Ece Erken, Bade İşçil, Harika Avcı ve diğerleri… Medya camiası son dönemde eş şiddetine maruz kalan ünlülerin haberleriyle çalkalanıyor.
Yıldız isimlerin boşanma dilekçelerinde şiddete rağmen ilişkiyi devam ettirme çabası gösterdikleri ortaya çıktı. Peki ünlü, eğitimli ve kariyerli kadınlar neden bile bile bu durumu tolere ediyor?

Magazin dünyası geçtiğimiz haftalarda ardı ardına gelen skandal boşanma ve şiddet haberleriyle sarsıldı. Medyada soğuk duş etkisi yapan haberlerin ortak özelliği kamuoyunda tanınan, şöhret sahibi kadınların evlilikleri boyunca şiddet gördüklerini açıklamalarıydı. Boşanma dilekçelerinde eşleri tarafından sözlü ve fiziksel şiddete uğradığını beyan eden ünlüler, akıllara ‘Ekonomik özgürlükleri var, sosyal çevreleri geniş ve eğitimliler. Peki öyleyse neden eş şiddetine boyun eğdiler’ sorularını getirdi.

ONLAR ERDİ MURADINA, PEKİ YA SONRA?

Medya camiasının güzel, ünlü ve kariyer sahibi kadınlarının evlilikleri, yıllardır televizyon ekranlarında milyonlar tarafından özenilerek izlenir. Adeta bir peri masalının mutlu sona ulaşmış halidir, onların düğünleri. Beyaz atlı prensine kavuşan ve artık yuvasının kadını olmaya karar veren ünlü simaların mutluluğu gözlerinden okunur çoğu zaman. Evet, onlar erdi muradına, peki ya sonra?

ECE ERKEN’İN İSYANI

Geçtiğimiz haftalarda birbiri ardına patlak veren boşanma davalarının basına yansımasıyla birlikte, madalyonun iç yüzünün görünenden fazlasıyla farklı olduğu gerçeğiyle karşılaştık. Fitili ateşleyen 2014 yılının Haziran ayında 4 aylık sevgilisi Serkan Uçar’la ani bir karar neticesinde nikah masasına oturan Ece Erken’in eşinden evlilik süresince şiddet gördüğünü açıklamasıydı.

HAMİLEYKEN TEKME YEDİM

Erken’in boşanma dilekçesi skandal açıklamalarla doluydu. Ünlü sunucu hamileliği esnasında biri hariç tüm doktor kontrollerine tek başına gittiğini söylüyor, bebeğinin doğum ve sünnet harcamalarını kendi bütçesinden karşıladığını belirtiyordu. Skandalın boyutları büyüdükçe ayrıntılar ve açıklamalar da birbiri ardına geldi. Erken eşi tarafından sürekli sözlü şiddet gördüğünü ve hamileyken karnına tekme aldığını açıklıyordu. İlginç olan ise, ünlü sunucunun bütün bu durumlara karşın evliliğini devam ettirmeye çalışmış olması ancak en son raddede boşanmaya karar vermesiydi.

BADE İŞÇİL-MALKOÇ SÜALP

Sansasyonel boşanma

Ece Erken – Serkan Uçar kavgasının etkileri sürerken Türkiye ikiye bölünmüş bir şekilde Bade İşçil – Malkoç Süalp çiftinin tartışmalı boşanma sürecini konuşuyordu. Rüya gibi bir düğünle dünyaevine giren ikili, boşanmaya karar vermişti. Boşanma dilekçesindeki dikkat çeken ayrıntılar elbette Bade İşçil’in “Eşim tarafından duygusal ve fiziksel şiddete uğruyorum. Çocuğumu emzirmeme izin vermiyor. 2 yaşından sonra Londra’ya yatılı okula göndereceğini söylüyor” açıklaması olmuştu. Sansasyonel ifadelerin ardından özellikle hemcinsleri tarafından sahip çıkılan İşçil, eşinin barışmak istemesi üzerine davayı geri çekti. Şiddete tolerans göstermesinin büyük tepki çekmesiyle ipler koptu ve kayınbiraderinin, çocuk bakıcısı ve şoförünün de dahil olduğu sancılı bir boşanma sürecine girdi.

