullerden İmran Han ile olanı 40, Usame Nuceyfi ile olanı ise 1 saat 40 dakika sürdü. 




Milliyet