Akyüz, “Türkiye Cumhuriyetinin başkenti Ankara ile Türkiye’nin ve Avrupa’nın en büyük kentlerinden biri olan İstanbul arasında demiryolu ulaşımının 2 yıl gibi uzun bir süre ile kesilmesinin nedenleri ve bunun doğuracağı sonuçlar yeteri kadar tartışılmamıştır. Bu kesilmeye gerekçe olarak gösterilen; coğrafi şartlar, şehirleşme ve istimlak zorlukları hiç bir şekilde geçerli olamaz. Şehirleşmenin daha yoğun olduğu ve kamulaştırma maliyetlerinin çok daha yüksek olduğu diğer bazı projelerde, bu sayılan gerekçeler hiç bir şekilde yer almamaktadır. Örneğin açılması yolunda fikirler üretilen ikinci İstanbul boğaz geçişi, ikide bir dalgalar tarafından yıkılan Karadeniz sahil yolu ve yapımı öngörülen bir takım eğlence merkezleri için bu nedenler ileri sürülmemiştir.” Demiştir.

Demiryollarının üvey evlat muamelesi gördüğünü ve ihmal edildiğini ileri süren Akyüz, demiryollarını geliştirmesi; bu yolların seneler boyunca kapatılarak yeniden yapılmasından geçemeyeceğini ifade etti.

Akyüz devamla “Ankara-İstanbul demiryolu Pamukova kesiminde 2004 yılında meydana gelen 41 yolcunun ölümü ve 80 kişinin de ağır şekilde yaralanması sonucunu doğuran kaza davasının henüz sonuçlanmamış ve makinistler dışında sorumlu bulunamamış olması da işin bir diğer üzücü yanıdır. Ankara’dan İstanbul’a yılda ortalama 15 milyon kişi yolculuk yapmaktadır. Bu yolculardan trenle gidenlerin, önümüzdeki 2 sene içinde zorunlu olarak karayolu taşımacılığı ile gitmeleri halinde, bunun ekonomiye yükleyeceği yük yanında, aşırı taşıma sonucu neden olacağı kazalar da nazara alınmalıdır. Bunların nazara alınmaması büyük bir sorumluluğa neden olacaktır.” Demiştir.

Hukukun Egemenliği Derneği
Açıklaması