Ömrünü Kıbrıs Türklerinin devlet sahibi olmasına adadı

Ömrünü Kıbrıs davasına ve Kıbrıs Türklerinin devlet sahibi olmasına adayan Denktaş, 27 Ocak 1924 tarihinde, bugün Kıbrıs Rum kesimi sınırları içinde bulunan Baf bölgesinde doğdu.

1,5 yaşındayken annesini kaybeden Denktaş, Hakim Mehmet Raif Bey'in en küçük oğlu. Anneannesi ve babaannesi tarafından büyütülen Denktaş, 1930 yılında eğitim için İstanbul'a gönderildi. Arnavutköy'de ilkokuldan liseye kadar eğitim veren Fevzi Ati Lisesi'nde yatılı okumaya başlayan Denktaş, ortaokuldan sonra Kıbrıs'a döndü ve liseyi Kıbrıs'ta bitirdi.

Denktaş, 1941'de Lefkoşa İngiliz Okulundan mezun olduktan sonra Mağusa'da tercümanlık, mahkemede memuriyet, sonra bir yıl da İngiliz Okulunda öğretmenlik yaptı.

1944'te British Council'dan burslu olarak İngiltere'de hukuk tahsili yapan ve 1947 yılında Lincoln's Inn'den mezun olan Denktaş, aynı yıl Kıbrıs'a dönüp avukatlığa başladı.

1949 yılı yaz aylarında savcılık yapmaya başlayan Denktaş, aynı yıl Aydın Hanım'la evlendi.

Denktaş, 27 Kasım 1948 tarihinde Kıbrıs Türklerinin düzenlediği ilk mitingde Dr. Fazıl Küçük ile beraber hatiplik yaptı. 1942 yılında Dr. Fazıl Küçük'ün yayımlamaya başladığı Halkın Sesi gazetesinde, babasından ve onun milliyetçi, Atatürkçü arkadaşlarından işiterek öğrendiği "Türk Haklarının İngilizler tarafından gasbedildiği" konularının ele alındığını gören Denktaş, Dr. Küçük'le tanışarak, Halkın Sesi'nde imzalı veya imzasız, bazen Akın Yılmaz adı altında yazılar yazmaya başladı. Bu ilişki Denktaş'ın Londra'da tahsil yıllarında da devam etti. Denktaş, Ada'ya döndükten sonra lider Dr. Küçük'ün yanında yakın bir dost ve gerektiğinde danışman olarak çalıştı.

Denktaş, 1948 yılında zamanın Kıbrıs Valisi tarafından kurulan Anayasa Konseyi'nde üye olarak çalıştı. Rum kilisesinin baskısı altında Konsey'e katılan Komünist Akel Partisi Konsey'den çekilince Meclis kapatıldı. Türk temsilcilerin ısrarlı talepleri sonucu Hakim Mehmet Zeka Bey'in başkanlığında "Türk İşleri Komisyonu" kuruldu, Rauf Denktaş bu komisyonda da çalışarak, İngiliz Müstemleke İdaresi'nin gasbettiği hakların iadesi için bir raporun hazırlanmasında nazım rol oynadı. Hükümetin kabul ettiği bu raporda öngörülen yasaların yapılabilmesi için Başsavcılığa görev verildi, ancak Başsavcılıkta bir Türk savcı yoktu. Liderliğin talebi üzerine 1949'da Denktaş Hukuk Bürosundan ayrıldı ve az maaşla savcı yardımcısı oldu.

Birkaç yıl içinde tamamlanması gereken yasalarla ilgili çalışmalar 1954 yılına kadar uzadı. Bu arada Denktaş Savcılığa terfi etti. 1954'te Kıbrıs'ta yeraltı örgütünü kuracak olan bazı kişiler, Yunanistan'dan Ada'ya gizlice girerken yakalandı. Bunların takibi ve yargıya havalesiyle Denktaş'ın görevi daha da önem kazandı. 1957 sonunda İngilizlerin Ada'yı 5-10 yıl içinde Yunanistan'a devredeceğini gören Denktaş, Savcılıktan istifa ederek, Dr. Küçük'ün yanında fiili rolünü aldı.

