TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

SERPİL KOÇOĞLU BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2021/24160)

 

Karar Tarihi: 22/11/2023

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Kadir ÖZKAYA

Üyeler

:

Engin YILDIRIM

 

 

M. Emin KUZ

 

 

Basri BAĞCI

 

 

Kenan YAŞAR

Raportör

:

Duygu KALUKÇU

Başvurucu

:

Serpil KOÇOĞLU

Vekili

:

Av. Metin İslam Adem TOK

 

I. BAŞVURUNUN ÖZETİ

1. Başvuru; pasaporta konulan zayi kaydının kaldırılması ve pasaportun iade edilmesi talebinin reddine ilişkin idari işlemin iptali istemiyle açılan davada esaslı iddia ve itirazların karşılanmaması nedeniyle adil yargılanma hakkı kapsamındaki gerekçeli karar hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

2. Başvurucu 5/1/2019 tarihinde yurt dışına çıkış yapmak için Esenboğa Havalimanına gelmiş ancak sistem üzerinden yapılan kontrolde üzerinde zayi kaydı olduğunun anlaşılması nedeniyle başvurucunun pasaportuna el konulmuştur.

3. Başvurucu, zayi kaydının kaldırılması ve pasaportunun iadesi talebiyle Kırıkkale Valiliğine (Valilik) başvuru yapmış ancak konu hakkında herhangi bir işlem tesis edilemeyeceğinden bahisle başvurusu reddedilmiştir. Başvurucunun işlemin iptali talebiyle Kırıkkale İdare Mahkemesinde (Mahkeme) açtığı dava 18/10/2016 tarihli ve 6749 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabul Edilmesine Dair Kanun'un "Yürütülen soruşturmalarda alınacak tedbirler" kenar başlıklı 5. maddesinin (2) numaralı fıkrası uyarınca tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle reddedilmiş ve karar istinaf incelemesinden geçerek kesinleşmiştir.

4. 6749 sayılı Kanun'un "Yürütülen Soruşturmalarda Alınacak Tedbirler" kenar başlıklı 5. maddesi şöyledir:

“(1) Millî güvenliğe tehdit oluşturduğu tespit edilen yapı, oluşum veya gruplara yada terör örgütlerine üyeliği veya iltisakı ya da bunlarla irtibatı nedeniyle haklarında idari işlem tesis edilenler ile aynı gerekçeyle haklarında suç soruşturması veya kovuşturması yürütülenler, işlemi yapan kurum ve kuruluşlarca ilgili pasaport birimine derhal bildirilir. Bu bildirim üzerine ilgili pasaport birimlerince pasaportlar iptal edilebilir.

(2) Birinci fıkraya göre ilgili pasaport birimine isimleri bildirilen kişilerin eşlerine ait pasaportlar da genel güvenlik açısından mahzurlu görülmesi halinde aynı tarihte İçişleri Bakanlığınca iptal edilebilir.”

5. Anayasa Mahkemesi 24/7/2019 tarihli ve E.2016/205, K.2019/63 sayılı kararıyla 6749 sayılı Kanun'un 5. maddesinin (2) numaralı fıkrasını iptal etmiştir. Anılan karar üzerine başvurucu, zayi kaydının kaldırılması ve pasaportunun iade edilmesi talebiyle 21/1/2020 tarihinde yeniden başvuru yapmış ancak Valilik konu hakkında herhangi bir işlem tesis edilemeyeceğini belirterek talebi reddetmiştir. Başvurucu, söz konusu işlemin iptali talebiyle dava açmıştır.

6. Mahkeme 7/10/2020 tarihli kararıyla davanın reddine hükmetmiş; karar istinaf incelemesinden geçerek kesinleşmiştir. Gerekçeli kararın ilgili kısmı şöyledir:

"Olayda; Mahkememizin 20/07/2020 ve 05/08/2020 tarihli ara kararlarına cevaben gelen bilgi ve belgelerin incelenmesinden; davacının eşi [G.K.] hakkında, FETÖ/PDY sebebiyle İzmir 6. Sulh Ceza Hakimliği'nin E:2017/2654sayılı kararı ile yakalama kararı verildiği ve ayrıca davacının kendisi hakkında da FETÖ/PDY-KOM2 şerh kaydının bulunduğu, ayrıca, Emniyet Genel Müdürlüğü'nün 31/01/2020 tarih ve 25227 sayılı yazısında da; Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 2017/68532 sayılı soruşturması ele geçirilen dijital materyallerde davacının adının geçtiği, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nca yürütülen soruşturma ve kovuşturmalar kapsamında ele geçirilen dijital materyallerin incelemesi işlemlerinin devam ettiği bilgisine yer verildiği görülmektedir.

