12 Eylül döneminin Hava Kuvvetleri Komutanı Tahsin Şahinkaya İstanbul 'da yaşamını yitirdi. Çoklu organ yetmezliği nedeniyle Haydarpaşa GATA'ya yatırılan Şahinkaya, bugün saat 11.50'de hayatını kaybetti. Şahinkaya, 90 yaşındaydı.Böylece 12 Eylül döneminin kontrol kademesindeki son komutan da hayata veda etmiş oldu. 12 Eylül 1980 askeri darbesinin sorumlularının yargılanmasını engelleyen anayasanın geçici 15. maddesinin 2010’daki anayasa değişikliği referandumu ile kaldırılması sonucu Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya hakkında dava açılmıştı. Evren ve Şahinkaya dava sonucunda müebbet hapis cezasına çarptırılmıştı.

12 Eylül askeri darbesinin mimarı Kenan Evren, 9 Mayıs'ta uzun süredir tedavi gördüğü GATA'da hayatını kaybetmişti. Dönemin Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Nejat Tümer böbrek kanseri sonucu 29 Mayıs 2011'de hayatını kaybederken, Kara Kuvvetleri Komutanı Nurettin Ersin 2005 yılında vefat etti. 12 Eylül'ün Jandarma Genel Komutanı Sedat Celasun ise 1998 yılında ölmüştü.

ŞAHİNKAYA KİMDİR?

Tahsin Şahinkaya 1925 yılında Merzifon’da doğdu. 1943’de Harp Okulu’nu, 1957'de Harp Akademisi'ni bitirdi. Türk Silahlı Kuvvetleri'nde çeşitli kademelerde görev yaptıktan sonra 1965-1969 yılları arasında Tuğgeneral, 1969-1973 yılları arasında Tümgeneral, 1973-1977 yılları arasında Korgeneral, 1977-1983 yılları arasında Orgeneral rütbesiyle hizmet gördü. 12 Eylül 1980'de içinde bulunduğu cuntanın gerçekleştirdiği darbeden sonra, aynı zamanda Milli Güvenlik Konseyi Üyeliği görevini de yürüttü. 6 Aralık 1983 tarihinde kendi isteği ile emekli olan Şahinkaya evli ve 2 çocuk babasıydı.

İşte Radikal'den Özgür Topuz'un daha önce yazdığı portreden bilinmeyen yönleriyle Tahsin Şahinkaya...

Türkiye tarihinde toplum üzerinde en derin izler bırakan 12 Eylül darbesinin paşalarından artık geriye kimse kalmadı. Kenan Evren'in ardından Tahsin Şahinkaya da yaşamını yitirdi. Evren, darbenin lideri olmasının yanı sıra “Asmayalım da besleyelim mi?” gibi derin sözleri ve Picasso’yla girdiği resim yarışı nedeniyle bugünün genç kuşaklarınca da az çok biliniyor. Diğer paşamız Tahsin Şahinkaya’nın durumu ise öyle değil. Hava Kuvvetleri Komutanı olarak hep yükseklerde gezdiğinden mi nedir, yeterince hatırlanmıyor.

'KANUN'SEVER, İYİ FOTOĞRAFÇI

Oysa ki o da Kenan Paşa gibi sanatçı ruha sahip. İyi kanun çalıyor. ‘Kanunu’ o kadar seviyor ki, 12 Eylül 1980’de kendisi kanuna dönüşüyor. Sanatı bunla sınırlı değil tabii ki. Fotoğrafçı kişiliği de var. İlk kez 1944 yılında pilotluk eğitimi almak için gittiği Amerika’ya üç yıl sonra fotoğrafçılık eğitimine gidiyor; ‘karanlık odalarda’ eğitimini alıyor. Amerika’nın onun hayatında özel bir yeri var. Döndükten sonra orduya karanlık odalar kazandırıyor. Eskişehir’de Hava Fotoğraf Okulu’nu kuruyor. Arkadaşları onu, “Zamanın önemli bir bölümünü karanlık odada geçiren bir yüzbaşı” olarak hatırlıyor.