Hükümetteki görevinden istifa ettikten sonra toplum problemlerinde daha aktif rol oynamaya başlayan Denktaş, 1957 sonlarında Kıbrıs Türk Kurumları Federasyonu Başkanlığına seçildi. Aynı yıl Rumların Atina'dan sevk ve idare edilen EOKA yeraltı teşkilatının saldırıları karşısında etkin bir kuruluşa olan ihtiyacı gören Denktaş, iki arkadaşı ile Kasım 1957'de Türk Mukavemet Teşkilatını (TMT) kurdu. Bu teşkilat o güne kadar var olan Volkan Teşkilatı'nın yerini aldı ve kısa bir zaman içinde, Denktaş'ın ısrarlı talepleri sonucu olarak Türkiye'nin uzman kişileri tarafından EOKA'ya cevap verebilecek etkin bir Mukavemet Teşkilatı haline getirildi.

Halkın Sesi gazetesinin haftalık İngilizce nüshasının hazırlanmasında da önemli rol oynayan Rauf Denktaş, 1958'de büyük ölçüde artan EOKA saldırıları karşısında Türk Mukavemetinin etkili şekilde görev yapmasını sağladı. TMT'nin yayın organı olan Nacak gazetesi Denktaş'ın gazetesiymiş görüntüsü içinde Kıbrıs Türklerine yön gösterdi, mukavemet telkin etti. Nacak'ın son yazı işleri sorumlusu da Alper Faik Genç idi. Türk Hükümetinin, bir ayda yüze yaklaşan Türk kayıpları karşısında kararlı çıkışı ve aynı yıl Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda rahmetli Fatin Rüştü Zorlu'nun Yunanlı karşıtı Averof'u mağlup etmesi sonucu Yunanlılar Kıbrıs'ta eşit şartlarda bir ortaklık Cumhuriyeti kurulmasına razı olmuş göründüler. Dr. Küçük ve Rauf Denktaş bu genel kurul toplantısında kulis faaliyeti yaptılar. 1959'da Zürih Anlaşması'nın hazırlanmasında Rauf Denktaş'ın perde arkasında etkin rolü oldu. Türkiye'nin garantisinin 650 kişilik bir alayla "etkin ve fiili" bir duruma getirilmesi Denktaş'ın ısrarı ve Dr. Küçük'ün de onu desteklemesiyle mümkün olmuştur.

Aynı yıl Londra Konferansı'na katılan Türk heyetinde de yerini alan Denktaş'ın Fatin Rüştü Zorlu'ya "Makarios bu anlaşmaları er geç yıkacak ve Enosis yoluna çıkacaktır. Burada bir rol oynamaktadır. İleride bu anlaşmaların kendisine zorla kabul ettirildiğini savunarak ortaklığı bozacaktır" mealindeki değerlendirmesi, ne yazık ki ortaklık Devletinin kuruluşu ile gerçekleşmiş ve 1963'de Kıbrıs'ta Enosis uğruna tedhiş yeniden başladı.

-Gizlice sandalla Ada'ya girerken tutuklandı-

16 Ağustos 1960 tarihinde 650 kişilik Türk Alayı Magosa Limanı'na ayak bastı. 1963 olaylarından sonra Denktaş temaslarda bulunmak üzere Ankara'ya gitti. Temaslarını tamamlayan Denktaş, bir sandalla Kıbrıs'a geçti ve Türk direnişini örgütlemeye başladı.

1964 Londra Konferansı'ndan sonra Makarios tarafından ''istenmeyen adam'' ilan edilen Denktaş'ın Kıbrıs'a girmesi yasaklandı. Gizlice Erenköy'e çıkarak savaşa katılan Denktaş, 1967'de Ada'ya gizlice girerken tutuklandı, yoğun girişimler sonucu Türkiye'ye geri verildi.

1968'de Ada'ya giriş yasağı kaldırıldığından Kıbrıs'a dönen Denktaş, 1970 seçimlerinde Türk Cemaat Meclisi Başkanlığına seçildi, 28 Şubat 1973'e kadar Kıbrıs Cumhurbaşkanı Muavini ve Kıbrıs Türk Yönetim Başkanı seçildi.

13 Şubat 1975'te Kıbrıs Türk Federe Devleti'nin ilanından sonra devlet ve meclis başkanı görevlerini de yürüten Denktaş, anayasa uyarınca 1976'da yapılan ilk genel seçimlerde devlet başkanlığına seçildi.

Denktaş, 1981 yılında ikinci kez devlet başkanı oldu. 15 Kasım 1983'de Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) ilan edildi.