Bu durumda; davacının eşi [G.K.] hakkında, FETÖ/PDY sebebiyle İzmir 6. Sulh Ceza Hakimliği'nin E:2017/2654sayılı kararı ile yakalama kararı verildiği ve ayrıca davacının kendisi hakkında FETÖ/PDY-KOM2 şerh kaydının bulunduğu ve Emniyet Genel Müdürlüğü'nün 31/01/2020 tarih ve 25227 sayılı yazısında da; Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 2017/68532 sayılı soruşturması ele geçirilen dijital materyallerde davacının adının geçtiği, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nca yürütülen soruşturma ve kovuşturmalar kapsamında ele geçirilen dijital materyallerin incelemesi işlemlerinin devam ettiği bilgisine yer verildiği hususları birlikte değerlendirildiğinde; davacı tarafından, sahibi olduğu pasaport üzerindeki zayi kaydının kaldırılması ve pasaportunun iade edilmesi istemiyle yapılan başvurunun reddine dair işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonuç ve kanaatine varılmıştır."

7. Başvurucu, nihai hükmü 9/3/2021 tarihinde öğrendikten sonra 1/4/2021 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

8. Başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

9. Öte yandan İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı 2020/58149 esasına kayden başvurucu hakkında Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanmasına (FETÖ/PDY) üye olma suçundan soruşturma başlatmış; soruşturma dosyası 13/3/2021 tarihli yetkisizlik kararı ile Kırıkkale'ye gönderilmiştir. Kırıkkale Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 17/5/2022 tarihinde iddianame hazırlanmıştır.

II. DEĞERLENDİRME

10. Ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşılan başvurucunun adli yardım talebinin kabulüne karar verilmesi gerekir.

11. Başvurucu; pasaportuna yönelik işlemin eşi hakkında yapılan tespitlerden kaynaklandığını, derece mahkemelerince yapılan değerlendirmede kendisi ile ilgili bir saptamaya yer verilmediğini, eşi hakkında yakalama kararı olması ile kendisi hakkında FETÖ/PDY-KOM2 kaydının bulunmasının aynı anlama geldiğini, söz konusu soruşturmada adının geçmesinin nedeninin eşi olduğunu, bunun dışında hakkında bir ceza soruşturması ya da yargılaması bulunmadığını belirterek hâkim kararı olmaksızın yurt dışına çıkışının engellenmesi nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

12. Adalet Bakanlığı (Bakanlık) görüşünde, başvurucu hakkında Kırıkkale Cumhuriyet Başsavcılığında devam eden bir soruşturma olduğu belirtilmiş; derece mahkemelerince başvurucuya yönelik araştırma ve inceleme yapıldıktan sonra karar verildiği, somut olayın kendine özgü koşulları ve pasaport hakkında tesis edilen işlemin olağanüstü hâl döneminde yapıldığı hususu da dikkate alındığında Anayasa Mahkemesinin yerleşik içtihadı kapsamında inceleme yapılması gerektiği ifade edilmiştir. Başvurucu, Bakanlık görüşüne karşı beyanında başvuru formunda ileri sürdüğü hususları yinelemiştir.

13. Başvuru, gerekçeli karar hakkı yönünden incelenmiştir.

14. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan gerekçeli karar hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.

15. Anayasa'nın 141. maddesinin üçüncü fıkrasında “Bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır.” denilerek mahkemelere kararlarını gerekçeli yazma yükümlülüğü yüklenmiştir. Anayasa’nın bütünlüğü ilkesi gereği anılan Anayasa kuralı gerekçeli karar hakkının değerlendirilmesinde gözönünde bulundurulmalıdır (Abdullah Topçu, B. No: 2014/8868, 19/4/2017, § 76). Gerekçeli karar hakkı, kişilerin adil bir şekilde yargılanmalarını sağlamayı ve denetlemeyi amaçlamaktadır. Bu hak, tarafların muhakeme sırasında ileri sürdükleri iddialarının kurallara uygun biçimde incelenip incelenmediğini bilmeleri ve demokratik bir toplumda kendi adlarına verilen yargı kararlarının sebeplerini toplumun öğrenmesinin sağlanması için de gereklidir (Sencer Başat ve diğerleri [GK], B. No: 2013/7800, 18/6/2014, §§ 31, 34). Bununla birlikte mahkemelerin anılan yükümlülüğü, yargılamada ileri sürülen her türlü iddia ve savunmaya karar gerekçesinde ayrıntılı şekilde yanıt verilmesi gerektiği şeklinde anlaşılamaz. Ancak derece mahkemeleri, kendilerine sunulan tüm iddialara yanıt vermek zorunda değilse de (Yasemin Ekşi, B. No: 2013/5486, 4/12/2013, § 56) davanın esas sorunlarının incelenmiş olduğu gerekçeli karardan anlaşılmalıdır. Makul gerekçe; davaya konu olay ve olguların mahkemece nasıl nitelendirildiğini, kurulan hükmün hangi nedenlere ve hukuksal düzenlemelere dayandırıldığını ortaya koyacak, olay ve olgular ile hüküm arasındaki bağlantıyı gösterecek nitelikte olmalıdır (İbrahim Ataş, B. No: 2013/1235, 18/6/2013, § 24). Aksi bir tutumla mahkemenin davanın sonucuna etkili olduğunu kabul ettiği bir husus hakkında ilgili ve yeterli bir yanıt vermemesi veya yanıt verilmesini gerektiren usul ya da esasa dair iddiaların cevapsız bırakılmış olması hak ihlaline neden olabilecektir (Sencer Başat ve diğerleri, § 39).