OTEL ODASINDA BULUNAN HARİKA AVCI

Sular durulmadan bir başka eş şiddeti mağduru isim Harika Avcı, kaldığı otel odasında 2 yerinden vurulmuş halde bulundu. İfadesinde kendi kendini yanlışlıkla vurduğunu söylüyordu. Polis şüpheli sıfatıyla Avcı’nın sevgilisi Yasin K’yı göz altına aldı. Ancak Avcı’nın vurulduğu silah şiddet gördüğü gerekçesiyle 2 kez ayrılıp barıştığı eski eş, İbrahim Öztürk’e aitti. Olayın niteliği hâlâ çözülemese Avcı’nın şiddet görmesine rağmen her seferinde ilişkilerine devam kararı alması kamuoyu tarafından tepkiyle karşılandı.

ALİ GAYIRANAL - AVUKAT

Sevgiden çok menfaat var

Ünlü olsun ya da olmasın bizlere boşanma talebiyle gelen hemen herkesin psikolojisi normal insanlardan çok farklı oluyor. Bu noktada işin özünü evlilik birliğine duyulan bakış açısı oluşturuyor. Yani şahısların o imzayı atarken karşı taraftan ne bekledikleri çok önemli.

KENDİNDE GELECEK GÖRMEYİNCE...

Şiddet konusunda tolerans gösteren kadınlarda genellikle şu ortak özelliği görüyoruz; sevgiden farklı bir menfaat duygusuna sahip oluyorlar. Gelir açısından alt sınıfa mensup insanlarda bir erkeğin güvencesi altında olma beklentisi, üst sınıf şöhret sahibi kadınlarda ise maddi çıkarlar söz konusu.

Genelleme yapmak elbette mümkün değil ancak şan şöhret sahibi bazı kadınlarda gözlemlediğimiz şiddetin son aşamasında bizlere başvuruyor olmaları. Maddi çıkarları nedeniyle fırsat kollayanları da yok değil.

O fırsat ellerine geçtiği anda da bize geliyorlar. Kadın şiddet gördüğü anda kendi ekonomik durumu iyi olsa bile kariyer açısından kendisinde bir gelecek görmeyince ‘Geleceğimi garanti altına alayım, boşanmayı ondan sonra düşünürüm’ diyor. Bunu sevgiyle, aşkla ya da eğitimle izah edemezsiniz. Çünkü şiddet belli bir aşamadan sonra sevgiyi öldürür. Bu noktada amacı tamamen maddi menfaat olan kesimi engellemeye çalışıyoruz.

UZMANLAR NE DİYOR?

Ardı ardına gelen bütün bu skandallar kafalarda soru işareti oluşturdu. Eş şiddetinin ünlü, ünsüz, zengin ya da fakir ayırt etmediği artık bilinen bir gerçek. Ancak eğitimli, kariyer sahibi ve belli bir sosyal statüye erişmiş şöhretli kadınların bu şiddete tolerans göstermelerinin altında hangi gerekçeler yatıyor? Neden sözlü ve fiziksel şiddete boyun eğmeye meyil gösteriyorlar. Konuyu uzmanlara sorduk, işte aldığımız cevaplar....

AYŞEGÜL MERMER - AVUKAT: Medya bombardımanından korkuyorlar

Ünlülerden bize gelen davaların birçoğunda evlenmeden önce bile şiddet vakasıyla karşılaşıp ilişkisini devam ettirmeye karar verenler olduğunu görüyoruz.  Magazin camiasına mensup kadınların kocalarından şiddet görmelerine rağmen boşanma kararı almamalarındaki ana etken medya bombardımanından korkmaları. Madonna örneğindeki gibi. Yıllarca ser verip sır vermemişti hatırlarsanız.

HEMCİNSLERİNE KOZ VERMEK ENDİŞESİ MEVCUT

Ünlü kadınlar boşanma dilekçelerini verdikleri anda özel hayatlarının basına malzeme olacağını iyi biliyorlar. Dayak yiyen, ezilmiş ve pasif kadın görüntüsünden fazlasıyla korkuyorlar.