22 Nisan 1990'da yapılan erken seçimde ikinci kez cumhurbaşkanı seçilen Denktaş, 1995'teki seçimlerde de cumhurbaşkanı oldu.

-4 Rum liderle görüştü-

Kıbrıs sorununun çözümü için 1968'de Glafkos Klerides ile ilk kez Beyrut'ta müzakerelere başlayan Denktaş, eski Rum liderler Spiros Kiprianu, Yorgos Vasiliu, Glafkos Klerides ve Tasos Papadopulos ile yıllardır müzakere etti.

2002'de sunulan ve Annan Planı olarak bilinen BM çözüm planına, ''Türk askerini Ada'dan çıkaracağı ve Türkleri azınlık durumuna düşüreceği, devleti ortadan kaldıracağı'' savıyla karşı çıkarak ''hayır'' kampanyası yürüten Denktaş, 17 Nisan 2005'te yapılan cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aday olmadı.

Denktaş, Annan Planı sürecinde Avrupa Birliği (AB) üyeliğiyle yaşanan tartışmalarda, ''Türkiye olmadan cennete bile girmem'' demişti.

Rauf Denktaş, 24 Nisan 2005'te, Annan Planı referandumun 1. yıl dönümünde, görevi 2. Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat'a devretti.

Denktaş, cumhurbaşkanlığından ayrılmasının ardından, çalışmalarını, Lefkoşa'daki çalışma ofisinde sürdürdü.

Fotoğraf çekme merakıyla da bilinen Denktaş'ın onlarca yayımlanmış kitabı bulunuyor. Denktaş'a çok sayıda üniversiteden fahri doktora unvanı da verildi.

-24 Mayıs 2011'de rahatsızlandı-

24 Mayıs'ta beyin kanaması geçiren ve sol tarafı felç olan Denktaş, 29 Ekim'de hastaneden taburcu edildikten sonra ilk kez 15 Aralık 2011'de evinden dışarı çıktı. Havanın da güzel olmasından yararlanarak ilk kez evinden çıkan Denktaş, ''Benim için 'ölüyor' dediler, dışarı çıktım'' dedi.

Denktaş, Yakın Doğu Üniversitesi (YDÜ) Tıp Fakültesi Hastanesi'ndeki tedavisinin ardından rehabilitasyon süreci için 8 Temmuz'da Ankara'ya, Genelkurmay Başkanlığı Rehabilitasyon Merkezi'ne götürüldü.

Rauf Denktaş'ın tedavisine Ankara'da Gülhane Askeri Tıp Akademisi'nde (GATA) devam edildi. Beyinle kafatası arasındaki kan birikiminin boşaltılması için 25 Ağustos'ta ameliyat edilen Denktaş, 30 Ağustos'ta da KKTC'ye, YDÜ Hastanesi'ne getirildi.

Denktaş, beyinle kafatası arasındaki kan birikiminin artması nedeniyle 5 Eylül'de YDÜ Hastanesi'nde yeniden ameliyat edildi.

29 Ekim 2011'de taburcu edilen Denktaş, 8 Ocak 2012 gecesi, su kaybı nedeniyle YDÜ Hastanesi'ne yeniden kaldırıldı.

Saat:21:18:00 - Denktaş'ın ailesi hastaneye çağrıldı
Hastanede düzenlenen basın toplantısında ise "Çok kritik bir dönemdeyiz. Kurucu Cumhurbaşkanımızı kaybetmiş değiliz. Gelinen aşama çok sıkıntılı çok endişe verici. Ama Kurucu Cumhurbaşkanımız hayattadır." denildi.

(CİHAN)

Saat:20:30:00 - Denktaş'ın diyaliz süresi uzatıldı
Solunum yetersizliğinin ardından böbrek yetmezliğinin de baş göstermesi üzerine diyaliz makinesine bağlanan Denktaş'ın diyaliz cihazına bağlanma süresi uzatıldı. Doktorlar, Denktaş'ın diyaliz makinesine 4 saat boyunca bağlı kalacağını söylemişti.


(CİHAN)

Saat:16:58:00 - Denktaş, diyalize bağlandı
Yakın Doğu Üniversitesi (YDÜ) yoğun bakım servisinde tedavisi süren KKTC'nin 1. Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş diyalize bağlandı.