Terfi basamaklarını bir bir tırmanan Tahsin Şahinkaya, 1977’de orgeneral rütbesiyle Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği’ne, 21 Ağustos 1978’de de Hava Kuvvetleri Komutanlığı’nın pilot koltuğuna oturdu. Artık en yüksekteki havacıydı ama ‘kanun’ sevdasını bırakacak değildi! ‘Bayrak’ı daha yükseklere taşımaya kararlıydı. Ve ‘Bayrak Harekât Planı’nı silah arkadaşlarıyla birlikte 12 Eylül 1980 Cuma sabahı, ‘Yüce Türk Milleti’ni kurtarmak için resmen uygulamaya koydular. Darbenin bilançosu ağırdı: 650 bin kişiyi gözaltına aldılar, 210 bin dava açtılar, 517 idam cezası verdiler, 50 kişiyi idam ettiler, yüzlerce kişiyi kıyıda köşede, işkencehanelerde öldürdüler... Yazmakla bitmez. Biz Tahsin Paşa’ya dönelim.

Amerika’nın onun hayatında özel bir yeri var gerçekten de. Darbeden bir gün önce paşa yine oradaydı. Amerikan Genelkurmay Başkanı’yla kahvaltısını yaptı, sonra Türkiye’ye döndü.

2010 Referandumu'ndan sonra açılan 12 Eylül Davası'nın savcısına, ABD ’den icazet aldığı iddiasının doğru olmadığını şöyle anlatmıştı:

“Müdahale olduktan sonra ABD Genelkurmay Başkanı ‘Birlikte kahvaltı yaptık, müdahaleyle ilgili bir şey söylemedim’ dedi.” Ne güzel anıları var...

Ama başkalarının da o yıllardan bazı ilginç anıları var. Bunlardan birisi emekli Büyükelçi Yalım Eralp’e ait; Türkiye’nin uçak alımına dair bir anı:
“1981 sonbaharında bir gün Amerikan Senatosu Dış İlişkiler Komisyonu Başkanı Percy’nin yardımcısı Hans Binnedijk beni arayıp, ‘Şu anda Percy, Büyükelçiniz Elekdağ’la görüşüyor, biraz sonra seni Kongre’ye çağıracağız’ dedi. Biraz sonra Şükrü Bey (Şükrü Elekdağ) beni çağırdı, belli ki Percy’yle yaptığı konuşmadan bir büyükelçi olarak rahatsız olmuş. Yalımcığım çok vahim bir durum var. Kongre’de bana ayrıntılı bilgiler verip ‘Türkiye bir uçak seçimi yapacak, teklif verenlerden General Dynamics firması kendi uçağının performans kriterlerinin kasten düşük gösterildiği kanaatine varmış’ dediler. Yani ‘Sizinkiler olayı kasten manipüle edip rüşvet karşılığında öbür uçak F-18’i almaya gayret ediyorlar’ demeye getiriyorlar. Bilgilerde rüşvet ayrıntıları da var. Şahinkaya’nın adı yok ama, öyle bir tarif yapılmış ki, ister istemez öyle bir sonuca varıyorsunuz.”



TIMES DERGİSİ'NİN EN ZENGİN PAŞALAR LİSTESİNDEYDİ

Konu paradan açılınca, paşayla ilgili iddialar bitmiyor. Time dergisi, dünyanın en zengin 50 paşasını sıralamış o sıralar. Listede Merzifon’da yoksul bir ailenin çocuğu olarak doğan Tahsin Şahinkaya’nın serveti milyar dolarları bulmuş. Dergi Türkiye’ye hiç sokulmamış.

Zenginin malı züğürdün çenesini yorarmış misali devam edelim. Halkçı Parti Milletvekili Cüneyt Canver, 1986’da Meclis’e araştırma önergesi vermiş, ama tabii ki önerge reddedilmiş. Önergede, uçak işinin yanı sıra, Şahinkaya’nın bir Amerikan firmasıyla ilişkisi olduğu, Hava Kuvvetleri’nin bütün ihalelerindeki şartnamelerde ortağı olduğu Çanakkale Seramik firmasının kullanıldığı, 54 milyarlık ihale verildiği, çok sayıda gayrimenkule sahip olduğu, Merve adında bir yat inşa etmekte olduğu gibi birçok iddia sıralanmış.

MAFYA İLE İLİŞKİ İDDİASI

1. MİT Raporu olarak bilinen Mehmet Eymür’ün yazdığı raporda Şahinkaya da vardı: “Sarı Avni, Behçet Cantürk, Dündar Kılıç, Fahrettin Aslan ile inşaat ve ihale mafyasıyla ilişkilidir. İstanbul Emniyet Müdür Muavini Mehmet Ağar ile yakın irtibatı olup Mehmet Ağar, adı geçenin ‘terzi-elbise temizliği’ dahil her nevi özel işiyle uğraşmaktadır.”