- Ben bu ördeği aldım!
Kadı efendiye kim itiraz edebilir ki...
Fırıncı, kızarmış ördeği paketleyip kadı efendiye vermiş.
Az sonra ördeğin sahibi gelmiş. Fırıncıya sormuş:
- Hani bizim ördek nerede?
Fırıncı boynunu büküp: 'Uçtu' demiş. Ördek sahibi öfkeyle fırıncının üstüne yürümüş. İş kavgaya dönüşmüş. Kavga sırasında fırıncı, ördek sahibi yerine, gayrimüslim bir müşterisinin gözünü çıkarmış. Düşmanın bir iken iki olduğunu gören fırıncı kaçmaya başlamış. Kaçarken atladığı duvarın arkasında hamile bir kadının üstüne düşmüş. Kadın çocuğunu kaybetmiş. Kadının kocası da fırıncının peşine düşmüş. Tam köşeden dönerken Yahudi vatandaşın eşeğinin kuyruğundan yakalamış. Yahudi, eşekten düşmüş. Zaptiyeler, fırıncıyla birlikte peşindeki dört kişiyi yaka paça kadı efendinin huzuruna çıkarmışlar. Kadı efendi mahkemeyi başlatmış. İlk sözü, ördek sahibi almış ve şikayetini söylemiş.

- Kadı efendi, bu adam benim ördeğimin üstüne yatmaya çalışıyor!
Ördeğin uçtuğunu iddia ediyor. Kızarmış ördek uçar mı?
Kadı efendi kitabı açmış. Ördeğin karşısında: "Tayyar" kelimesini görmüş. Türkçesi, uçan demekmiş. Kadı efendi, bu suçtan fırıncıyı beraat ettirmiş. Sıra gayrimüslim müşteriye gelmiş. O da bir gözünü fırıncının çıkardığını iddia ederek, davacı olmuş. Kadı efendi, kara kaplı kitabı yine açmış; 'Müslüman biri, gayrimüslim birinin iki gözünü çıkarırsa, Müslümanın bir gözü çıkarılır' yazıyormuş. Şimdi demiş kadı efendi; fırıncı senin öteki gözünü de çıkarsın. Biz de onun tek gözünü çıkaralım. Gayrimüslim müşteri şikayetinden vazgeçmiş. Sıra çocuğunu düşüren kadının kocasına gelmiş. O da şikayetini bildirmiş. Kadı Efendi, hükmünü vermiş: "Sen karını fırıncıya gönder. Zayi olan çocuğun yerine bir çocuk yapsın!" Adam, bu sözleri duyunca, mahkeme salonunu terk etmiş. En son sıra eşekten düşen Yahudiye gelmiş. Kadı Efendi ona da sormuş:

- Senin şikayetin ne bakalım?

Yahudi ellerini açmış;
Ne diyeyim kadı efendi, demiş; ADALETİNLE BİN YAŞA SEN E Mİ!