YDÜ Başhekimi Dr. Sevim Erkmen ve Nöroloi Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Özmenoğlu, Denktaş'ın sağlık durumu hakkında basına kısa bilgi verdi.

Dr. Erkmen, ''Bugün sabah saat 08.00 itibariyle ağırlaşan organ yetmezliği durumu halen ciddiyetini sürdürüyor. Sabah solunum güçlüğü nedeniyle solunum destek cihazına alınmıştı. Halen uyutuluyor. Dün, ekipteki doktorların verdiği bir kararla böbrek yetmezliği nedeniyle diyalize alınması planlandı. Şu an o uygulanmak üzere. Durumu kritik, ciddiyetini koruyor'' dedi.

Prof. Dr. Mehmet Özmenoğlu da ''Sayın Cumhurbaşkanımızın şu anda diyaliz uygulaması başladı. Yaklaşık 4 saat süreceğini tahmin ediyoruz. Ondan sonra daha detaylı bilgi sunulabilir. Ekip olarak takip ediyoruz'' diye konuştu.

Saat:14:12:00 - Denktaş, yoğun bakımdan Rumlara seslendi
Yakın Doğu Üniveristesi (YDÜ) Hastanesi (YDÜ) yoğun bakım servisinde bulunan ve sağlık durumu ciddiyetini koruyan KKTC'nin 1. Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, yoğun bakımda, Kıbrıs Rum tarafına ''Burası bağımsız bir cumhuriyettir'' diye seslenirken, eşi Aydın Denktaş için de ''Sevemez kimse seni..'' şarkısını söyledi.

Geceyi yoğun bakımda babasının yanında geçiren Denktaş'ın kızı Ender Vangöl, Rauf Denktaş'ın, solunum cihazına bağlanmadan önce yoğun bakımdaki anlarını Anadolu Ajansı ile paylaştı.

Kızıyla konuşmasında, eşi Aydın Denktaş'a olan sevgisini, evlatlarına bağlılığını dile getirerek, Rum tarafına mesaj gönderen Rauf Denktaş, Kıbrıs müzakerelerinden de bahsetti.

Babasının sürekli yatmaktan dolayı ağrısı olduğunu, konuşarak durumunu izah etmeye çalıştığını anlatan Ender Vangöl, Denktaş'ın, nefes alamaz durumdayken bile eşi Aydın Denktaş için sürekli ''Sevemez kimse seni benim sevdiğim kadar..'' şarkısını söylediğini, kendisinin de şarkıya eşlik ettiğinde, ''Sizleri kaybetmekten korkuyorum'' dediğini aktardı.

-''Hristofyas diye bağırdı...''-

Babasının, Rumca bir şeyler söylediğini, ''Rumca anlamıyorum baba, İngilizce ya da Türkçe konuş'' dediğini anlatan Ender Vangöl, babasının, Rum yönetimi lideri Dimitris Hristofyas ile diğer Rum liderler için, ''(Söyle kendilerine, burası bağımsız bir cumhuriyettir' dedi ve 'Hristofyas' diye bağırdı'' ifadesini kullandı.

Ender Vangöl, Denktaş'ın, Kıbrıs müzakerelerinden bahsettiğini, toprak ayarlamalarına, iskana değindiğini ve ''Nasıl olacak, nasıl yerleşecek bu insanlar?..'' dediğini kaydetti.

Babasına, ''bunları düşünmemesi gerektiğini'' söylediğini, ancak Denktaş'ın ''Benim düşünmem gerek'' diye yanıt verdiğini dile getiren Ender Vangöl, sabah saatlerinde de ''Beni evime götürün'' dediğini, kendisinin de ''Biraz daha güçlen evimize gideceğiz'' karşılığını verdiğini söyledi.

Nefes almada zorlandığını ve doktorun geldiğini, doktorun, ''Bu işlemi yaparken her an kalbi durabilir'' dediğini anlatan Ender Vangöl, babasının başında yalnız olduğu için buna kendisinin karar vermediğini, doktorun da, ''Denktaş Bey böyle bir müdahale yapmam lazım, ne dersiniz'' diye babasına sorduğunu ve babasının da ''Ne gerekiyorsa yapın'' diye izin verdiğini anlattı.

Babasının nefes almakta zorlandığını, gece boyu konuştuklarını, konuştuklarının zaman zaman anlaşılmadığını ifade eden Ender Vangöl, ''Ama hiç bir zaman bilincini kaybetmedi, son ana kadar'' dedi.