16. Anayasa Mahkemesinin İnan Özdemir Taştan kararında (B. No: 2018/34137, 25/5/2022) pasaportu iptal edilen başvurucunun, hangi eylemleri ya da ilişkileri nedeniyle yurt dışına çıkışının engellendiğinin yetersiz inceleme ve gerekçe nedeniyle belirsizliğini koruduğu vurgulanarak gerekçeli karar hakkının ihlal edildiğine karar verilmiştir.

17. Somut olayda başvurucunun pasaportuna zayi kaydı konulmasına ilişkin olarak eşi hakkında yürütülen soruşturma, eşinin firari olması, bu soruşturmada başvurucuya yönelik tespitlerin bulunması ve ele geçirilen dijital materyaller üzerinde incelemenin devam ettiği hususları gerekçe gösterilmiştir. Başvurucu, kendisiyle ilgili tespitlerin esasen yine eşine ilişkin olduğunu, "Garson" kod adlı gizli tanık tarafından ortaya çıkarılan ve örgütün emniyet yapılanmasını deşifre eden listede eşiyle ilgili bilgilerin içinde adının geçtiğini, FETÖ/PDY-KOM2 kaydının bu anlama geldiğini, hakkında herhangi bir soruşturma olmadığını belirtmiştir.

18. Başvurucuyla ilgili tedbirin işlemin tesis edildiği anda ve devam eden yargı sürecinde başvurucunun eşinin devam eden soruşturmasına dayandırılan bir idari işlem olduğu, gerekçeli kararda her ne kadar başvurucuyla ilgili de inceleme yapıldığı belirtilmiş ise de hakkında yürütülen soruşturma ya da kovuşturmadan bahsedilmediği, idari işlemin gerekçelerinin başvurucunun öznel durumuyla ilişkilendirilmek suretiyle ortaya konulmadığı anlaşılmaktadır. Diğer bir deyişle derece mahkemeleri bu tedbirin neden konulduğunu ve devam ettirildiğini, başvurucunun öznel durumu karşısında alınması zorunlu bir tedbir olup olmadığını tartışmamıştır.

19. Netice itibarıyla başvurucu hakkındapasaportuna yönelik işlemin tesisiyle ilgili olarak terör örgütü ile ilişkisini ortaya koyan, millî güvenliğe tehdit oluşturan faaliyetlerde bulunduğunu gösteren bir mahkeme kararının mevcut olmadığı; bu konuda derece mahkemelerinin de ayrıca araştırma yaparak değerlendirmede bulunmadığı, dolayısıyla başvurucunun hangi eylemleri nedeniyle yurt dışına çıkışının engellendiğinin yetersiz inceleme ve gerekçe nedeniyle belirsizliğini koruduğu görülmüştür.

20. Açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki gerekçeli karar hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.

21. Başvurucunun, pasaportuna yönelik işlem nedeniyle suç ve cezaların şahsiliği ilkesinin, masumiyet karinesi ile yerleşme ve seyahat özgürlüğünün ihlal edildiğini de ileri sürdüğü görülmekte ise de gerekçeli karar hakkının ihlal edildiğine karar verildiğinden diğer ihlal iddialarına ilişkin olarak ayrıca bir inceleme yapılmasına yer olmadığına karar verilmesi gerekir.

III. GİDERİM

22. Başvurucu, ihlalin tespiti ile yeniden yargılama ve tazminat talebinde bulunmuştur.

23. Başvuruda tespit edilen hak ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmaktadır. Bu kapsamda kararın gönderildiği yargı mercilerince yapılması gereken iş, yeniden yargılama işlemlerini başlatmak ve Anayasa Mahkemesini ihlal sonucuna ulaştıran nedenleri gideren, ihlal kararında belirtilen ilkelere uygun yeni bir karar vermektir (30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 50. maddesinin (2) numaralı fıkrasında düzenlenen bireysel başvuruya özgü yeniden yargılama kurumunun özelliklerine ilişkin kapsamlı açıklamalar için bkz. Mehmet Doğan [GK], B. No: 2014/8875, 7/6/2018, §§ 54-60; Aligül Alkaya ve diğerleri (2), B. No: 2016/12506, 7/11/2019, §§ 53-60, 66; Kadri Enis Berberoğlu (3) [GK], B. No: 2020/32949, 21/1/2021, §§ 93-100).

24. İhlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasının yeterli bir giderim sağlayacağı anlaşıldığından tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekir.

IV. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Adli yardım talebinin KABULÜNE,

B. Gerekçeli karar hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,

C. Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki gerekçeli karar hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,

D. Kararın bir örneğinin gerekçeli karar hakkının ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere Kırıkkale İdare Mahkemesine (E.2020/137, K.2020/377) GÖNDERİLMESİNE,

E. Başvurucunun tazminat talebinin REDDİNE,

F. 18.800 TL vekâlet ücretinden oluşan yargılama giderinin başvurucuya ÖDENMESİNE,

G. Ödemenin kararın tebliğini takiben başvurucunun Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,

H. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 22/11/2023 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.