Medyanın bilmediği ve şikayet edilmemiş birçok aile içi şiddet vakası var. Magazin camiasından belirli bir şöhrete sahip kadınların eşlerinden şiddet gördükten sonra sessiz kalmalarının bir diğer nedeni de, hemcinslerinin eline koz verme korkusu. Çeşitli kıskançlıklarla rakip olarak gördükleri arkadaşlarının kendi mutsuzluklarından beslenmelerinden ölesiye korkuyorlar.

Bu tip durumlarda bir diğer vaka da, şiddet gören kadının eşinin değişebileceğine dair duyduğu umut. Şiddet mağduru ünlü kadınlar arasında bize başvurup ‘Avukat Hanım ben bir şans daha vermek istiyorum’ sözleriyle davayı geri çeken birçok kişi var. Üstelik bunlar üst düzey eğitim almış şahıslar.

AYKUT IŞIKLAR-MAGAZİN YAZARI: Parasız kalmaktan çekiniyorlar

Bir kere öncelikle şunu düzeltelim. Bunlar zengin, mal mülk sahibi ya da parası olan kadınlar değil. Kendilerinde gelecek göremedikleri için maddi durumu iyi bir erkeğin kanatları altına girmeye çalışıyorlar. Eşleri kendilerine evler, arabalar alsaydı bu konuşmaların hiçbirini yapmayacaklardı. Bu tarz kadınların teknik direktörleri, anneleri. ‘Karşımdakinden ne koparabilirim?’ düşüncesiyle evleniyorlar.

ANİ EVLENİP NAFAKA İÇİN ÇOCUK YAPANLAR VAR

Yıllardır bu mesleğin içinden biri olarak magazin camiasını çok iyi tanıdığımı söyleyebilirim. Bu tarz maddi menfaat amacıyla evlilik yapan kadınların kendi kendilerine kazandıkları paralar oldukça düşük. Sürekli marka giyinmek, Etiler, Ulus gibi semtlerde oturmak zorundalar. Kırk yılda bir çıktıkları programlardan aldıkları paraların bu imkanları sağlaması mümkün değil. Bu sebeple sırtlarını sağlam birine dayamak istiyorlar. Böylece ani bir hızla evlenip, hemen çocuk yapıyorlar. Amaç çok basit, çocuk yapar ömür boyu nafaka alırım!

PARA BİTİNCE AŞK DA BİTER

Ünlü kadınların şiddet gerekçesiyle açtıkları davaların çoğunluğunda ‘Para bitti, aşk bitti’ vakası mevcut. Evlendikleri kişilerin bekledikleri maddi menfaatleri sağlayamadığını görüyorlar. Ellerini ayaklarını bu piyasadan çektikleri için içlerinden ‘Ah şu dizide ben oynasaydım’ düşüncesini geçirip kendilerini yiyip bitiyorlar. Böylece evliliğin içindeki huzursuzluk şiddetle sonuçlanıyor ancak buna rağmen ayrılamıyorlar. Çünkü maddi açıdan bir boşluğa düşmekten korkuyorlar.

SERHAT YABANCI EVLİLİK VE İLİŞKİ TERAPİSTİ: Bitmemiş aşk şiddeti tolere eder

‘Kadın diline, erkek bileğine güvenir’ derler. Şiddet vakalarında kadının konuşarak eşini değiştirebileceğine dair inancı çok yüksek. Bu durum da işkencenin boyutunu artırıyor. Bazen kadın, kendinden emin olmadığı durumlarda şiddeti tolere etmeye yatkın bir tavır sergiliyor. Örneğin bir tartışmada kendi haklılığını kestiremiyor ve  ‘Benim de ağzımdan küfürlü söz çıkmıştı, bam teline bastım. O yüzden vurdu’ diyerek durumu meşrulaş-tırmaya çalışıyor. Oysa bu kesinlikle kabul edilebilir bir durum değil. Şiddetin gerekçesi olamaz. Şiddet uygulayan kişi hasta olarak görülemez. Bu noktada eşine karşı duyguları bitmemiş olan kadın evliliği kurtulsun diye şiddeti mağzur görüyor. Ancak tekrar şiddet görmekten kurtulamıyor. (Bugün)