Türkiye, doğunun en batısında, batının en doğusunda bir karakol gemisi değil; Türk ve İslam dünyasını çağdaş uygarlık seviyesine taşıyarak dünyada layık olduğu saygın ve şerefli yere getirme görevini üstlenmiş olan bir amiral gemisidir!

Milletinin geçirdiği başıbozukluk ve badirelere rağmen neredeyse küllerinden doğarak kendini hızla toparlamakta olan bu gemi bu tarihi görevini mutlaka yerine getirecek; batıda Atlas okyanusu kıyısından Asya’nın doğusunda Kamçatka’ya kadar uzanan devasa coğrafyada barış, huzur, bereket ve bolluk kapılarını ardına kadar tüm insanlığın yararlanmasına açacak; insanlığın yeni bir uygarlık seviyesine ilerlemesinin ateşleyicisi olacaktır. Gök delinip ya da yer yarılıp da Türk milletini yok etmedikçe bu ulu amaç er ya da geç gerçek olacaktır.

Onun içindir ki Türkiye, gerçek bir amiral gemisi gibi hareket etmek, toplum yapısı ve devlet yönetimi, uzun ve kısa vadeli hedeflerinin belirleme ve ülke içi ve dışı ile ilişki ve iletişiminde bu olağanüstü tarihsel görevine uygun ve örnek bir duruş, tutum ve davranış sergilemek zaruretindedir.

Bu yüce amaç, devletin milletiyle barışarak onunla bütünleşmesi, toplumda farklılıklara onlara zoraki katlanarak değil değişik yönlerini hoş ve zenginleştirici görmek suretiyle ayrışma ve kutuplaşmaların birleşme ve kardeşliğe dönüştürülmesi, herkesin, herkesi hiçbir sebeple ayrım gözetmeksizin hoşgörüyle kucaklaması, devlet, toplum ve bireylerin yüce insani değerler etrafında birleşmesi ile mümkündür.

Orta Asya’dan beri sürdürdüğümüz kurultay ve töre/anayasa örfümüz, herkesin eşit olduğu, kanun önünde sultanların bile hesap verir olduğu şeklindeki hukukun üstünlüğü ve adalet inancımız, Mevlana, Yunus Emre ve Ahi Evran’ın toplumun dokularına sıkı sıkıya işlediği insan sevgisi ve hümanizma, hiç kimsenin hiçbir sebeple ayrı muameleye tabi tutulmadığı sevgi, hoşgörü ve insancıllık esasında yoğrulmuş devlet yönetimin anlayışımız demokrasinin ta kendisidir. Halkımızın gelişmiş demokrasi isteği de işte bu engin kültürümüz öyle gerektirdiğinden dolayıdır.

Bu amiral gemisinin dümenindeki devlet yöneticileri ile farklı fikir ve görüşleriyle komuta merkezindeki, bilge, düşünür ve fikir önderlerimiz bilsinler ki; onlar yüce değerlerimizi akıl ve hoşgörüyle birleştiren yol göstersinler yeter ki; bu memleketin evlatları, tırnaklarıyla kazarak olsa bile, dağları devirmeye hazırdır.


"Yazarın özel izni ile Facebook/Mehmet Gün sayfasından aynen alınmıştır."