Solunum cihazı takılırken babasının başında olduğunu belirten Vangöl, şöyle devam etti:

''O bir tarih orada. Koskoca bir tarih o... Bu anında bile devletini düşünüyor. 'Düşünme baba bunları' diyorum, 'Nasıl düşünmeyeyim ben, düşünmem lazım, bunları çözmek lazım..' diyor. Umudumuzu yitirmiyoruz. Çok mücadele veren bir bünyesi var. Allah nasıl takdir ederse ona uyarız...''

Ender Vangöl, solunum cihazına bağlanmadan önce babasını en son kendisinin gördüğünü, Denktaş'ın şimdi solunum cihazına bağlı olduğunu sözlerine ekledi.

Saat:12:04:00 - Denktaş'ın sağlık durumu kritik
Yakın Doğu Üniversitesi (YDÜ) doktorları, KKTC'nin 1. Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'ın sağlık durumunun kritik olduğunu ve ciddiyetini koruduğunu söyledi.

YDÜ Başhekimi Dr. Sevim Erkmen ile Nöroloji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Özmenoğlu, Denktaş'ın sağlığıyla ilgili basına açıklama yaptı.

Başhekim Erkmen, Denktaş'ın durumunda, bu sabah itibariyle daha ciddi bir durumun ortaya çıktığını belirterek, şunları söyledi:

"Solunum yetmezliği gelişti ve kalp yetmezliğinde de bir artış oldu. Bu nedenle solunum cihazına bağlanması gerekti.

Şu an daha rahat olmakla birlikte solunum cihazında ve halen uyuyor. Durumu kritik, ciddiyetini koruyor."

Nöroloji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Özmenoğlu da Denktaş'ta bu sabah saat 08.30 dolaylarında solunum güçlüğünün ortaya çıktığını ve solunum cihazına bağlandığını ifade ederek, "Durumu kritik, tedavimiz ekip olarak devam ediyor, solum cihazına bağlı. İlaçla uyutuluyor" dedi.

Özmenoğlu, ilerleyen saatlerde daha detaylı açıklama yapılacağını belirterek, soru kabul etmedi.

Saat:11:17:00 - Denktaş için tıbben yapılması gereken her şey yapılıyor
KKTC Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi'nin yoğun bakım servisinde tedavisi süren 1. Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş için tıbben yapılması gereken her şeyin yapıldığını ve yapılmakta olduğunu söyledi.

Eroğlu, Denktaş'ı yoğun bakım servisinde ziyaret ederek doktorlardan bilgi aldı.

Cumhurbaşkanı Eroğlu hastaneden ayrılırken yaptığı açıklamada, Denktaş'ın solunum zorluğu nedeniyle doktorlar tarafından solunum cihazına bağlandığını belirtti.

Eroğlu, şunları söyledi:

"Tıbben yapılması gereken her şey yapılmıştır ve yapılmaktadır. Yalnız durumunun kritik olduğunu Sayın hocamız bize söylemiştir. Ama mümkün olan her şey en iyi şekilde Sayın Cumhurbaşkanımız için yapılmaktadır. Şu anda almış olduğu ilaçlarla uyuyor. Temennimiz kısa bir sürede yine geçmişte olduğu gibi sağlığına kavuşması ve KKTC halkını üzecek bir durumla bizi karşılaştırmaması. Temennimiz tekrar evine dönebilmesidir."

Saat:09:35:00 - Denktaş, solunum cihazına bağlandı
Yakın Doğu Üniversitesi (YDÜ) Hastanesi yoğun bakım servisinde tedavisi süren KKTC'nin 1. Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'ın (88) sağlık durumunun düne göre daha kritik olduğu ve saat 08.00'den itibaren kritik bir aşmaya girdiği belirtildi.

YDÜ Hastanesi Yönetim Kurulu üyesi Ahmet Savaşan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, doktorların, Denktaş'ın sağlık durumunun düne göre daha kritik olduğunu bildirdiğini belirterek, organ yetmezliğinin devam ettiğini ve şu an için uyutulduğunu söyledi.

Denktaş'ın solunumunun makine tarafından sağlandığını bildiren Savaşan ''Sabah 08.00'den itibaren çok kritik bir aşamaya girildi diyebiliriz'' dedi.


AA